Hızlı bir şekilde, belki de tek oturuşta, okunabilen bir eser. Sonunun beklenmedik ve bir o kadar da anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ben okumakta geç kaldığımı düşünüyorum, herkese olabilecek en erken zamanda okumasını tavsiye ediyorum. Mekan tasvirlerine dikkat etmenizi öneririm çünkü her biri olayların sembolü niteliğindedir.
Albert Camus'un saçmalık üzerine yazdığı bu kitap hayata bakış açımı etkileyen kitaplardandır. Okurken ana karakteri kendimle karşılaştırmadan edemedim. Aynı şeyleri amaçlıyorduk ama farklı şekillerde uygulamaya çalışıyorduk. Düşünceler içinde okudum ve bu, kitabın en güzel yönlerinden bir tanesiydi. Herkesin okuması gereken güzel bir kitap. Önsözü için de Vedat Günyol'u tebrik etmeden geçemeyeceğim.
George Orwell'ın tarihi olayları yepyeni bir dünya kurup ve hayvanlar üzerinde yer yer iğneleme ve ironi tekniğiyle anlatması oldukça etkileyiciydi. Bu bir anlamda çevirinin de iyi olduğunu gösteriyor tabii. Ben Can Yayınlarından Celal Üster çevirisiyle okudum.Celal Üster'in yazdığı önsözü okuduğumda kitabın sonunu dahi biliyordum. Bu nedenle okuyacak olan arkadaşlara önsözü, kitabın sonunda okumalarını tavsiye edebilirim. Ve bence önsözdeki olaylar analizi, yazar tanıtımından ayrı tutularak sonsöz olarak verilmeliydi. Yine de güzel bir kitaptı. Okunmaya değer.
Sade dilinin de katkısıyla çok hızlı okunabilen bir kitap. Kendine bir şeyler çıkarmak isteyen okuyucu için, düşünerek okuyan okuyucu için oldukça etkili bir kitap. Ben çok beğenmiştim, tavsiye de ederim.
Eski dilde yazılan romanları okumakta zorlansam da bu kitap elimden fırlatmayacak kadar okutuyordu. Sonunda bir boşluk hissi verdi çünkü çok tahmin ettiğim bir sondu. Sayfayı çevirip devam mı ediyor acaba diye bakmıştım. Şeytan işi için bir yorum yapamıcam okumadım.