Son günlerde Kahraman Tazeoğlu ve Bukre ismini sıkça duyduğum için merak ettiğim bir kitap olmuştu. Bir arkadaşımın vesilesi ile okuma fırsatı buldum. Ama tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Yer yer kendimi İlkokul 2. sınıf hikaye kitapları okuyor gibi hissettim. Özellikle İlk bölümde. Sürekli aynı şeyin defalarca tekrarlandığı bir kelime girdabı. Arabesk bir aşk yaklaşımı. Modern çağ gençlerinin aşktan anladıkları bu mu? (ve tek dertleri aşk mı? Lise talebelerinin, facebook sayfalarında paylaştığı türden benzetmelerle örülü 304 sayfa. Bu kitaba edebi bir eser dersek gerçek edebiyatçıları küstürmüş, edebiyatı hafife almış ve çıtayı düşürmüş oluruz. Satış oranı da ayrıca ilginç. Belki de edebiyat algımız, son günlerde vazgeçilmezimiz olan sosyal iletişim ağlarının empoze ettiği, (tezat kelimelerden edebiyat parçalama sanatı) yeni nesil arabesk aşk tümceleri sayesinde oldukça "gelişmiştir".
şeker portakalı kadar ünlü olmasa da onun tadında bir kitap
yazmak için yazılmış bir kitap gibiydi. bir döenm meşhur olan bilge-yazar akımından etkilenilerek yazılmış gibi...
İlk lise yıllarımda okumuştum ve olağan üstü şekilde etkilenmiştim. Walter'in arabesk ruhunu kendime çok benzettiğim içindi belki bu. Bir kamyonete doldurulmuş kuzularla ilgili bir bölümü hala yüreğimi burkar