Edebi açıdan bana pek hitap etmedi, bitirmek için kendimi baya zorladım. Aldığı ödülün genel tutuma paralel olarak politik olduğunu düşünüyorum. Coğrafyamın tarihini putlaştıran, kutsayan biri değilim, rahatlıkla tenkid ederim ama kitap bilhassa devşirme mevzuunda fazla yanlı geldi ve rahatsız etti, İlber Ortaylı'nın katıldığım seminerlerindeki değinileriyle de kıyaslayınca. Bu yüzden devamını getiremedim. Devşirme ifadesi bile çok rahatsız edici fakat uygulama gerçekten bu şekilde olmuş olsa sanıyorum içlerinden bu coğrafyalara elinin güzelliği değen bunca insan çıkmazdı, ben olsam öfkem buna mani olurdu haklı olarak. İçim kurgu olarak da almadı sanırım. Yine de bu konuda beni ileride daha derinlikli bir öğrenme arzusuna sevketmesi de güzel.
Ömer Seyfettin'in okuduğum son kitabı, şiddetin pornografisine ve tabi çocuk dünyasına edebiyat adı altında saldırganca müdehale olarak aklımda kalmış. Bir asker, fırında yaktığı insanların ırklarına göre kokularını tasnif ediyordu, en çok aklımda kalan kısımlardan biri. Üzerine Sosyolojik çalışma yapılabilir. Bir arkadaş milliyetçi duygularımı kabarttı demiş, doğrudur böyle yoz ve kaba propagandalarla böyle en çok kendine zarar veren tutum yıllardır körükleniyor. Bir emir geldiğinde sorgulamadan insan öldürebilme eğitimi alan insanın gerekçesi ve direnci ne olursa olsun bence ruhu yara alır bunu gerçekleştirmese bile, bu yüzden aslında belki de benim vicdani retçi olmamda katkısı bile olmuştur bu eserin yıllar sonra. Asker psikolojisini asla anlayamayacağım. Bu topraklarda da kutsanan, Peygamber Ocağı denen askeriyenin insan ruhuna ettiği, sistematik olarak etmeye azmettiği şey işte kitapta "öteki" düşman üzerinde fazlasıyla aşikar olandır. Türkiye'deki halini görememiş, göstermemiş olabilirler. Annelere, babalara duyurulur. Askeriyenin mantalitesi her yerde aynı. Bu kitabın çocuk dünyasına saldırganlığına ebeveynler dikkatli davranıp mani olmalı. Gerçi artık tvlerden muhtemelen zaten buna sıra gelmiyordur. Bir arkadaşımın da dediği gibi: "Askerin gözünde sivil giyinen her kimse potansiyel tehlike ve tehdittir. Subaylara lojman yapılması ve sistemli bir şekilde sivil halkın dışında tutulmaları adeta kendi halklarına karşı bir ön hazırlıktır."