Bir ülke de bir dönem idam edilenler, tutaklananlar, tehlikeli olarak görünenler başka bir dönem kahraman olarak kabul ediliyorsa anormal bir durum sözkonusu. Bu anormal durum birçok insanın boşu boşuna ölümüne birçok insanın bu kısa yaşamını zindana çevirmesine neden oldu. Bu kitap bu anormal durumun sadece bir örneği.

İlginç, eğlenceli; insanı kızdıran, sinirlendiren, sevindiren, güldüren zekice düşüncelerin olduüu bir kitap.

Dağdakilerin; hayat hikayelerini duygusal bir dille kaleme almıştır. Dağdakilerin yaşamlarını, hayata ve Türkiye'ye karşı duygu ve düşüncelerini merak edenler için önemli bir kitap.

Yazar, farklı yazılar ile kültür ve dil'in ne kadar önemli iki öğe olduğunu ayrıntısıyla dile getirmiştir. Toplumların, milletlerin,devletlerin gelişiminin ve ayakta durmasının en önemli iki amilin,kültür ve dil'e verilen öneme bağlıyor. Genel olarak yazar Türkiye milletinin kültürüne ve diline gerektiği kadar önem verilmemesini eleştiriyor. Bundan dolayı Türkiye'de yaşanan birçok sorunun nedenini kültür ve dil'e verilmeyen önemden kaynaklandığını dile getiriyor. Yazarın , her yazısında üzerinde durduğu önemli konularından biri de; ilk Türk devletlerinden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar bu devletler arasında hiçbir ayrım yapmaksızın,bu devletlerin kültürlerine sahip çıkılması gerektiğini dile getiriyor.Çünkü yazara göre Türk kültürü bir bütündır. Aksi takdirde Türk kültürünü birkaç bölge veya devlet ile sınırlandırmak eksik olur ve birçok sorunun yaşanmasına neden olur. Onun için Türk devletlerinin,dini ve düşüncesine bakılmaksızın sahip çıkılması gerektiğini düşünüyor. Yazar, düşüncelerini dile getirirken milliyetçilik duygusu ağır basmıştır. Bu da her yazıda fark ediliyor.

Güneş ülkesi Campanella’nın günün birinde gerçekleşeceğini düşündüğü bir devlet düzenidir.. Güneş ülkesinde dile getirilen konu; toplumsal bir düzen düşüncesidir. Yazar temel olarak bu kitapta; toplu halde yaşayan insanların amacının genel yarar olduğu, özel bir mal mülkün olmadığı, çalışmanın bir zevk haline geldiği bir düzenden bahsetmektedir. Hayal etiği güneş ülkesi gerçekleşmemiştir.Sadece hayalda kalmıştır.İyiki de gerçekleşmemiş.

Bu kitabı çok merak ediyordum. Bundan dolayı dikkatli bir şekilde okudum. Ama merak etiğim kadar güzel değilmiş. İsmi felsefenin başlangıç ilkeleri, ama burada Materyalizim, Marx, Engels, ve Lenin’i anlatıyor. Her konuda da bunları haklı gösteriyor. Hata kendine göre haklı olduklarını ispatlıyor da. Felsefe değince akla Thales, Sokrates, Platon, Aristoteles, Descartes, Hegel gibi filozoflar gelir. Ama bu eserde bunlara çok az yer verilmiş. Hata bazılarından hiç bahsetmemiş. Yazar kaynak olarak da, yine Marx, Engels, Lenin ve diğer materyalist filozofların eserlerini ela almıştır. Sonuç olarak Felsefe açısından çok kalitesiz bir eser diyebilirim.

İngiliz düşünür Thomas More, çok güzel bir devlet hayal etmiştir. Gerçekte olması mümkün olmayacak kadar güzel bir ülkeyi hayal etmiş. Böyle bir ülke geçmişte olmadığı gibi gelecekte de olmayacaktır. Hele hele canilerin, vahşilerin, kinin, nefretin, ölümün, savaşın, çıkarların, benciliğin, adaletsizliğin olduğu 21. yüz yılda hiç mümkün değil. Çünkü Thomas More’nin hayal etiği ülke de bunlardan hiç biri yoktur. Tam tersi: Barışın, yardımlaşmanın, adaletin, insan haklarının, demokrasinin olduğu bir devletten bahsediyor.