Sıcacık bir hikaye, aktı gitti. Onlarla kasaba kasaba ben de dolaştım nehir kenarına indim mızıka dinledim. Güzeldi.
3 kere okuma girişiminde bulunmama rağmen kendimi boğazlamadan üçünde de yarım bıraktım. Aşırı durağan ve kasvetli ilerliyordu yıllar önceydi bu dediğim şu gün okusam farklı olur mu bilmiyorum ama elime alabileceğimi sanmıyorum.
Bu mu yani? diye bitirip daha bugün aslında dörtleme olduğunu öğrendiğim kitap. Diğer üçünü okuyunca fikrim değişir mi bilmiyorum. Güzel kısımlar vardı ama bir bütün olarak beni içine alamadı hikaye.
Peş peşe okuduğum dördüncü Sezai Karakoç kitabı olduğundan mıdır nedir sıkıldığımdan bir ara bırakıp sonra devam ettim. Farklı peygamberlerle alakalı bölümlere yer verilmiş. Çok akıp gitmedi esasen biraz zorlandım okurken ama yine altını çizdiğim yerler oldu elbette.
Ebu-binti-ebu-binti kalabalığını saymazsak güzel verimli bir kitaptı. İsim kalabalığı çok fazlaydı kopup durdum okurken.