okumam diye düşünmüştüm bu kitabını ama dayanamayıp okudum. iyi ki de okumuşum.sonuna kadar her şey gayet güzeldi aslında. yani arada tartışsalar da jace ile clary kardeş olmadıklarını biliyorlardı ve simon'la ilgili daha çok kısım vardı. simon' sevmezdim aslında, biraz ezik gelirdi ama onunla ilgili kısımları okumayı çok sevdim. ve bana kalırsa isabell'i seçer çünkü maia Jordan'la barışacak gibi. onun dışında sebastian'la ilgili bir şeyler olur diye düşünmüştüm ve oldu da ama tahmin ettiğim kadar değil. tahmin ettiğim kadarı diğer kitapta olur. ve sonunu okuyunca cassandra clare'ı boğmak istedim. öyle son mu olur ya? her neyse sonuç olarak güzel bir kitaptı. cehennem makineleriyle ilgili bir şeyler de vardı ve tessa gerçekten de çıkacak mı diye merak ediyorum. ayrıca kemikler şehrinde jace'in gördüğü JG kim anlayamadım. bilen varsa söylese iyi olurdu.
bu kitap hepsinden daha güzeldi. cehennem makineleriyle eşit derecede sevdim diyebilirim. en sonunda hepsi gerçekleri öğrendiler ve birbirlerine itiraf ettiler. yani jace'le clary, magnus'la alec, jocelyn'le luke , simon'la izzy- ya da maia orası kesin değil- sonunda kavuştular hepsi. ama serinin devam kitaplarında yine ayrılacaklardır tahmin ben o yüzden okumayı düşünmüyorum, valentine öldü ama tahminen jonathan ölmedi ve valentine'dan daha acımasız olan tek kişi tahminen odur. o yüzden herkesi ayırmaya başlamadan seriyi okumayı bırakıyorum. tabii ne kadar dayanabilirsem.
bu kitap hakkında çok iyi yorumlar almıştım ama beklediğim gibi çıkmadı ve hayal kırıklığına uğradım kesinlikle. aslında başları sıkıcı değildi hatta baya eğlenceli gidiyordu ama sonra sıkmaya başladı. abby'nin travis'e inanmaması , travis'in abby'e tam abby barışmayı isteyeceğinde arkadaş kalabiliriz demesi ve abby'nin gurur yaıp konuşmaması, abby'nin etrafta biz arkadaşız biz arkadaşız diye dolaşması ve travis'in aşırı baskıcı bir tip olması sinir krizi geçirmeme sebep oldu. travis aşık olduğum karakterler listesine giremedi , kitap da öyle. güzel bir kitaptı ama beklentilerimi karşılayamadı.
yine bir serinin daha sonuna geldim. serinin tartışmasız en iyi kitabıydı. açıkçası en sonunda herkesin mutlu olması ben de mutlu etti ama serinin bitmesine üzüldüm. en sevindiğim şey seth'in iyilerin takımına geri dönmesi oldu. ikinci kitapta aiden'den soğumuş, seth'e aşık olmuştum - yani biraz- ama sonraki iki kitap seth'ten nefret etmeme neden oldu ve bu kitapta aiden'in ruhunu kurtarmasaydı onu bir daha sevemezdim ama kendini bana , alex'e ve hatta aiden'e affettirdi. sonu seth için pek iyi olmadı aslında ama aiden'e olacağına ona olsun. jenniffer çok güzel bir final hazırlamış, tebrik ederim. sonunda sonsuza kadar mutlu yaşayacaklar. -sonsuza kadar derken gerçekten sonsuza kadar.- ve darısı deamon'la katy'nin başına. onun da finalini okusak iyi olurdu hani.
güzel bir kitaptı ama bana göre biraz kısa geldi. çabucak bitti. daha uzun sürseydi daha güzel olurdu ama fark etmez daha dört tane kitabı var. güzel tavsiye ederim.
çok uzun süre beklediğim ve okuyamadığım bir kitaptı. okudum ve bir yandan rahatladım ama bir yandan da acayip üzüldüm çünkü çok sevdiğim bir seriydi. bazı olumsuz yorumlar aldıktan sonra okumakta tereddüt etmiştim ama gereksiz yere tereddüt ettiğimi far ettim çünkü çok güzeldi. hem jem için hem will için mutlu sondu ama tessa için öyle değildi bence. bütün sevdiklerinin ölümünü görmek ölümsüzlüğün bedeli olmamalı. açıkçası kitabın sonlarında will'in, charlotte'un, cecily'nin ve bir sürü kişinin ölümünden bahsettiğinde çok kötü olmuştum. bazı kişilerin düşündüğünün aksine will'den sonra jem'le olması beni rahatsız etmedi. aslında her zaman will'i daha çok sevmiştim ama jem'e de benim için çok sempatik biri -bunun nedeni kibarlığıdır sanırım- bu yüzden hepsinin mutlu olmasıyla bitirerek güzel bir son yapmış cassandra clare ve bence cehennem makineleri, ölümcül oyuncaklardan daha güzel bir seri. belki de diğerinden sadece iki kitap okuduğum ve hala kardeş olduklarını sandıkları içindir ama her neyse. çok uzattım sanırım tek söylemem gereken bu kitabın çok güzel olduğuydu. okumayanlar kesinlikle okusun derim. not: eklemeden edemedim iblis hastalığının doğru çıkışına ve will'in sürekli gabriel'e lightworm diye seslenişine çok gülmüştüm. ikisinin tartışmalarına bayılıyorum :D