Etmeyin, eylemeyin. Sırf 724 sayfa şey yazılmış diye bence; o psikoloji ile bu kitaba tam puan mı?Hayır. Acımasız mıyım? Evet. Olmalıyım bir bakıma, çünkü ödüllü kitaplardaki hayal kırıklıklarım (bir örnek daha vardı şu nobelli olan; ismini anmayacağım) bitmeyecek gibi görünüyor. Üstelik her yerde Olric diyorlardı; bir bakıma bu merakta sebep oldu kitabı okumaya başlamama. Ama bitirebilmek için o kadar, o kadar tutunmaya çalıştım ki kitaba; ilerideki hayallerim , bir edebiyatçı olmak arzum olamasaydı bitirmezdimde. Oğuz Atay her edebiyat kuralına savaş açmış gibi kendi iç dünyasında. Öyle bölümler vardı ki ''Allah'ım ne bitmez sayfalar'' dedim. Bazı yerleriyse güzeldi ama o güzelliği anlatmak için 724 değil 324 sayfalık ta bir kitap yazılabilirdi bence. Şiirler, o şiirlerin bir anlamı var mı? Belki de yazar anlama karşı bir savaş açmış olmalı, kim bilir? Sonra o noktası olmayan cümleler, yer, çok zihnimi yordu.Kitabı da bir erkeğin yazdığı,yazacağı belli; böyle bir vurguyu da ben kaldıramıyorum hassas biri olarak. Son noktam; kitapta bir cümle özellikle dikkatimi çekti; ''intihar edenlere tören yapılmaz, böyle intikamcı Tanrıya tapılmaz'' burası Oğuz Atayın kendi iç dünyasındaki sorgusunu anlatabiliyor bana. Niçin yaşıyoruz ? yaşamak mı, nedir o ? Belki bu sorunun bir cevap arayışıydı bu eser ve bu eseri yazış amacı. karşımda olsaydı samimiyetle şunu sorardım; '' ya intihar ederek hayattan, ve yaradılış amacından intikam almaya çalışan insanoğluna ne demeli...? İntikamcı olan gerçekte kim ? ''
İnsanı alıp götüren bir anlatım.Duru, sade.Bir de yazarın Prag da, hiç tanımadığı bir kültürde, yepyeni bir hayata atılmasına, cesaretine hayran kalıyorsunuz tabiki. Kendimle ilgili olan ilginçliğiyse; bu kitabın bana 0n sene önce hediye edilmiş olması ve hep ''okuyacağım'' diyerek on sene sonra okumam :) Sonuç; iyiki okudum!
bazı denemeler o kadar muhteşem ki, böyle de deneme mi yazılır dedirtti bana! yazılırmış.