Kitaptan çarpıcı bir alıntı; "Bizler birlikte yaşıyoruz, birbirimizi etkiliyor ve tepki gösteriyoruz; ama her zaman ve her koşulda kendi başımızayız.Şehitler savaş alanına el ele girerler; tek başlarına çarmıha gerilirler.Birbirlerine sarılmış aşıklar bireysel coşkularını umutsuzca tek bir yüce benlik halinde kaynaştırmaya çalışırlar, ama boşunadır.Doğası gereği her vücut bulmuş ruh tek başına acı çekmeye ve zevk almaya mahkumdur.Duyular, duygular, iç görüler, hayaller...bütün bunlar özeldir; sembollerle ve ikincil ellerin aracılığı olmadan iletilemez.Deneyimler hakkında bilgi alış verişinde bulunabiliriz ya da bilgi toplayabiliriz , ama deneyimlerin kendilerini değil.Aileden ulusa her insan grubu bir ada-evren teşkil eder."
Roman kurgusundan ziyade farklı kişilerle yaptığı röportaj yazıları dikkatimi çekti..Aşk'ı bulmak ile ilgili Fransa dan, İngiltere'ye oradan da Hindistan'a uzanan araştırma yazıları...Ahmet İnan dan,İrvin Yalom'a, Aile Dizilimi uzmanı Svagito Liebermeister'in röportajlarını bulabileceğiniz farklı bir çalışma olmuş.