Yer yer sıkıcı olsa da esas itibariyle başarılı bir roman. Gündüzleri yoğurt, geceleri de boza satarak geçimini sağlayan Beyşehirli Mevlüt'ün hikâyesi. Kurgu, karakterler ve konu güzel. Ancak Masumiyet Müzesi'ni bu romana göre daha çok beğendiğimi söylemeliyim.
Şairin üçüncü şiir kitabı. Bu kitaptaki şiirler genellikle kısa, 3-4 dizeden oluşuyor. Çiçekleri Yemeyin'e göre daha güzel geldi buradaki şiirler. Ve bu kitabın içindeki en güzel şiir belki de Lavinia!
Bu kitaptaki şiirlerinin pek çoğunu beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Birkaç şiir dışındakiler bana hitap etmedi diyebilirim.
İsminden de belli farklı bir kitap aslında. Unutulan ne varsa yazar gözler önüne sermek, gönüllerde ince bir sızı bırakmak istiyor gibi.