İnsanların içten içe ne kadar bencil, ihtişam şatafat düşkünü, kötü niyetli olduğunu anlatan etkileyici bir kitap. Belki de bu dünyada yalnızızdır
Kitap o kadar gerçek ki korkutuyor...iliklerinize kadar endişe işliyor. "Ömer" karakteri Türk insanının belki de insanlığın kaderi. Hepimizin içinde bir miktar Ömer mevcut, en çirkin, en tembel, en korkak tarafımız, bile isteye sevdiklerine acı çektiren tarafımız...Okurken daralıyorsunuz, sıkılıyorsunuz, bunalıyorsunuz. Nenelerimizin "Allah iyilerle karşılaştırsın" duasının ne kadar önemli olduğunu kavratan bir Türk klasiği İçimizdeki Şeytan. Ruhunu ölüm gelmeden bayağılıktan, işlevsizlikten, boş işlerden ve umutsuzluktan kurtaranlardan olmak dileğiyle.
Edebiyatımızın ilk roman denemesi olarak başarılı buldum,beyitleri de etkileyiciydi. Okuduğumuz tabii ki günümüz diline çevirisi,umarım orjinalini de bir gün okuruz. Romanda bazı tahlilleri çok yerinde buldum. Dikkat! Spoiler içerir! "Akşamdan sonra her hastalık artar.Sevda ise tedavisi gayet zor bir hastalıktır.Ümitsizlik belasıyla kuvvet bulur ve karamsarlıkla en fazla tesirini gösterecek zamana rastlamıştı.Bir de yalnızlığın vahşeti eklenince vücuduna bir ağırlık,kanına bir durgunluk,kalbine bir kasvet,nefesine bir darlık hücum ederdi" "Gönülde bir garip hal vardır ki,sevmekten ne kadar faydalansa sevilmekten gördüğü en küçük işarete bedel olamaz."
En sevdiğim kitaplar listesine girdi. Çok duygulu, çok yoğun, enerji yüklü, okurken elleri titreten bir kitap..
Çok eğlenceli bir hikayeydi, Zweig'ın kara mizahı her daim mutlu ediyor, sakinleştiriyor, insan doğasının çirkin yönlerini katlanılabilir, sevimli gösteriyor.
İnsan şehirleştikçe, modern toplumların normlarına uydukça bireyselleşiyor. İlk başta "bireyselleşme", "özgürlük" vb pozitif çağrışımlar yapsa da yanında yalnızlığı, tecrübelerden faydalanamamayı, dertleşememeyi, bir konuyu danışamamayı da getiriyor. İşte Zweig, modern bireyler ve çözemedikleri günlük problemler için ilaç gibi bir yazar. En basit konulardan, en etkileyici eserlerini ortaya koyarken kaleminin sadelikten, günlük olmaktan gelen bir akıcılığı, kuvveti, coşkusu var. Tereddütsüz okunabilecek bir yazar.
Stefan Zweig'ı bir anda popülerleşmesi, her kitapçıda ince ince öykülerinin farklı kapaklarla sıralanmasıyla tanıdım. Neden bir anda bu kadar gündeme geldiğini bilmesem de kaleminin kuvvetli olduğu tartışma götürmez. Kısacık bir öyküde tüm duyguları zirvede yaşıyorsunuz. Roman, uzun hikaye okuyamayanlar için ideal bir alternatif Zweig'ın öyküleri.