İçten, samimi, kalbi halkıyla birlikte atan, derdi insanlık olan bir şairin sımsıcak şiirlerinden oluşan bir kitap. Haziran'da Ölmek Zor şiiri Grup Yorum'la akıllara kazınmış bir şiir. Bir daha bir daha okunması gerekiyor.
Sosyalist bilimkurgu romanı okumak isteyenlere öneririm. Sosyalizm-devrim-komünizme bir de dünya dışından, evren boyutunda bakmak konusunda faydalı. Ama sosyalist dediysek tamamen siyasi-politik konuları işlenmiyor romanda. Tam aksine siyaset romana iyi işlenmiş; sırıtmıyor ve sıkmıyor. Özellikle sonu tam bir fantastik-gerilim-bilimkurgu öğeleri taşıyor. İkinci kitabı çok merak ediyorum. Birinci roman öyle bir yerde bitiyor ki soru işaretleriyle kalıyorsun kitabı kapattığında.
Başka Öyküler, öncelikle göz alıcı kapağıyla insanın dikkatini çekiyor. Sonra, kitaba başladığınızda içten, sıcak bir Giriş bölümü sizi karşılıyor. Bahadır İçel’in kısa öyküye nasıl âşık olduğunu anlıyorsunuz. İyi ki olmuş diyorsunuz kitabı bitirdiğinizde. Sahibinden Kiralık Öyküler, kitabın ilk öyküsü; ancak diğer öyküleri sarmalayan bir çerçeve öykü niteliğinde olduğu söylenebilir, tıpkı Binbir Gece Masalları’nda olduğu gibi. Bu öyküyü dokuz başka öykü takip ediyor. Dokuz öykü de konu bakımından birbirinden başka başka: Örneğin, Günkuşu Ziyafeti, mitolojik öğeler taşıyan bir öykü; Başka Gezegenden Görüntüler, Lovecraftvari sıkı bir gerilim öyküsü; İnsanoğullarının Son Düşü, Kızılderilileri anlatan fantastik bir öykü… Kitaptaki öykülerin başka başka konularda olması, okura farklı türde okumalar sağladığından olsa gerek okuru sıkmıyor. Ayrıca çeşitli temalarda yazdığı öyküleri okuyarak kurgu ve dil yeteneğini değerlendirebiliyorsunuz. Benim kitapta en sevdiğim öyküler, bir Lovecraft hayranı olarak Başka Gezegenden Görüntüler ve şaşırtıcı sonuyla Melekler De Ölür. Kitabın sonunda Öykülere Dair adlı beş sayfalık bir bölüm var. Burada öyküler hakkında kısa kısa bilgiler var. Yazarın, öyküleri nasıl yazdığı ve öykü hakkındaki yorumlarından oluşuyor. Bir nevi öykülerin öyküsü denilebilir. Bence her öykü kitabının sonunda, öyküler hakkında yazarın bir iki satır yorum ve fikirlerinin yer alması fena olmaz.
Kitapta imgelerle tıka basa dolu, ağır şiirler yok. Tam aksine, okunması ve anlaşılması kolay şiirler var. Yorulmadan okunabilecek şiirler. Ama şiirler vasat değil, basit denilebilir belki. Ancak özellikle kitabın sonlarına doğru, benzer kelime oyunlarından-zıtlıklardan oluşan şiirler okuru sıkmaya başlıyor. Biraz daha kısa bir kitap olsaymış, daha etkili olabilirmiş.
Bir dava kitabı; içinde defalarca dava sözcüğü geçiyor. Ancak bu dava anladığım kadarıyla İslamiyet, Muhafazarlık, Şeriat davası. Bu dava benim davam olmadığından olsa gerek, pek etkileyici bulmadım kitabı.
Varoluş sorunları olan, hayata tutunamayan, hayatı sorgulayan karakterlerin kısa, anlık öykülerinden oluşan bir kitap. Öykülerin İzmir'de geçmesi benim için artı oldu. Her gün geçtiğim gördüğüm yerlerde geçen öyküleri okumak, okuma eylemini benim için daha etkileyici ve güzel kıldı.