Bu yazarda ne kalem gücü var bilmiyorum..Her yeni bir hikayesini okuduğumda hayranlığım daha da artıyor..O hikayelerdeki kurgulama duygu yoğunluğuna bayılıyorum..Hem tarihi mekanları hem de aşkı çok güzel hissettiriyor bana..Bu yüzden de 5 üzerinden 5 veriyorum.. Yeni hikayelerini de okumak için sabırsızlanıyorum.. Hikayemize gelirsek: Patrick,Bevan,Connor'dan sonra en küçük kardeş Evan Macgregorun hikayesi vardı bu hikayeyi de beğenerek okudum... Evan Macgregor en küçük kardeş olduğu için maddi anlamda pek parlak durumda değildi..O yüzden para ve maddi durumdan iyi olan bir kadınla evlenmesi gerekiyordu..Bunun içinde bir aday belirlemişti bile kendine..Katherine Montford idi bu kadın ama ondan başka yedi aday daha vardı..Katherine'nin babası bu yedi adayı bulundukları klana çağırıp aralarında yarışma düzenlemişti.. O sırada Katherine'nin ablası Honora St Leger'de vardı klanda..Kocası ölmüş geri dönmüştü ama hiç de mutlu bir evlilik yapmamıştı..Kocasının ölümü onun için bir nevi kurtuluş olmuştu..Bir daha da evlenmeye hiç niyeti yoktu.. Honora ile Evan küçüklükten birbirlerini tanıyorlardı Honora kızkardeşi Katherine'nin aksine erkek gibi kılıç kullanıp dövüşebilen bir kadındı bunu Evan'dan da öğrenmişti. Ayrıca kendisinin çok çirkin beceriksiz bir kadın olduğuna inanıyordu..Bir erkeği mutlu edemeyeceğine inanıyordu.. . Evan'a Honora küçükken aşık idi .. Bu iki genç yıllar sonra karşılaştıktan sonra aralarındaki oluşan çekim şaırtıcıydı..Evan Katherine ile evlenmeyi planlarken etkilenip hoşlandığı kadın Honora idi..Ona çekimine karşı koymak ise gün geçtikçe daha zor geliyordu.. Honora'nın üvey oğlu John ile de başı beladaydı..Bir türlü peşini bırakmıyordu..Çok mutsuz geçen evliliğinde kocası öldükten sonra üvey oğlununda tacizlerine direnmişti..John ayrıca babası öldükten sonra babasından kalan hazinenin Honora'da olduğuna inanıyordu ve bu yüzden kadının peşini bırakmıyordu.. Çok güzel etkileyici bir hikayedi..Çok severek okudum....Orta çağ romanı seviyorsanız kaçırmayın derim...
Konusunu begenerek almıstim ama büyük bir hayal kırıklıgi oldu benim icin. Özel hayatinda mutlulugu yakalayamamis olan Becca'nin Londra'daki bekar erkeklerin cöpcatan kralicesi ve iş maceralarını anlatıyordu bu kitap Kapak çarpıcı . Konudan da çok ümitliydim maalesef bana pek hitap etmedi.Ama çiklit severler sevebilirler bu romanı..Umarım sizler keyif alırsınız okurken...
Saklı Öpücük Simdiye kadar okudugum historical romanlarda okudugum kahramanlar gibi dük,düşes,lordlar,leydiler veya klan reisleri yoktu bu sefer kovboylar,banka soyguncuları,şerifler vardı bu hikayede.. Çok degisik bir tat bırakti bendeonu söylemeliyim ki, okurken büyük bir zevk aldim. Yazarın o akici ve büyüleyici kalemini de ózlemisim. Yazdıgi dönemi cok da güzel canlandirmisti ki bazi kahramanlarini gercek hayattan alıp hikayeye eklerken gercekte o kahramanlara can vermiş gibiydi. Hikaye 20 yüzyıl başlarında Amerika'nin o ünlü kovboylarının oldugu Texas Eyaletinde geçiyor. Polis Lucious Landrum azılı Comer Cetesini yakalamak icin kılık degistirerek telefon sirketinin elemani olarak Frank Comer ve çetesinin yakin oldugunu düsündügü Brenham'a gider. Orada cevreci feminist Georgie Gail ile calışma arkadasi olur. Georgie güzelligi,sicakligi,siradışılıgı ile Lucius yani Luke Palmer'i etkisi altına alır. Ama bu karşılıksız degildir. Lucious Landrum hayatta Afrodite ve Georgie isimli colt marka tabancaları , kaliteli giyimi mesleği dışında ailesi olmayan bir adamdı..Kardeşinin ölümünden hep kendini suçluyordu.. Georgie ile karşılaştıktan sonra mesleğini ve hayatını sorgulamaya başlamıştır...Bir yandan Fran Comer çetesini yakalamya çalışırken,bir yandan Georgie'ye olan hisleri ondan vazgeçip vazgeçemeyeceğini sorgulamaya başlar.. Georgie ise üç yıldır kasabada telefon santralinde çalışmaktadır..Kasabadaki kadınlar ona özenmektedirler,çünkü o kendi parasının kendi evinin kısaca hayatının sahibidir...Ama bununda bedelleri yok değildir..Üç yıldır her yıl eğlenen panayırda kimse ona kur yapmamıştırrrr...Taaa ki adınla dalga geçtiği Lucious Landrum yaniiii Luke palmer'e kadar.. Okurken çok eğlendim..tebessüm etmek istiyorsanız birebir.))) Tavsiye ederim...
Fatıma'nın Eli-Ildefonso Falcones Son zamanlarda okuduğum en güzel tarihi romanlardı.Yazarın kitap ile ilgili çok da araştırma yaptığı belli idi..16 Yüzyıl İspanyasında Morisko denilen Gizli Müslümanlar cemaatinin yaşadığı zorlukları, imkansızlıklar ve haksızlıkları oldukça tarafsız bir şekilde sergileyen bir kitaptı.. Kitabın baş karakteri Hernado Ruiz müslüman bir anne ve ona tacavüz eden babası hristiyan bir babadan dünyaya gelmiştir.Annesi Ayşe'nin babası hamile kalan kızını fakir bir adam olan evlendirebilmek için bir katır verir ve İbrahim'le bir katır karşılığında evlenirler. Bundan böyle Hernando İbrahimin bitmek bilmeyen nefreti ile boğuşmak zorunda kalacaktır.Yaşamının her döneminde İbrahim tüm acımasızlığı ile Hernando ile uğraşmaya,dövmeye,aşağılamaya devam eder... Ama kader Hernando'yu yıllar geçtikçe yükseltirken İbrahimi ise korsan olasıya kadar aşağılara da çekecektir.. Asıl mücadele ise,sevdiği kadın Fatıma ile ilgili olandır..Hristiyanların yaptığı katliamlardan birinde onu kızkardeşi sanarak kurtarır ve orada yolları çakışır Fatıma ile kız daha 14 yaşında evli ve bir çocuk sahibidei..Aralarında önceleri masumca bir arkadaşlı sonraları ise çok masum bir aşk doğar..Ama İbrahim de Fatıma'ya göz koymuştur.Onu muhakkak ikinci karısı yapmak gibi niyetide vardır.. Önceleri iki gencin birleşmesinde engel olur,hatta görüştürmez bile..Ama AYŞE oğlunun aşkına yardımcı olarak birlikte olmalarını sağlarsa da.İbrahim tehdit ve zulüm ile Fatıma'yı ikinci karısı yapar.. Hernando ise üvey babasının tüm engellemelerine karşın önce Moriskoların kralının güvenini kazanarak yükselmeye başlar..Kader zamanla onu çok önemli bir adam olmaya itecektir.. Yanlız ne kadar uğraşırsa uğraşsın,devamlı iki din arasında kalmaya devam eder.İsyanlar savaşlar hep Moriskoların aleyhine işlemeye devam etmektedir,bir türlü Osmanlı Sultanından istenen yardım eli uzanmamaktadır.Cemaat gittikçe sindirilmekte hristiyanlığı zorla geçirilmekte,geçmeyenlar katledilmektedir. Ekonomik olarak da cemaat zorlanmakta en alt işlerde çalıştırılmakta,devamlı zulüm görmekte,katledilmektedir.Bu yıllarca böyle devam eder.Olan hep Morisko halkına olur hatta liderleri bile zevki ve rahatı için Morisko halkına ihanet eder.. Bu isyanlarda İbrahim kralın yanında yükselse de kralın Hristiyanlarla olan savaşı kaybetmesinden sonra gözden düşer..Evce sadece Hernandonun kazancı ile bakılır.Morisko cemaatinin ileri gelenleri Fatımaya akıl vererek boşanmayı talep edebileceiğini söyledikten sonra Fatıma Morisko cemaatinin kadısına başvurup boşanma talep eder. ((Bu arada tüm Moriskolar zorla hristiyanlaştırılmıştır,cemaattekilere zorla şarap içirtilip klisedeki ayinlare gelmeleri klise nikahı ile evlenmeleri sağlanır.Onların inancına göre iki kadınla evlenemeyen İbrahimim ikinci karısı görünüşte Fatıma ile nikahlatılmıştır..)) Bu sayede boşanan Fatıma ile Hernando sonunda evlenirler çok da mutlu olurlar.Ama İbrahim onları ayırmaya yemin ederek intikam yemini eder..Çok mutlu geçen bir dönemden sonra tekrar meydana gelen siyasi çalkantılarla ve İbrahimin tekrar ortaya çıkması ile Fatımayı Hernandodan olan çocukları ile birlikte ve Ayşele kaçırtır.Yıllarca bir eşkiyenın yanında çalışarak yükselip çok zengin bir korsan haline gelmiştir.Parasını Hernando ve ailesini bulmak için harcamaktan hiç çekinmez..Onları bulur da hatta Hernando'nun annesini geri gönderip ona haber gönderir ama Fatıma ona kocasına çocukları ile birlikte öldüğünü söylesini ister.Çünkü İbrahimin onu öldürmesinden korkmaktadır.. Annesi da aynen Fatımanın dediğini yapıp onun eşkiyalar tarafından öldürüldüğünü (eski bir düşmanı ubeyd)söyler.Bundan sonra Hernando için çok acı yıllar başlamıştır. Yıllarca kendine gelemez karısının katili bildiği Ubeydin cezasını kendi eliyle verememek onu mahveder.. Şartlar onu daha sonra yıllar önce onu iç oğlanlığa isteyen Barrax adlı adamdan hayatını kurtardığı Monterreal Dükü ile yolları tekrar kesişti..Dük ona çok büyük ayrıcalıklar ve HAKLAR TANIR... Bu iltimas sayesinde Hernando çok büyük ayrıcalıklarla Dükün kütüğphanesine kadar ulaşarak,Daha önce sığındığı bir kliseden rastlaltı sonucu bulduğu Barnabas İncilinin kopyasını çıkarmaya başlar.Bu yıllarca sürer bu esnada hristiyanlarla yakınlığından dolayıda cemaati tarafından,hatta annesi tarafından rededilir.. İşte Fatımaının Eli hakkında ki önemli ayrıntılar.daha fazlasını kitaptan okuyum şimdiye kadar okuduğum en güzel tarihi romanlardı.Bu romanda her türlü duyguyu bulabilirsiniz.Tarihsel ayrıntıyı da.Yanlızca yazar ilk kitabı gibi yaptığı araştırmalarıın kaynağını yazmamış.Ama bunların bence gerçek olduğu belli... Müslümanların,inançlarını,adetlerini,geleneklerini çok güzel araştırmış..Öyle duygusal öyle gerçekçi yazmış ki sanki olayları bizzat yaşadım..