Geçmişin Gölgeleri-Nora Roberts The MacGregors Ailesinin tiryakisi oldum ben..Şu ana kadar en beğendiğim hikayee bu oldu..Hele Alan MacGregor kişiliği kararlılığı ile tam da karizmatik ne istediğini bilen bir erkek modeli idi.. Shelby Camppbell o da bir İskoçyalı ama Klanı farklı biri ötekinin topraklarını almış:)) Ama asıl derdi Shelby'nin başka babasıda Alan gibi siyasetçi imiş ama kızının gözlerinin önünde bir suikast sonucu öldürüldüğünde Shelby on yaşında..Ömür boyu sürecek bir travmaya sebep olan bu olay yüzünden Shelby Alan'ı hayatına sokmamakta kararlı.. Ama Alan'da vazgeçmeiyor o da çok kararlı.. Bazen duygulandığım,bazende kahkahalarımı tutamadığım bir hikaye idi..Serinin ilk kitabından itibaren seri yi okurken giderek daha fazla zevk almaya başlıyorum..Çevirmenin hakkını da vermek lazım kitap akıyordu..Veee bu hikayelerde en sevdiğim karakter Daniel MacGregor bu babaya bayılıyorum okurken..Çocukları üzerindeki etkisini çok seviyorum... Şimdi bakalım hangi hikayeyi okuyacağız? Sırada sanırım Grant var onu da bir an önce okumak istiyorum.. Seriyi Sıralaması: 1.Kumarbaz Aşk 2.Kader Bağladı Bizi 3 .Geçmişin Gölgeleri..
Herşey Senin Uğruna-Mary Wine Yeni bir yazar yeni bir seri ve yine İskoçlar.)) Tam Beş kitaplık bir seri bu.. Highlander Serisi 1. To Conquer a Highlander (2010) Herşey Senin Uğruna 2. Highland Hellcat (2010) 3. Highland Heat (2011) 4. My Fair Highlander (2011) 5. The Highlander's Prize (2012) Roman 15 yüzyılda geçiyor...Halkının uğradığı korkunç katliamdan sonra Torin Mcleren bu saldırıdan sorumlu Randal McBoyd'un kızını evllenmek üzere iken kaçırır muhtemel bir ayaklanmanın ve birleşmenin de önüne geçmiştir.İntikam için kaçırdığı düşmanın kızı Shannon McBoyd babası tarafından hor görülerek sevgisiz yetiştirilmiş bir klan resinin kızıdır.. Mcleren Klanında işten pestili çıkartılasıya kadar çalıştırılsa da pes etmez çünkü o zaten bu muameleye alışıktır.. Torin Mcleren ile başlayan kavgaları zamanla tutkulu bir aşka dönüşür..Aşkları için iki düşman kabileden oldukları için mutluluğa yelken açabileceklermi?...Konu tanıdıktı ama çeviri kurgulama güzeldi..Yazar seksi çok fazla işlemiş...aşkı çok fazla hissedemedim..Kitap sonlara doğru dahada güzelleşti... Ama yazarda bariz Garwood etkisi vardı onu belirtmeliyim.Serinin ikinci kitabını da okumak istiyorum..Umarım bunun için fazla beklemeyiz.İskoç hikayelerini,klanları okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre.Yazar hakkındaki düşüncemi ikinci kitapta karar vereceğim.. Birde kapağa değinmek istiyorum konuya çok uygundu ama bana çok itici geldi..Adam romandaki karakteri kesinlikle yansıymıyordu kapakdaki kadın çok sevmsizdi.. Bu yazarın çıkış kitabında daha güzel bir kapak olmalıydı..
Gece Yarısı Çığlığı-Lara Adrian. Lara Adrian Bu son kitabını okuduğumda yazarı ne kadar özlediğimi anlamışım..Bu maceramız Rio'muzun macerası idi..Rio en sevdiği tarafından ihanet uğramış bir savaşçı idi..Vücudundaki yaralardan çok ruhundaki yaralar daha derindi...Kendini aylardır Avrupa'da bir mağaraya kapatmış k kendini öldürmeyi planlıyordu ama araştırmacı gazeteci Dylan Alexander yoluna çıktı..Rio'nun planlarını bozmuştu ve resimlerini çekmişti..Oldumu şimdi...Hiç soylu savaşçının resimleri çekilirmi:))).. Hemen yapılması gereken Dylan'n peşine düşüp resimleri almak idi..Ama bu planlarda tutmadı..Resimleri aldı ama resimler bir kaç kişiye gönderilmişti bile..Bu da ne demekti? İkili birbirini daha sık görecekti en azından bu iş sonuçlanana kadar.. Dylan'ın Soyeşi olduğunu da öğrenince Rio onu sığınaklarına almak istedi başka bir Soylu savaşçı ile birleşsin diye düşüncede güzel ama pratikte hiç de öyle kolay değildi ki.. Aralarındaki çekim gün geçtikçe alevlenirken..Dylan'ın olağanüstü bir yeteneği varken..Dylan ölmüş soyeşlerinin ruhları ile konuşabilyordu bilgi alabilyordu..Anlaşılan işlerine çok da yarayabilirdi... Daha fazla ayrıntı vermeyeyim..Bu macerada çok güzeldi..Ama güzel şeyler çabuk biter..Yeni macera için da çok beklemesek..Ne iyi olurdu. Tavsiye ederim ama bağımlılık yapıyor...Dikkatli Olun....
MacEgan Olmak-Michelle Willingham Bu yazar benim orta çağ romanlarımın favorisi...Harikulade bir seri...Bu seriyi bulan hiç kaçırmasın okusun bence..Yine benden tam puan aldı..Romanda kusur yok..Çeviri mükemmel kitap akıyor..Kapak orjinal hikayeyi olduğu gibi yansıtıyor..Kusur aradım bulamadım...İşin en güzel tarafı ise seriyi yayınevi arka arkaya yayınlayarak biz soğumadan yayınlaması..Buda seriden daha çok zevk almamı sağladı ki...Teşekkürler Harlequin..Yazarın diğer kitaplarını da bekliyoru(m)z.. MacEgan Olmak'da en küçük kardeş Trahern'in hikayesi vardı hem ozan hem dövüşçü sevdiği kadını hunharca kaybetmiş Trahern'in hikayesi çok dokunaklı idi.. Vee Morren O'Relly kız kardeşini korumak için köyünü basan haydutlara kendini sunacak kadar gözü pek cesur bir kadın..Daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum..Okuyun ..Özellikle MacEgan olmanın ayrıcalığını farkedin..Erkeklerinin dayanılmaz cazibesini...
Bana Sevdiğini Söyle-Elizabeth Hoyt Legend of The Four Soldiers Serisinin ikinci kitabı.. To Seduce a Sinner(Bana Sevdiğini Söyle) Ahhh Elizabeth Hoyt beni yine büyüledi..Serinin ilk kitabı kadar hem de...Yine muhteşem bir çeviri kapak Orijinal tam istediğim gibi..okurken deyim yerinde ise zevkten dört köşe oldum...Demek olabiliyormuş:)) İlk kitapta Lord Vale Lady Emeline tarafından Samuel Hartley ile evlenebilmek için onunla evlenmekten vazgeçmiş vee onunla Amerika'ya gitmeyi kabul etmişti..Emeline'in dostı,arkadaşı Melisande Fleming'i kitabı okuyanlar hatırlar.. Sanırım Melisande kadar gizemli ve sır dolu bir kadına zamanımızda da zor rastlanır..Kendisini kahverenginin değişik tonlarına kapatmış 28 yaşında başından hoş olmayan bir nişanlılık geçmiş kadındı...Ama kimse onun aslında ne hissettiğini,istediğini bilmiyordu..Kendisini herkese,her şeye kapatrmıştı..Çektiği acıları da içine gömmüştü..Terkedilmenin yakıcı acısını herkesten saklamıştı..Dostu sırdaşı Lady Emeline'den bile...Ama onunda sonunda patladığı zamanlar oluyordu..Lord Jasper Vale yine evliliğin ucundayken terkedilmişti..Hem de bir papaz için...Bu Melisande için son damla idi..Yeni terkedilen çiçeği burnundaki damadı yıllardan beri deyim yerinde ise umutsuzca seviyordu.. Son kez evleneceği gün terkedilen Lord Vale'nin karşısına dikillip ona evlenme teklifi etti..Jasper ise soyunun devamı için evlenmesi gerekiyordu..Bu teklife çok şaşırsa bile her zamanki pratikliği ile evliliğin gerçek bir evlilik olup olmayacağını sordu sadece..Gerisi onu ilgilendirmiyordu..Bu sade gösterişsiz kişiliksiz can sıkıcı kadın ile diğerlerinde de olduğu gibi hiç bir ortak noktası olamazdı zaten..Ve kabul etti..Evlendiler... Evlilikleri sıradışıydı...Ama iki tarafta çok yaralı idi...Jasper Vale Spinner Falls savaşında deyim yerinde ise ruhunu kaybetmişti...Yavaş yavaş birbirlerini tanımaya başladılar..Melisande kocasının hiçde duyarsız olmadığını çok acı çeken bir erkek olduğunu öğrendi..Jasper'de karısının o deyim yerinde ise saklandığı teneke kutu içindeki cevherini....Yavaş yavaş birbirlerini keşfedip yaralarına liaç oldular,merhem oldular...Çok güzel anlamlı bir hikaye idi..Elizabeth Hoyt'un alem gücüne yine hayran kaldım.. Bölüm başlarındaki hikayelerede bayıldım yine bu sefer ki hikayemiz Gülen Jack'in hikayesi idi.. Üçüncü hikayemiz İskoçya'ya uzanacak münzevi Dük Allister'in hikayesi..Sanırım yalnızlığı sona erecek zira yanına eşi bulunmaz bir kahya gidiyor...Melisande o işe de el attı...Bu sefer onun ruhu kurtarılacak..Okuyun... Bence Historical türünün en iyi yazarlarından....
Seninim Maureen Smith Ilk defa okudugum bir yazardi. Cok akıciydi kitap okurken akıyordu. Konusunu cok sevdim unutulmaz Özel Bir Kadin'ın konusuna cok benziyordu. Her satırından büyük bir zevk alarak okudum. Keske kıtabın +18 uyarısı kapakta olabılseydi cünkü oldukca erotik sahneleri vardi. Ama konu geregi bence tam kararında idi yazar iyi bir denge kurmuştu. Ciftin arasindaki cayir cayır yanan seksüel gerilimide,birbirlerine aşık olmalarini,sahiplenmeleri cok iyi işlenmişti. Özellikle romanin erkek karakteri Bay Mükemmel romanindaki erkek karakteri sollayacak bir karakterdi bence. Hicmi kusur olmaz ki.BU karakterde neredeyse hiç kusur yoktu.. Romanin konusuna gelince Lena Eskortluk yapan genc bir kadindır. Hayatta kızkardesi ve büyük babasindan da başka kimsesi yoktur. Bir kaza geciren büyükbabasinin tedavi masraflarini ödeyebilmek icin eskortluğu ek iş olarak yapmaktadir. Asıl meslegi ise bir para bağışlayan bir vakıfin yazarlık işidir.... Gündüz masum gece ise vamp bir kadın rolunü iyi oynamaktadır...Kız kardeşi işvereni ve arkadaşı Zandra dışında kimse bilmemektedir... Ünlü iş adami Roderick Brand'la tanısincaya kadar hicbir müsterisi ile iliskiye girmemistir. Ama bu sefer bu kurali uygulamak zor olacaktir. Karsisindaki erkek öyle sıradan bir adam değildir... Daha onu görür görmez Lena başının dertte olduğunu anlamıştır aslında...Tavsiye ediyorum ama +18 Yaş üstündekilere:))) Yazarı sevdimmm takip edeceğimmm...
Dört kitaplık bir serinin ilk kitabı..Çok severek okudum Şimdiye kadar yazarın okuduğum kitaplarının hepsini beğenerek okudum..Günahkar Aşıkda da kural bozulmadı çünkü bu kitabıda çok beğendim..Yazarın belli bir standardı var asla altına düşmüyor..Günahkar Aşık da çeviri mükemmel derecede akıyor idi..Söylememe gerek varmı tabii ki Seden Gürel farkı vardı bu kitapta da ..Ama ta başından beri eleştirdiğim kapağı kitabın tek eksisi idi..Bu kapak ile hem yazar hem hikayeye büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum... Romanın karakterleri tam birbirinin zıddı idi..Okurken çok severek okudum..Karakterlerin içlerindeki hesaplaşmaları yazar çok güzel işlemişti..Spinner Falls savaşı gazisi Samuel Hartley ve bu savaşta oğlan kardeşini kaybeden Leydi Emeline Gordon birbirlerinin tam anlamı ile zıd karakterleri yazar hikayeye güzel adapte ettirmişti.. Samuel yeni dünyayı simgeliyor idi Leydi Emeline ise eski dünyayı ..Samuel'in kızılderili makoseleride romanda oldukça dikkat çekiyordu...Özellikle Lady Emeline'nin.. Samuel Londra'ya birazda Spinner Falls savaşında tüm birliğe ihanet eden kişiyi arıyordu..Onunla hesaplaşmayı planlıyordu..Çünkü yüzlerce siah arkadaşı gözünün önünde hunharca katledilmişti.. Ama Londra'ya gelirken de peşine kız kardeşi Rebecca'nın da takılmasını engelleyememişti..Rebecca'nın sosyetede kendine yer bulmasını sağlamak için şaperonluk yapan Leydi Emeline'den yardım ister ama ikili arasından kelimenin tam anlamı ile kıvılcımlar çakar.. İki tarafında korkuları vardır..Emeline arka arkaya kaybettiği ailesi,eşi son olarak da ağabeyi yüzünden hayatta tek başına kalmış ayakta kalma mücadelesini kazanmış güçlü bir kadındır.. Samuel ise savaşda yaşadıkları yzüzünden hem ruhen hem bedenen yaralanmış bir askerdir..Emeline'i görür görmez ondan çok etkilenmiştir..Başlarda birbirleri ile olan çekişmeleri sonradan tutkulu bir aşka dönüşecektir..Emeline bir daha bağlanmamak ve onu kaybetme korkusu yaşamamak için elinden gelen her türlü engeli ortaya koysa da bu çekimden o da sonunda kaçamayacak hale gelecektir.. Hikayede bölüm başlarında Demir Yürek Masalı da çok güzeldi..Bölüm başlarında onu da severek okudum... Şimdi sıraa Bana Aşkını Söyle'deee.. Hala okumayan varsa Tavsiyemdir!!...