Okuduğum 4 Zaman Çarkı kitabının arasında en çok hoşuma giden, en çok bütünleştiğim kitap buydu.
Oscar Wilde'ı diğer yazarlardan çok daha farklı bir şekilde sevdiğim için, De Profundis'i okumak benim için dinimin kutsal kitabını okumak gibiydi. Onunla bir olduğumu hissettim, asıl özel olan, bir roman değil de yazılan bir mektup olduğu için sadece onun düşüncelerini yansıtmasıydı. Yaratılmış biri yoktu, sadece kendisi. Ve benim için onunla oturup konuşmak gibiydi, kederini ve mutluluğunu hissettim. Hayata geldiğin için teşekkür ederim.
Ursula'nın kitaplarını okumak benim için her zaman bir zevk.
Kitabı okurken kahramanı hep başkalarında aramışım, ne yazık etmişim. Sydney Carton övülesi bir karakter gerçekten, iyiye gidişi, fedakarlığı, ölümsüzlüğü çok güzel bir biçimde temsil ediyor. Benim için unutulmayacak karakterlerden biri. Öte yandan Therese Defarge da unutmayacağım, hep yüz buruşturarak hatırlayacağım karakterlerden biri. Dickens İhtilal öncesi ve sonrası Paris'ini, halkın açlığını, kederini, aristokratların halka işkencelerini ve cumhuriyetçilerin kana olan susuzluğunu öyle açık anlatmış ki, bu zamana kadar sevdiğim Fransız İhtilali'ne bile şüpheyle bakmaya başladım. Okunması gerekiyor, Charles Dickens her zamanki gibi muhteşem.
Charles Dickens okumaya başladığım güzel kitap, sonrasında pek çok klasik okuduysam da, en güzeli David Copperfield'di galiba.