M-Ü-K-E-M-M-E-L :D BUNUN GİBİ Bİ KİTAP DAHA YOK. MARGO GİBİ OLMAK İSTİYORUM. O KADAR İNCE BİR ÜSLUBU VAR Kİİ.. JOHN YİNE HARİKA ÇALIŞMIŞŞ
ilk kitapla arasında hiç kopukluk yok. kitap bitti diye üzülmüyosun sanki ilk kitapta bi cümle yarım kalmış ta burda devam ediyor gibi. çok sevdim
beni sırttırdı :D Elazığ'ımın Harput'una gece gezmesi yapacak, Elazığ'a karşı iki bardak demli çay içecekken yanıma almaya layık gördüğüm kitap :D
Şimdi dikkatlice kulak verin. çünkü aşırı objektif bir yorum yazıyorum okumuşlara, okuyor olanlara ve okuyacaklara... şöyleki kitabı ben bu siteden tavsiye aldım ve epey araştırmalar sonucu almaya uygun gördüm. çünkü kansere zaafım var gibi bir şey. her neyse. kitaba başladım. ilk sayfaları meraklı babaanneler gibi 'ne diyor bu kız' diye okudum. benim de kitap basmak bir hayalim ve evet ben de o yaşlarda günlük tutuyordum bu nedenle çok minik bir ortak nokta hatrına sıktım dişimi çünkü Burçak Allah rahmet eylesin tam bir günlük tutmuş. İpek ongun kitapları gibi değil yani. ticri amaçla yazılmadığı içinsürükleyen olaylar yok. bir çok anı yarım yamalak. ama işte kızın yaşadıklarına duyduğum saygıdan ve hadi sabır şimdi hasta olduğu bölüme gelcem diyerekden hastalık dönemine geldim. okudum. ve kitap bitti... ağlamadım, duygulanmadım. sadece allah rahmet eylesin dedim. çünkü kız gerçek bir günlük yazarı trajik bir son yok kitapta. olduğu gibi safi duru bir insan hayatı karşınızda Özet mahiyetinde şunları söyleyeyim: edebi bir beklenti içinde başlamayınca kitap size çok şey katabiliyor. hasta psikolojisi hasta ailesinin psikolojisi falan epey bilgileniyorsunuz. bari bir fatiha okuyalım kıza..
edebiyat sevenler için ara sıcak. samimi iletiler. ürperten tesadüfler yaşatabilir :D
bence koyun da gülü yemek istemedi zaten