Uzun zamandır beklediğim kitaplardan biri de Son Çarem'di ve büyük bir keyifle okundu , bitti. Sabrina Jefferies serinin ilk kitabından beri merakla bu kitabı bekletiyordu bize çünkü gizemli ölümler var ve nasılını niçinini öğrenmek için bu kitabı okumak lazım. Seri boyunca beş kardeşin aşkları tek tek anlatırken, her kitapta ölümlerin sırlarına bir adım daha yaklaşılıyor. Ve son kitapta Bay Pinter ile Celia bu gizemi çözüyor. Bence kitap serinin en iyi, yazarın çevrilen tüm kitapları içerisinde ki en müthiş kitaptı. Celia kendine güvensiz , diğer kadınlarına aksine silahlara ilgi duyan, erkeksi olduğunu düşünen ve evlenecek adaylar bulup, evlenebileceğini ailesine kanıtlamak isteyen bir kız. Seçtiği adaylar için bilgilere, araştırma yapılmasına ihtiyacı var . E bu araştırmayı en iyi yapsa yapsa Bay Pinter yapar. Ne kadar kibirli ve çekilmez olsa da. Bay Pinter ilk kitaptan beri gizemi ve karızmatik bir adamdı. Sharpe ailesindeki ölümün sırrını çözmek için dedektif olarak tutulduktan sonra ailenin içine daha da çok girmek zorunda kalır Ve tabii bu durum ailenin en küçük kız kardeşi , sürekli didişip durduğu Celia ile de daha sık karşılaşmasına neden olur. Bir de üstüne üstlük Celia karşısına çıkıp, taliplerini araştırması için ondan yardım ister. Pinter'den ! Gizlice onu arzulayan, duygularını bastırmaya çalışan ama gün geçtikçe daha da zorlanan , geçmişi yüzünden asla bu kadınla beraber olamayacağına inanan adamdan. Talipleri yanına yaklaştıkça kıskançlıktan deliren bir adamdan Sizce bu adam kıza destek mi olur yoksa köstek mi ? Okuyun ve görün derim. Kitabı yorumdan anlaşılabileceği üzerine çok beğendim. Konu, diyaloglar , işleyiş çok çok güzeldi ama anlamadığım bir şey var. Epsilon bu kitabı çok mu aceleye getirip çıkarmış ? Yıllardır beklediğimiz için çok acele edildiğini sanmam ama o zaman bu kadar fazla yazım hatası, cümlelerde eksik kalan, unutulmuş kelimeler, eksik yazılan harfler nasıl olmuş anlamadım.
Pabucumun Ajanı kesinlikle okudugum en guzel aşk romanıydı. Bir kitap ki sizi hep gülme krizlerine sokacak hem de yeri gelecek boğazınızda koca bir düğüm olusturacak. özenti Amerikanvari ask hikayesi değil içten , sıcacık tamamen bizden bir öykü okuyacaksnz. Çılgın pabuç dilli vasat bir kızın kibirli , yakışıklılığı ile dillere destan ünlü iş adamı , kurumsal kasıntı Tuna Üstüner'i dize nasıl getirdiğini okuyacaksnz. Gerçi Tuna bey kendinden pek taviz vermez , kıskançlıktan delirmesine rağmen kendine yediremez , aşırı karizma bir adam ve dikkat ! Bu kitabı okuyup Tuna'ya aşık olmamak imkansız. Sahiplenici , kendinden emin , yer yer çapkın ve kesinlikle deniz'in dediği gibi o bir uranüslü :) boyle adamlar dünya da var olamaz :)
Acı , keder herkeste , her yer de aynıdır. Doğusu , batısı , kuzeyi güneyi yok bunun. Okumuşu, okumamış ya da okuyamamışı, kültürlüsü , cahili de yok.. Ya da zengini fakiri... En iyi maddi imkanlara sahip görünen insan bile aslında içinde kimsenin yaşamadığı fakirliği, acıları yaşıyor olabillir. Doğunun unutulmuş bir yerinde muhtaç bir başka kişiyle aynı , ortak kaderi paylaşıyor olabilir. Kara Kış Beyaz Düş bunu bize çok güzel , etkileyici ve tüylerinizi diken diken edecek , başarılı bir anlatımla gösteriyor. Kitap hakkında söyleyebileceğim çok söz var ancak büyüsünü kaçırma korkusu yaşıyorum . Kitap farklı yerlerde , farklı kültürlerde yaşayan iki insanın kesişen ortak acılı kaderlerini ve birbirlerine sığınmalarını, bir birlerine umut, ışık olmalarını anlatıyor belki ama bu çok yüzeysel olur. Zeynep anlattıkça siz onun içindeki ikilemlerden öyle bir etkileniyorsunuz ki, üzülüyorsunuz , destek olmak istiyorsunuz, kendini harap ediyor kız ama öyle bir durumla , öyle bir adamla karşı karşıya ki bu soruları kendine sormadan , ikilem yaşamadan edemiyor. Çünkü adam okları ona doğru çevirmeyi çok iyi başarıyor. Öte yanda Akgül var. Zor bir hayatı sırtlamış. Neyse ki karşısına Zeynep çıkıyor ama birbirlerinin yaralarını sarsalar bile izleri nasıl geçecek ? Bir de Güven var. Adı gibi güven veren, aşk veren , sabırlı bir adam. Zeynep'in o yaşadığı hayatta karşısına çıkan en büyük şansı sanırım. Ve benimde en büyük şanslarımdan biridir bu kitabı okumak Severek okudum. Olaylar sanki gerçekte yaşanıyordu da ben olaylara tanık oldum. Aslında yaşanıyor böyle şeyler. Görmüyoruz belki ama biliyoruz, okurken bunun etkisi olsa gerek daha da üzüntü duydum. Ama Fatma Erdek bizi üzüntülerle bırakmıyor, kitabı kapatırken tebessüm ediyorsunuz çünkü tüm acılarına rağmen hayat Zeynep ve Akgül ' e sonunda gülüyor. Kara Kış Beyaz Düş , kesinlikle tavsiye edeceğim , okuyun diyeceğim kitaplardan oldu. Ama keşke biraz daha uzun olsaydı. Keşke Zeynep ve Güven aşkı biraz daha fazla olsaydı. Mutluluklarını okusaydık daha fazla. Bu bir aşk romanı değil biliyorum sadece araya çok güzel bir aşkta serpiştirilmiş bir roman ama işte romantik kitap hayranı ruhuma söz geçiremiyorum