Kırmızı Pazartesi, işleneceği belli olan bir namus cinayetinin , kimse tarafından engellenmemesi üzerine yazılmış ilginç bir romandır. Bizi anlatan bu roman Marquez sayesinde görürüz ki farklı toplumlarında ortak sorunuymuş. Ülkemizde 2017 de tam 409 kadın, 2016 yılında 328 kadın cinayeti işlendi. Ve bunların büyük çoğunluğu, işleneceği belli olan ama kimse tarafından engel olunmayan , cinayetlerdi. İşleneceği belliydi, çünkü katiller onlarca kez Vicario kardeşler gibi kurbanlarını tehdit etmişlerdi. İşleneceği belliydi çünkü, bunu Vicario kardeşler gibi sağda solda kaç kez göstermişlerdi. İşleneceği belliydi çünkü, kadınlar öncesinde şiddet görmüştü. Kurbanlar emniyete sığınmıştı. Ama her defasında, Nasar'ın annesinin, oğlunun son kurtulma ihtimalini, kapıyı bizzat onun yüzüne kilitleyerek (istemeyerek de olsa) engellemiş olması gibi , sevgili devlet baba da kadınların son kurtulma ihtimalini istemeyerek de olsa bürokrasi uyuşukluğu ile engelliyor. Kırmızı pazartesi, salı, çarşamba,perşembe, cuma, cumartesi, pazar bizim hikayemizin adı.
"Bu kitabı okumak âdeta bir borçtur ve bir vazifedir." diyor Behçet Kemal ÇAĞLAR, son sayfalarında artık göz yaşlarıma hakim olamadığım bu kitap için. Zaman zaman yükselen milliyetçilik hisleri ile aşırı gibi görünen yorumlarda bulunsa da her şeyden önce arap yarımadasında kanını çekinmeden döken Türk askerinin neler yaşadığını anlamak adına okunmalı bu kitap. Sina'da, Mısır'da,Suriye'de nelere yaşandığını anlamak için.