Aylar öncesiydi, soruyordum. Henüz sorunun kendisinin ne olduğunu tam olarak bilmiyor olmama rağmen, sorunun kahredici ateşinde yanıp tutuşuyordum. Tüm bu keşmekeş içinde belki sorunun kendisini bulmak veya sorusuz bir cevaba ulaşabilmek için çıktım yola. Tüm bu sürgünlük boyuncu, giderken ülkenin bir ucundan diğer ucuna, bulabilmek için bir şeyleri; bir soruyu veya cevabı, kavuşmak için artık huzura tüm bu varoluşcu dilemmaların arasında karalıyordum kara kaplı deftere: 'bulabilmek için; belki bir yüzde, belki bir fikirde veya bir mekanda' diye. Ve aradım, aradım durdum bilinmeyeni bulma telaşı içinde, günlerce. Lakin yoktu, ne bir cevap ne bir soru ve şimdi aylar, aylar sonra gördüm aynı telaşı, aynı karmaşayı bir monologta, Ferit Edgü'nün 'Kimse'sinde...
Kitabın çevirisinde yer yer bulunan eski türkçe terimler ile iktisadi terimler, kitabı anlamak için çok çaba sarf etmeme sebep olmuşsa da, okumuş olmaya ve anarşist kuramın canlı-kanlı hayatta nasıl yürürlükte olabileceğini görmeye değdi. +not: okurken elinizin altında google amca varsa iyi olur, zira anlayamadığınız kelimeleri hemen google amcaya sormazsanız bu durumda konuya aşina olamıyorsunuz...
Camus'un Yabancı'sının atasıdır. Muazzamdır, güzeldir...