Uzun zaman sonra bir kitabı bitirebilmenin heyecanıyla.. 🙃🤗 494 sayfa #AteşSerisi için oldukça az bir sayfa sayisi. Olaylar dünyalar kişiler derken çabucak bitti. Jada/Dani ile Mac'in arasının düzeldiğini görmek güzel.. son anda bile olsa 🤣 Mac & Barrons cephesinde güzel gelişmeleri okumak keyifliydi. Mac'in olay çıkarımları ve bazı diyaloglar neden kitap okumayi sevdiğimi bir kez daha hatırlattı. _________________________________________ En sevdiğim ve beğendiğim alıntı: 📍"Başkalarını anlamak için onların çektiği acıları çekmek zorunda değilsin. Yarım bir beynin ve istekli bir kalbin varsa çok da zor değil. " Ve yüzümü güldürenlere geciyorum😀 📍"Milenyum demişti. Barrons binlerce yıldır yaşıyordu. Bundan şüphelenmek ayrı bir şeydi, duymak ise bambaşka. Sevgilim binlerce yıllıktı. Ben ise yirmi üç yaşındaydım. Sorunlarımız olmasına şaşırmamak gerekir." 😆 ______________________________________________________ 📍"Büyüyünce Jericho Barrons olmak istiyordum." 😎 Çok severek okuduğum bir seri ve lütfen @artemisyayinlari serinin diğer kitaplarını da çıkartın 🙏 Ben Ateşten Doğan'ı okumakta geç kalmış olsam da bu isteğim serinin sıkı takipçileri için.😆
Amin Maalouf ile yeni tanışıyorum ve bu kadar geç kaldığım için kızıyorum kendime. Güzel bir kitaptı, tavsiye ederim.
Cidden kötüydü ya, hiç bir mantalitesi yok! Sırf bir kitabın ne kadar kötü olabileceğini, sonunu havada bırakabileceğini, kitaptaki olayların öylesine de yazılmış olabileceğini gösterdiği için o 1 puanı veriyorum, yoksaaaa "Otur! Sıfır!"
Konu olarak çok değişik kurgusu yok. İris, hem avukatlık işiyle hemde oldukça sorunlu olan oğluyla başa çıkmaya çalışan bekar bir annedir. Tüm bu karmaşanın içinde tesadüfen bir abisi olduğunu ve abisini bulmak istediğinde ise ağır suçlardan hapiste olduğunu öğrenir. Annesinin inatla yardımcı olmamasına karşın abisini ilk gördüğü anda iç güdüleri onun suçsuz olduğunu söyler ve onun için mücadele etmeye karar verir. Bu süreç içinde kendi ailesinin hakkında bilmediği bir çok sırrı ortaya çıkarır. Kitap kurgu olarak 10 üzerinden 6 alır, ama yazarın anlatım dili, karakterlerin duygularını içinde bulundukları durumu tasvir etme şekli 10/8 hakediyor bence. İris ve abisi Ray'in dilinden anlatılıyor olaylar parça parça, Ray'in otizmli olması ve çevresini anlamaya çalışması karşısında içim ezildi. İris Ray'i ilk gördüğü an oğlu Aron'a fiziksel ve davranışsal olarak Ray'e benzediğini keşfetmesi ile oğluna daha farklı yaklaşmaya başlar. Okunulabilir güzel bir kitap.
Favori yazarlarımdan birisidir Sarah Jio, tüm kitaplarını okuyup sevdim ve Kelebek Adası'da artık okunanların arasına girdi. Balayında deniz turuna çıkan Charlotte ve gemide tanıştığı aksi adam Gray'in ıssız bir adaya düşmesiyle başlayan kitap, içinde bir çok farklı kahramanında hikayesini içermesiyle akıcı bir şekilde ilerliyor. Elime almamla bitirmem bir oldu diyebilirim. Saatler içinde bitirilecek türden. "Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin.."