mucdem, 1715 adet değerlendirme yapmış.  (38/245)
Anka (2. Kitap)
Anka (2. Kitap)

10

Derim Akhan.. Anka Soylu.. İki farklı karakter.. İntikam uğruna kesişen hayatlar.. İkinci kitapta Derim Akhan’ın büyük pişmanlığını, hedefe odaklanmasını ve seven bir Derim nasıl olur onu okuduk. Anka’nın yaşadıklarına rağmen sağduyulu ve soğukkanlı durmak için çabalamasını duygularında yaşadığı ikilemi yazar çok güzel yansıtmış. Ve Aşil.. Tam bir sevgi yumağı, zeki, anne – babası gibi dediğim dedik inatçı ve çok sevimli. Aileyi bir arada tutan, birbirlerini anlamalarını ve sevmelerini sağlayan en güçlü bağ: AŞİL! Derim, Anka, Aşil, Alin, Jan, Avcı, İbo, Selin, Baho, Marcel, Lucas ve daha adını sayamadığım büyük bir ailenin diğer üyeleri.. Bu kitapta kan bağı olmadan aile olmayı, çıkarsız sevmeyi, saymayı, sadakati ve en önemlisi bir olmayı okuyoruz. Her birini okurken yüzümde bir tebessüm oluşuyor. Ben vakit kaybetmeden üçüncü kitaba başlıyorum. ----------- “Düşündüğümden daha kocamanmışsın” dedi, gözlerini açarak. Derim istemsizce kaşlarını çattı ve sorarcasına baktı ona. “Beni mi düşündün?” dedi, yine saçma bir tedirginlikle. “Hep düşünüyorum. Ne zaman geleceğini merak ediyordum. Çok bekledim seni.” Derim’in kalbinden aniden bir acı geçti ve bedeni ikiye ayrılmış gibi hissetti. Ağır ağır dizlerini kırarak aşağı çöküp boyunu az da olsa onunla aynı hizaya getirmeye çalıştı. Zorlandığı belli bir tonla alçak bir sesle sordu gözleri dolarak. “Sen beni tanıyor musun?” Aşil gülümseyerek başını salladı ve saçma bir soru sorulmuş gibi bilgiç bir edayla, Derim’i parçalara ayıran cevabı verdi. “Benim babamsın ya. Tabii ki tanıyorum.”

Anka (1. Kitap)
Anka (1. Kitap)

10

Sonunda!! Benim yazarın kalemiyle tanışma serüvenim Anka ile başladı. Başlarda wattpad adlı sosyal platformda yayınlanan kitap, her hafta cumartesi gününü sabırsızlıkla beklememin en anlamlı sebebini oluşturuyor. Anka, toplam beş kitaptan oluşan serinin ilk kitabı, aslında seri değil devam kitapları da aynı kurgu üzerinden devam ediyor. Derim Akhan!!! Bu isim akıllara kazınacak tüm acımasızlığıyla, şiddetiyle hafızalarda yer edinecek. Derim Akhan’ın geçmişin intikamını almak için sabırla ilmek ilmek oyununu kurup, kimin canını yakacağını umursamadan, gerçekten suçlu olup olmamasını umursamadan yeryüzünde bir cehennemi inşa edişini ve cehennemine tutsak ettiği kadının direnişini okuyoruz. Şimdi ne yorum yapsam wattpad da tamamını okuduğum için dayanamayıp spoiler verebilirim. Ben vakit kaybetmeden ikinci kitaba başlıyorum. ------------ Derim kollarını annesinin beline sarıp yürümesine yardımcı oldu. Bir yandan ince sesiyle onu teselli edercesine “Seni yatağına yatırayım, hemen buz torbasını getireceğim. İyi geliyor değil mi o?” dedi. Tecrübeli çocuk, anne oğul sık sık kullandıkları buz torbasının sihirli etkisini çoktan öğrenmişti. Kadın başını onu takdir edercesine salladı. “Evet tatlım. İyi geliyor… Ama senin varlığın her şeyden daha çok iyi geliyor.”

Ayı ve Bülbül
Ayı ve Bülbül

8

Yazar, Rus masallarından, mitolojisinden esinlenerek bize yepyeni bir fantastik evren yaratmış. Konuları ince ince, her detayına varana kadar işlenmiş; genel anlamda çok güzel bir kitaptı. En başta kitabın cildine, kapağına aşık oldum. Resmen kitabın kapağı; beni al beni al diye çağrı yapıyordu bana. Tabi ben de kıramayıp aldım ve aldığım gibi de okudum. Şimdiye kadar Rus mitolojisini içinde barındıran bir kitap okumadım diye hatırlıyorum. O sebeple kitabın yarısına kadar verilen detaylar anlatılanları anlamlandırmaya çalışmak derken azıcık sıkıldım. Amaaa ne zaman ki Buz İblisimiz Morozko kendini gösterdi; kitap aktı gitti. Vasilisa ile Morozko’yu serinin ikinci kitabında umarım daha fazla görürüz.

Mavi Gece
Mavi Gece

7

Kitabın ilk bölümlerini wattpad adlı sosyal platformda okumuştum. Konusu ilgimi çekti, anlatımı da akıcı olunca geç de olsa kitabı alıp okuyayım dedim. Çerezlik, eğlenceli bir kitaptı. Gece, yakın zamanda babasını kaybetmiş ve onun eksikliğini hayatının her anında hisseden üvey babası ve annesi tarafından sözde kendi iyiliği için zorunlu tatile gönderiliyor. Gittiği tatilde bulmayı beklediği en son şeydir: Aşk!! Kitap güzel ve akıcıydı; ama bana duygular çok yüzeysel geçilmiş gibi geldi. Birbirlerini sevmeleri ile birbirlerine itiraf etmeleri bana çok duyguda yoksun geldi. Sonra bir de Emir’in önceden şen şakrak biriyken; geçmişte ne yaşadıysa bir anda asabi kötü çocuk olmasının sebebi de tek bir yerde – Gece’ye anlatırken – geçti. Ailenin diğer üyelerine bu durum yansımadı, bu durumun biraz daha üzerinde durulabilirdi gibi. Kitapta en çok kimi sevdin derseniz, açık ara o isim : Tuna!!

Ateşin Peşinde
Ateşin Peşinde

9

Halkını beslemek için erkek kılığına girerek lanetli oran olarak bilinen Arz’a giren Avcı Kadın ile Sultanın karşısında yer alanları öldüren Ölüm Prensinin hikayesi.. Böyle belirtince sanki kitap genelde iki karakterden oluşuyormuş gibi görünse de; avcı kadını avcı yapan prensi de ölüm prensi yapan aslında çevrelerinde bulunan yan karakterler.. Hepsinin farklı bir öyküsü farklı bir amacı var. Aravistan’a kaybettiği büyüsünü geri vermek için bu ikilinin yollarının kesişmesiyle bizde onlarla birlikte kendimizi büyülü bir dünya içinde buluyoruz. Çok ama çok beğendim. Gizemler, açığa çıkan sırlar, bir araya gelen zümrenin her birinin farklı karakterinin aslında birbirini tamamlaması, Avcı ile Prens’in sadece bakışlarıyla bile duygularını yansıtmaları, yapılan fedakarlıklar, kan bağı olmadan sadakatın ve sevginin gücü.. Çok faktörlü bir kitaptı. Bu tür sevenlere kesinlikle tavsiyemdir. Umarım serinin ikinci kitabını yayınevi fazla beklemeden çıkarır. ----------------- “Daha az gerçekçi ve daha fazla kötümser biri olsaydım, ölümümüze doğru yol aldığımızı söylerdim,” dedi Kifah, sessizliği bozarak. Nasir palasını kınına soktu ve ilerlemeye başladı. “Ölümü bekletmesek iyi olur o zaman.” ********* “Zafira ile Avcı’nın tek bir kişi olması için bir şans bu,” dedi yumuşak bir sesle. Zafira’nın çantasındaki pelerini sanki ağırlaşmıştı. “Onları iç içe geçir. Kendin ol. Avcı Kadın ol. Büyüyü karanlığın elinden kurtaran ve bu sayede kendini de özgür bırakan kız ol.”

Diriliş - Ateşli Kanatlar Serisi 3
Diriliş - Ateşli Kanatlar Serisi 3

7

Ateşli Kanatlar Serisinin üçüncü kitabı.. Serinin ilk iki kitabını okuyalı çok ama çok uzun bir zaman oldu.. Kopukluk olmaması için ilk iki kitabı tekrar okudum. Cassie ile Aidenhell’in hikayesinin kaldığı yerden devam etmesine çok sevindim. İkinci kitabında Cassie büyük bir fedakarlık yaparak Aidenhell için kendinden vazgeçmişti. Bu kitapta ise ikisini de ayrı yerlerde acı çekerken ve eksik ruhlarını tamamlamak için bir arayış içinde okuyoruz. Tam tamamlandılar artık tüm sorunlara birlikte, tam olarak göğüs gerecekler derken olanlar oluyor. O son yok mu o son.. Yazarımız son dakika yapmış yapacağını yine.. Serinin devam ettiği izlenimi uyandırdı bende umarım; devam kitabının gelmesi bu sefer fazla uzun sürmez. ---------- Ağlıyordum. Ağlıyordum. Aşk bir kaderdir. İyi ya da kötü değildir. Işık adamın bedenine girip kaybolana dek ona baktım. Görüntü yaşlardan bulanıklaşıncaya kadar gözlerimi kırpmadım. Nefes almadım. Sadece ağladım. ********** O içinde var olduğunu bildiği eksiklik artık somuttu. O kızdı. Kız eksikliğiydi. Kız, Aidan demişti. Adı buydu. Aidan. Adı bile eksik gibiydi.

Pirinç Kenti