"Eğer dünyada kimse yaşamıyor olsaydı, sorusuna çare arıyorum. Dostun Anne M. Frank" Uzun bir süredir günce tutuyorsun ve olağan bir şekilde o günki olayları yazıp defteri kapatıyorsun.Savaştan sonrasında ilgili hayallerin var.On beşine yeni basmış genç bir kızsın nihayetinde.Umutların, hayallerin ve inançların var. Öte yanda kendini yahudilerin soyunu kazımaya adamış bir komutan var.Yapamıyor, mümkün de değil zaten. Senin tifodan ölmenden birkaç ay sonra intihar ediyor.Bugün hala adı işitildiğinde insanın kanı donuyor. Peki senin hayatın Anne? Yok oluyor. Son satırların bile yaşasa felsefede boyut açabilirdi, dedirtiyor. Sonsözde herkesin hayatının nasıl sona erdiği yazıyor.Benim gözlerim doldu.Uzun bir süre bir karaktere ısınıp iki satıra özetlenen ölümünü okumak. Bir de filmi var, tutuklanmayla başlıyor.İzlemenizi tavsiye etmiyorum.Yahudi çocuklar yakılmaya giderken ağlaya ağlaya kapadım ben. Kitaptan; *Kağıt insanlardan daha sabırlıdır. *Birinin karakterini onunla ciddi bir kavga ettiğinizde daha iyi anlıyorsunuz. *Korkunç bir son, sonsuzluktan (beklemekten) çok daha iyidir. *Öldükten sonrada yaşamaya devam etmek istiyorum. *Hepimiz yaşıyoruz ama; neden, ne için olduğunu bilmeden.