Ya Hep Ya Hiç - Elizabeth Elliott (Orjinal Adı : Warlord) Goodreads Puanı: 5/4,4 Yeni bir yazar yani bir hikaye ile tanışmış bulunmaktayım..O ne kurgu ne duygu sağanağı öyle..Çok beğenerek okudum..Yazarın kalemi ise müthişşş..Çok akıcı aşk,mizah,tarihi mekanların kurgusu tek kelime ile muhteşem bir roman bence.. Biraz internetten araştırdığımda yazar şimdiye kadar 3 kitap yazmış 4.cüsü ise yolda 2012 olarak yeni kitabı görülüyor.. Gittikçe orta çağ romanlarını daha çok sever oldum..Sanki o dönem daha çetin olduğu gibi daha da sıcak..O dönemde ki kadınların toplumdaki yerini de çok çarpıcı bir şekilde anlatan bir romandı bence.. Kinley MacGregor'dan sonra bir yazar daha ekledim kütüphaneme çünkü Elizabeth Elliott kesinlikle takip edeceğim bir yazar olacak.. Warlord'a gelirsek roman 1996 Yılında Rita Ödülü kazanmış.. Gerek kurgu,gerek anlatım harkulade idi..Elime aldım bırakamadım.. Hikayeye gelecek olursak çok özel güzel bir hikaye okudum.Kenric of Montague Galler Kasabı lakaplı bir savaş lordu..Romanın ilk sayfalarında babası tarafından kiralık katillere öldürtülmeye çalışıldığına tanık oluyoruz..Çünkü mirasının ona değil küçük oğluna kalmasını arzu ediyor ama bu da ayrı bir hikaye ama anlatıp fazlaca da detay vermek istemiyorum....Anlaşılacağı gibi de Kenric hiç sevgi görmemiş ve sevilmemiş bir adam... Vee Lady Tess Remington babası şüpheli bir şekilde öldükten kısa bir süre sonra da annesini kaybetmiştir..Bundan sonra Tess için zor günler başlar. Beş yıl boyunca üvey babasının ve kardeşinin elinde acı çekmiş,amcası ile birlikte yaşadığı kabustan rahibe olmak için kaçarken,Bu kaçtığı yol onu Galler' in Kasabı diye bilinen Kenric of Montague ile evliliğe götürecektir.. Çünkü bu evlilik Kral Edward tarafından siyasi bir hamle olarak emredilir..Bu hareket ileolası bir anlaşmazlık muhtemel İskoç ve İngiliz savaşı olmaktan çıkıp Kenric'in özel savaşı haline gelecektir.. Kenric ve Tess kendilerini hiç de akıllarında olmayan bir evlilikle karşı karşıya bulurlar.. Çok beğenerek okuduğum bir roman oldu..Umarım Koridor Yayınevi bu yazarımızın kalan iki kitabını da bir an önce çıkartır.. Bu yeni muhteşem yazarı bir an önce okumanızı tavsiye ederim...
Kördüğüm -Heidi Betts Orjiinal Adı: Tangled Up İn Love Üç kitaplık bir seri ve Chicks with Sticks Serinin ismi 1.Tangled up in love 2.Loves Me, Loves Me Knot 3.Knock Me for a Loop Üç erkek arkadaşın hikayelerinden oluşuyor incelediğim kadarıyla ve puanları bence iyi .. Birinci hikayede Dyla ve Ronnie ikinci hikayede Jenna ve Gage Üçüncü hikayede ide Grace ve Zack Üç çiftin hikayesi..İlk hikaye Dylan Ve Ronnie'nin hikayesini çok eğlenceli,romantik buldum..Tam da benim istediğim gibi bir aşk vardı ortada..Birbirlerinden ölesiye nefret eden bu iki kişi ikiside köşe yazarı idi..İkisinin de amacı ilerde daha da yükselmek..Ama köşe yazılarından başlayan iddialaşma sonunda işin içinde çıkılmaz boyuta geliyor..Örgü kulübüne üye olan Ronnie sonunda bu sonu gelmez iddialaşma ve inatlaşmayı örgüye getiriyor..Çünküü Dylan'ın sonunda rezil olacağından adı gibi emin:)) Amaaa işler hiç de öyle gitmiyorrr ve Dylan Ronnie'nin karşısına hiç de umulmadık bir teklif ile çıkageliyor!!!..Bir ay için örgü dersi vermesi için para bile teklif ediyor!!!..Bizim tasarruflu hatta hasisi kızımız da bunu kabul ediyorrr.. Bu arada ikilinin inatlaşmasına hiç umulmadık bir kişi el altından müdahalede bulunuyor..Charlotte o da örgü kulübünde bulunan yaşı nilerlemiş ama iş bitmemmiş hanımlardan birisi..Ama Ronnie ve Dylan'ın arasındaki çekimi görecek kadar da tecrübeli..Bu ikilinin örgü derslerinde kullanmaları için Sihirli Örgü Çıkrığından başlarına çorap örer gibi yün eğiriyor..Vee Ronnie'ye veriyorrr.. gerisini kitaptan okuyunnnn..Ben çok sevdim bu hikayeyi:)) Tam da kafa dağıtmak eğlenmek için bire bir romanlardan..Tavsiye ederim!!!!..
Tarihçi-Elizabeth Kostova Son zamanlarda okuduğum en iyi kurgulanmış bir eser bence.. Fantastik Severlerin muhakkak okuması gerek ..Bunca Kont Dracula hikayesi okuduktan sonra kesinlikle es geçilmemesi gereken bir eser.. Yazar o kadar güzel kurgulamış ki olayları sahici sanıyorsunuz.. Bir avuç tarihçinin Eflak Prensi ve zamanında Osmanlı İmparatorluğunun belası Drakula'nın yaşayıp yaşamadığını araştırıyor..Bu acımasız sapık katil..zamanında babası tarafından Osmanlı İmparatorluğuna bir şey yapmayacaklarının garantisi olarak rehine verilmiş ve 5yıl düşman topraklarında yaşamış ama burada da öğrenebileceği her şeyi öğrenmiş.Fatih Sultan Mehmet'in amansız düşmanı..Fatih bu meseleyi gizli bir örgüt kuracak kadar ciddiye almış.. Ve sonra da ülkesinde hüküm sürmeye başladıktan sonra binlerce kişiyi kazıktan geçirmiş Prens Drakula'nın yaşayıp yaşamadığını araştıran tarihçilerin inanılmaz maceralarını içeriyor bu kitap... Tarihçi bir babanın kızı babasının kütüphanesinde bir gün çok garip bir kitap bulur ve babasına bunu sormak zorunda kalır çünkü incelemelerini babasından saklayamaz..Bu hikayeyi tarihçi baba hep seyahat için gittikleri yerlerde anlatmaya başlar.. Öyle bir maceraya dalınır ki..Macaristan,Romanya,Türkiye'ye kadar süren araştırma maceralarını okumak ve iki tarihçinin aşkına tanık olmak çok güzeldi..Çok özel bir kitaptı.. 1930Lu yıllardan 1974lü yıllara kadar süren bir dizi araştırmanın maceraları..Tavsiye ederim...
Aşk Hep Vardı-Sandra Brown Texas! Serisinin 4.kitaptan oluşuyor. 1. Texas! Lucky (1990) (Yarınlar İçin) 5/3,85 2. Texas! Chase (1991)(Hep Aşk Vardı) 5/3,92 3. Texas! Sage (1991) 5/3,89 4. The Texas! Trilogy (omnibus) (1992) 5/4,15 İlk üç kitapta Tyler Kardeşlerin hikayeleri olduğu bu seri goodreadsta iyi puan almış olduğunu görüyorum.. Yarınlar içinde Tyler Kardeşlerden Lucky'nin hikayesi vardı..Ağabeyi Chase'in hikayesini okuduğum ikinci hikayenin kurgusu daha güzeldi....Duygu yoğunluğunu güzel vermişti yazar..kitap çok akıcıydı nasıl bittiğini anlamadım bile..Ama Kaza Kurşunu,Acılar Dinecek,Görgü Tanığı,Sis Perdesi,Şahidin Korkusu isimli romanları bence çok daha iyi olsa da büyük bir keyif alarak okudum..Şunu hemen belirteyim ki Martı Yayınlarından çıkan en iyi Sandra Brown kitabıydı bence.. Bir erkeğe ümitsizce aşık olan bir kadının hikayesini okuyoruz aslında bu romanda..Dile kolay lise çağlarından beri aşık olduğu erkeği gizlice bir kadının hikayesi var..Bu hikayeden sakın kadının güçsüz olduğu sanmayın..aksine çok güçlü..Onun mutluluğu içinde geride kalacak kadarda fedakar.. Yaptığı şey cesaret ister yürek ister..Yıllarca ümitsizce aşık olduğu adamın başka birine aşık olup evlenmesini yuva kurmasını sessizce izlemiş bir genç kadın..Hatta sevdiği adam ve karısına ev bakıp onlara hayallerindeki evi bulmuş bir kadın..Yaptığı bence yürek ister.. Belki de bu yüzden Marcie karakterini çok sevdim,takdir ettim..İnsan ister istemez öz eleştiri yapıyor ben olsaydım ne yapardım diye..çünkü o kadar güç ki bulunduğu yer..Yine de yılmıyor sevdiği adam için mücadele ediyor..Bu mücadeleyi verirken de bir sapık tarafından taciz ediliyor.. Öte yandan Chase sevdiği taptığı karısının ölümünden sonra yaşayan bir ölüye dönüyor diyebilirim..Kendini yıllarca cezalandırmak için en kötü ortamlarda yaşamaya çalışıyor..Kendisini tam da ölürmeyi başaracağı sırada yolları Marcie ile kesişiyor.. Marcie onun yanında en rahat olduğu kişilerden arkadaşı,dostu..Ama Chase için işler hiçde umduğu gibi gitmiyor..Marcie onun bulduğu andan itibaren bırakmıyor..Onu kazanmak için deyim yerinde ise yapması gereken her şeyi aşkta her şey mübahtır sözünü doğrular şekilde yapıyor.. Çok zevk alarak okudum..okurken bir kadının aşkı için verdiği mücadeleyi ve kazanmak için neler yapabileceğini okuyun..Emek verilmeden mutluluk ayağımıza kadar gelmiyor..Çok güzel mesajlar vardı bu romanda..Tavsiye ederim...
Seni Sevmek Istemedim Pinar ve Dogan ikiside birbirlerine çarpildilar.Zengin karizmatik yakisikli bir erkek sosyetik dilber Pinar'ın karsilasmasi tam bir FMArsal hikayesi idi. Uzun kusursuz erkeklerin en alayci,şupheci ve kayitsiz erkegi idi Dogan. Diger zengin erkekler gibi rahat bir hayati olmamisti. Pinarin agabeyi ve erkek arkadasi ile geçmişe dayanan bir hesaplaşmasi vardi. Pinarin agabeyinin kumar tutkusu biriken borclar,alacakli olan Doganda işin içinde olunca işin rengi degisiyordu tabii ki. Pinari ünlü cemiyet hayatindan biliyordu. Onun gibi bir dilberle hoşca vakit geçirmekti niyeti başlarda...Ama hayat sürprizlerle doludur.. Onu üstünde sadece bikinisi ile kaçırdi ikisi içinde macera baslamiş oldu.... Hem de ne macera bazı bölümlerde nefesim kesildi..Pinar şok icindeydi bu yakışıklı karizmatik adamdan çok etkilenmisti. Ama bu adam çıldırmiş olmalıydı ki böyle bir teklif yapabiliyordu..Teklifi duydugunda kulaklarina inanamamisti. ama Dogan çok ciddiydi 5 ay metresi olacakti ve agabeyinin borçları karşılıginda. ..İsyan etti bağırdı çağırdı ama eli mahkumdu baktı ki Mecbur kabul etti. Sosyetik dilber bu gizemli adamin metresi oldu... İkisinin de ayakları yerden kesildi..İlk beraberliklerinde veee işin icine duygular da girdi. Pinar Dogandan nefrette etse ondan cok etkileniyordu. Ayaklari yerden kesiliyordu. Dogan ise deneyimli olmasini bekledigi bu sosyetik güzelin saf bir genc kiz çikmasi hem hosuna gitmis hemde saşirtmisti dogrusu... Pinar ondan nefret etmek ıstedikce daha cok etkileniyordu. Birbirlerine daha da baglandilar. Muhteşem bir hikaye idi. Pinar nefretini canlandirmak,Dogani kirmak icin hıc bir firsati kacirmiyordu..Ama ona kötü davrandıkça yanınıda olmadıkça onu özler oldu her yerde gözleri onu arar bir şekilde buldu kendini... Dogan ise hafif mesrep sandigi Pinar ile evlenmeyide düşünür olmuştu. Birbirlerine baglandikca daha çok kiriyorlardi. Özellikle Pinardan başka herkes onun Dogan'a nasılda aşik oldugunun farkindaydi. Hele Pinarin dikbaşliliginin sonucu gecirdigi büyük talihsizlikte Doganin caninin nasil yandigini görmek beni resmen çarpti diyebilirim. Bu yarim kalan hikayeyi muhakkak okuyun. Aski hissedin...Gözyaşı.sevinç.macera.sadakat.her şey var hikayede..Eski kahramnlarımızda var...Kaçırmayın bu güzel aşkı..:))
Sandra Morton'un Orsini Kardeşler serisinin bu romanını beğenerek okudum..Orsini Kadeşlerin en gösterişsiz ve deneyimsiz olanı İzzt Orsini ve Gizemli yakışıklı milyarder Rio D'Aquila nın hikayesi.. İsabelle Orsini bu gizemli yakışıklıyı görüşmeye geldiği Rio'nun bahçıvanı Matteo Rossi olarak biliyordu ve bahçesinin düzenleme işini alm ak için gelmişti..Ama çiftin tanışmaları çok olaylı olmuştu...Güzel bir hikaye idi.. İkinci hikaye Skandalın Bedeli Kim Lawrence oda güzeldi..Bu hikayede dış görünüşün çoğunlukla aldatıcı olduğunu anlatan bir hikayedi..