Mücadele, tırnak diplerinde kan lekeleriyle kazanılan bu romanlar. "yazmak için aklın dinginliği. öfke ve hırs değil."
Sonunu bile bile, sona nasıl gittiğin. Olayların çorap söküğü gibi gelmesi ve bir şeyin sırf öyle olması istendiği için olmayacağı noktası. Son sayfaya kadar merak içinde kalıyorsunuz: "e peki ne hissediyor bu adam?"
Kocaman bir hayal kırıklığını seriyorum buraya. Kişisel gelişim kitaplarından tek farkı bir kurgusu olması olabilir. Ki bir kişisel gelişim kitabının derinlikli cümleleri bile yok o dersi verirken. En pasif karakterin beklenmedik ayaklanmaları, okuyucunun aklıyla dalga geçen bir anda meydan bulan ayrıntılar .. Klişelerden bahsetmiyorum bile. Oysa ben Robin Williams'ın iğne iplikle çekilmiş gibi bakan yüzüne tahammül etmeyi göze alarak almıştım seni. Böyle mi yapacaktın kitap, ey!