" Hiç bir şey duymuyorum, hiç bir şey düşünmüyorum...Daha önce hiç bu kadar yoğun bir şekilde, arzu ve endişe içinde çalışmamıştım " Joseph Conrad'ın Nostromoyu yazarken tuttuğu günlükten. " Yirminci yüzyılda İngilizce yazılmış en büyük roman " Walter Allen Arka kapaktan En sevdiğim yazarlardan biri olan Joseph Conrad'ı, yine en sevdiğim yazarlardan olan Jack London' la yaşam tarzlarını , macera sever yapılarını ve yaşamışlıklarını çok benzetirim. Conrad'ı sevmem London romanları sayesinde olmuştur diyebilirim. Yazarın dilimize çevrilmiş eserlerinin tamamını veya büyük bir çoğunluğunu okumuş biri olarak, Edebiyat eleştirmenlerinin de değindiği gibi bendede Dostoyevski ve Tolstoy tadı bıraktı. Yani kitabı okurken yazarın adı gizlenmiş olsa asla bir Conrad romanı olduğunu anlayamazdım. Conrad burada çizgisinden ayrılıp adı geçen yazarlara nazire yapmış. Tabiki onların yanınada pek yaklaşamamış. Ama sonuçta yinede beğenerek ve keyif alarak okudum, neticede bir Conrad romanı. Roman Costaguana adlı hayali bir Güney Amerika ülkesinde, Capataz de Cargadores ( bizdeki hamal başı ) olan asıl adı Gian'battista orada limanda verilen adıyla Nostromo çevresinde gelişiyor. Nostromo bileğine güçlü, dürüst sömürüye karşı çıkan tam bir kahraman Kapitalizm, cehalet, güce tapınma, entrika ve politikacıların riyakarlıkları çok güzel kaleme alınmış. Roman 1904 yılında yayınlanmış ama okurken o yıllardan bugüne pek bir şey değişmediğini. sanki günümüzü anlatıyor hissine kapılıyorsunuz. Bir çok karakter var birde epey İspanyolca kelime Türkçesi Altta dip notta açıklanmış ve en arka sayfada sözlük var. Yani yukarıda adı geçen yazarlarda Fransızca yazar altta dip not olarak açıklanır orada bile bir öykünme söz konusu. Ben çok beğenerek okudum. Yazarı ilk kez okuyacak olanlara çok fazla tavsiye etmem. Yazarın kendi tarzında çok daha güzel romanları var Onlarla başlarlarsa bu kitabındanda keyif alacaklarına eminim, Çünkü gerçekten Josep Conrad sıkı ve bağımlılık yapan yazarlardandır.....
Kitap o kadar inceydi ki, iyikide öyleymiş yoksa asla sonunu getirip bitiremezdim. Kitabı bitirdikten sonra Arjantin'li yazar ve felsefeci olan ve halen Buenos Aires Üniversitesinde ders veren Jose Pablo Feinmann'ın okuduğum ve çok beğendiğim Heiddeger'in Gölgesi'inde adlı kitabından bir cümle birden aklıma geldi.,... " Aman Tanrım, okuduğum şeyden hiç bir şey anlamıyorum ; işte felsefe bu ".
Japonya'nın en önemli ve popüler yazarlarından biri olan Haruki Murakami ayrıca fantastik tür romanlarda dünyanın en önemli yazarlarındandır. SAHİLDE KAFKA 2005 Yılı en iyi 10 romanı New York Times 2006 Yılı World Fantasy Ödülü 2006 Yılı Franz Kafka ödülü Sürükleyici, akıl çelen bir roman. John Updike ( Arka Kapak Tanıtımından ) Roman 15 yaşındaki Kafka Tamura'nın evden kaçışıyla başlar. Sonrasında hemen sizi hikayenin içine sokan ve sarıp sarmayalan olaylar maceralar başlar. Murakami benim en favori yazarlarımdan biridir. Bir çok romanını okumuş biri olarak her romanını okuyup bitirdiğimde bu şimdiye kadar okuduğum en güzel Murakami romanı diye düşünmüşümdür. Sahilde Kafka'yı da okuduğumda da aynı duyguya kapıldım. Hatta yaşamım boyunca okuduğum en güzel kitaplardan biri olduğunu da düşünüyorum. Müthiş bir kurgu, son derece akıcı, olağan üstü karakterler ve mekanlar. Karakterler dediysem öle çok fazla değil yan karakterler yok denecek kadar az. ve hepsi akılda kalıcı. Bence sadece Nakata ve Hoşina için bile okunur. Hele Nakata'nın her söze Bendeniz Nakata pek akıllı değilmdir diye başlamasına bayılacaksınız. Roman çok kalın gibi duruyor ama ( 651 Sh 49 Blm) gözünüzü korkutmasın, roman ilk sayfasından itibaren sizi fethediyor ve elinizden bırakamıyorsunuz. Ayrıca bence yazarın uzun soluklu eserleri kısa olanlardan çok daha iyi Bir önce yazarın okumuş olduğum kısacık Tuhaf Kütüphane ve Uyku adlı kitapları beni çok hayal kırıklığına uğratmıştı. Ben Murakami'nin her eseri gibi bu romanınıda çok severek okudum. Çok az Romanda düşündüğüm keşke bitmeseydi dediğim romanlardan biri oldu Sahilde Kafka. Sonuç olarak yazarı sevenler ve takip edenler kesin okumuştur. Ben yazarı tanımayanlar veya adını duyup ta henüz bir kitabını okumayanlar için özellikle bu romanını yazarla tanışmak için çok tavsiye ederim. Eminimki sizde okuduktan sonra sıkı bir takipçisi olacaksınız..
Juan Rulfo ( 1918 - 1986 ) Meksika'lı senarist, yazar ve fotoğrafçı. Çok az yazmış olmasına rağmen, İspanyolca edebiyetta büyük bir etkisi görüldü. Altüst edilmiş bir zamandizin, geri dönüş, iç monolog, bilinç akışı, zaman kaydırma ve monolog gibi araçlar kullanarak sorunlu baba oğul ilişkileri, kırsal çevrede şiddetve ahlaki tükeniş gibi konuları işledi. 1970 yılında Meksika Ulusal Edebiyat Ödülünü kazandı, Pedro Paramo adlı eserinin tanıtımı İspanyolcanın Don Quijote'den sonraki en büyük baş yapıtı olarak yapıldı. Ronamı nasıl tanımlayabilirim ? Labirent, çok katmanlı, gerçek üstü bilmiyorum. Ne gerçek, Ne hayal, hangi kişi ölü, hangisi yaşıyor bilemiyorsunuz okurken. Müthiş derecede karışık ama bir o kadar keyifli. Bu tür karışık adeta bilmece gibi bir romanı, bu kadar severek okuyacağımı hiç sanmazdım. ama elimden bırakamadan okudum ve çok beğendim....
Martin Eden ( 1909 )Jack London'un en otobiyografik romanıdır. Gençliğinde eğitim ve edebi şöhret için verdiği mücadeleyi ve orta yaş döneminde başarının büyüsünden kurtuluşunu anlatır. Karanlıkta kalmışlıktan yükselişini mitleştirir ve kırk yaşındaki vakitsiz ölümünü önceden haber verir. Andrew Sinclair'in Sonsözünden Jack London en sevdiğim yazarların başında gelir. Her kitabını sevdiğim gibi Martin Eden'i de çok keyif alarak okudum. Yazarı çok sevdiğim için hakkında yazılan bir çok yazıyıda okudum. Romanı okurken hakkında okuduklarımla büyük benzerlikler olduğunu bende farkettim. Martin Eden bence kitap severlerin kütüphanesinde gereken romanlardan bir tanesi. Ve yine Martin Eden unutulmaz roman karakterlerinden birisi...
Eric Faye 1963 doğumlu Fransız yazar Reuters'de muhabir olarak çalıştıktan sonra yaşamına yazar olarak devem etmiştir. İlk öyküsünü 1992 yılında yazmış ve büyük beğeni toplamıştır. Daha sonra bunu diğer çalışmalar izlemiştir. Nagazaki romanı ile 2010 yılında I'Academie Française Grand Prix ödülünü kazanmıştır. Bu romanı yirmiden fazla dile çevrilmiştir. Roman Mayıs 2008 yılında Japonya'nın prestijli gazetesi Asahi dahil bir çok farklı gazetede haber olarak yayınlanmış gerçek bir olaya dayanmaktadır. Çok ilginç 88 sayfalık kısacık bir roman Nagazaki. Yer yer aşırı merak uyandırıcı yer yer oldukça hüzünlü bir çalışma. Ben çek severek okudum. Hem konu, hem kısalığı vede değişik bir yazar olarak kitabı rahatlıkla tavsiye edebilirim.....
Reha Çamuroğlu'nun Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Roman Ödülünü kazandığı Tassavuf, varoluş, vs gibi konuları işlediği romanı. Yazarın daha öne Son Yeniçeri ve Kalem Efendisi ikilemesini çok beğenerek ve keyifle okumuştum. Bu çalışması için yapacağım yorum, kitap 152 sayfa değilde daha uzun olsaydı kesinlikle okumadan yarım bırakırdım....