Çizgi roman sevenler, özellikle İtalyan çizgi roman meraklıları için çok özel bir saı bu. Tesadüfen keşfedip alıp okudum. Çizgi romanın anlamını, önemini, tarihsel gelişimini Martin Mystere'in her zaman yaşadığı gizemli öykülerden biriyle aktarıyor bize. Cildin sonundaki 1896-1996 Martin Mstere'in Yüzyılı adlı ek de harika. Çizgi romanın tarihini onar yıllık dönemler halinde ve o dönemin karakteristik çizgilerini, anlatımını, Martin Mystere üzerinden örnekleyerek anlatıyor bu ek. Bu cilt özellikle çizgi roman tutkunları için arşivlik bir değere sahip bence.
Sanderson dünya kurmakta ve sürükleyici bir kurgu oluşturmakta başarılı bir yazar. Elantris'i Fırtınaışığı Arşivi kitaplarından önce okumuş olsaydım belki notum daha yüksek olurdu ama ister istemez kıyasladım kitapları. Elantris'in daha toy bir kalemden çıktığı aşikar. Kurduğu büyü sisteminin kaynağı yaratıcı bir fikir. Ama kitabın kurgusu, Fırtınaışığı Arşivi'ne kıyasla zayıf. Kurgu içerisinde oluşturduğu bazı düğümlere yarattığı çözümler basit, çocukça, hatta daha da ileri gidersek komik olmuş. "Öyle oluyormuş , çünkü büyü ancak o şekilde çalışıyormuş, büyü o durumlarda şunu yapabiliyormuş ama bunu yapamıyormuş" şeklinde getirdiği çözümler kitabın etkisini zayıflattı. Gene de okuma zevki veren, merak ettiren bir roman. Benim notum 6.5.
Yer yer güzel tasvirler içermesine rağmen çok sıkıcı bir roman. Tuhaf detaylara takılıp çorba haline gelmiş bir polisiye. Yazarın niyeti de buydu muhtemelen ama kalıpları kırayım derken dağılmış.
Erik'in hayatını ve dehasını daha da detaylı okumak, öğrenmek isterdim. Roman için mekan olarak seçilmiş opera binası ve binanın altındaki o derin dehlizler, tuzaklar, sizi romanın içine çekiyor.
Adeta bir Fallout macerası yaşatacakmış gibi çok merak uyandırıcı şekilde başlayıp kilise içinde tıkılı kalması hayal kırıklığı oldu. Latince severler için bolca Latince ifade içeriyor olduğunu ekleyelim.
Ülkemizde daha çok Otostopçunun Galaksi rehberi serisi ile tanındığından, Kabalcı yayınevi bu serinin 6. kitabı gibi sunarak yalan söylemiş ama aslında Dirk Gently serisinin 3. kitabı olarak geçiyor Kuşkucu Somon. Doğrusu da bu. Çünkü Adams'ın ölümünden sonra geride bıraktığı yayınlanmamış yazılarından, röportajlardan vs. bir derleme olan bu kitapta 100 küsur sayfalık Bir Dirk Gently roman taslağı(?) var. Otostopçu serisinden tanıdığımız Zaphod'un da 15 sayfalık bir öyküsü var. O yüzden Otostopçu serisinin devamı hevesiyle okumaya başlamayın. Bu yanıltmaca için Kabalcı Yayınları'nı kınıyorum