Kitapta hayatına tutunan, birbirine bağlanan, dostluk kuran 4 kadının hayatlarından bir kesit sunulmuş. Ama ben kitabı kötü bir ruh hali içinde okuduğum için çok sinirlendim. Benim hayatım bu kadar kötü durumdayken onların hayatı nasıl tamamiyle harika geçiyor.. Anlayacağınız kıskandım biraz (fazlasıyla) :D Asıl konuya gelirsek kitap çook akıcı. Eğer yorucu olan kitaplar okuduysanız ve sadece zihninizi boşaltıp rahatlamak istiyorsanız bu kitap size çok uygun kesinlikle (: Debbie MACOMBER kitaplarını ben beğeniyorum. Daha önce iki kitabını daha okumuştum (: Teyzem getirmişti onun sayesinde tanışmış olduk (: Ben kitapları sırasına göre okumadım.. Öyle okusam daha iyi olurdu galiba (: Evet evet daha iyi olurdu (: Her neyse bence kesinlikle okumalısınız Debbie'nin kitapları çok keyif verici oluyor (:
Bir seri kitabı. ATATÜRK'ü hayatını 4 kitaba ayırarak anlatmış. İlk kitap olan Bir Kahraman Doğuyor 7 bölüme ayrılmış. 1881-1915 yılları anlatılıyor kitapta. İlk bölüm: Doğuş... Burada öncelikle Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım'dan bahsediliyor. Tanışma hikayeleri, evlilikleri anlatılıyor. Sonrasında Mustafa adındaki çocuğun dünyaya gelişi, adının neden Mustafa konulduğu hakkında hikayeler anlatılıyor. Çiftlik hayatındaki anıları, çocukluk anıları bayağı güldürdü beni (: Mülkiye Rüştiyesi'nden neden ayrıldığını da anlattığı bölüm böyle bitiyor. İkinci bölüm: Gerçekleşen Hayaller... Bu bölüm Askeri Rüştiye'ye gitmek için annesini nasıl ikna ettiğini anlatan bir kısımla başlıyor. Çocukluk aşkından bahsediliyor. Hepimizin bildiği klasik hikaye anlatılıyor. Hani "Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun." (: Zübeyde Hanım'ın ikinci evliliği bu bölümde gerçekleşiyor. Mustafa Kemal'in bu duruma verdiği tepkiler anlatılıyor. Manastır'a gidişi ve ülkenin o anki durumu hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor. Üçüncü bölüm: Sürgün... Bu bölümde beni en çok etkileyen yazı "Bugünün adamı mı olmak istersin, yarının mı?" oldu. Şam'a sürgün edilen Mustafa Kemal'in oradaki anıları anlatılıyor bu bölümde. Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin açılmasını, kimlerim ona yardımcı olduğundan bahsediliyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti anlatılıyor. Dördüncü bölüm: Sarsıntı... Okulda tanıştığı bir arkadaşı var adı Enver. Enver biraz hayalperest. Mustafa Kemalle kavgaları bitmiyor. Bu bölümde ve diğer bölümlerde sık sık bahsediliyor Enver'den. Burada en çok etkilendiğim kısım "Niçin bir Mustafa Kemal çıkmasın!" oldu. Mustafa Kemal'den kurtulmak isteyenler onu Trablusgarp'a gönderiyorlar ve Trablusgarp macerası da bu bölümde anlatılıyor. Beşinci bölüm: Çöküntü... Trablusgarp savaşları bu bölümde de devam ediyor. Rumeli'nin kötü durumundan bahsediliyor. Ve Mustafa Kemal Sofya'ya gidiyor. Altıncı bölüm: Hesaplaşma... Bu eğlenceli bir bölümdü. Mustafa Kemal'in Sofya'da yaptıkları anlatılıyordu. En çokta maskeli balo kısmını sevdim (: Yedinci bölüm: Bir Kahraman Doğuyor... Bu bölümün tamamında Çanakkale Zaferi anlatılıyor. Şimdi... (: Bu kitap okuduğum ilk tarih kitabı. Tarih kitabı okumayı hiç sevmiyorum ama bana bir şeyler katacağı kesin ve sadece okulda öğretilenlerle kalmamak lazım diyerek zorladım kendimi (: Çok ilginç bilgiler edindim ve kitap akıcı ve hikaye gibi anlatıldığı için sıkılmadım. Hiç duymadığım kahramanları öğrendim mesela Mehmet Çavuş ve Müstecip Onbaşı gibi (: Bir de kitapta Mustafa Kemal ATATÜRK'ün vermiş ya da almış olduğu mektuplar var. Onlar ilgimi çekti aslında.. Kitabı kim verdi hatırlamıyorum ama benden önce okuyan kişi mahvetmiş kitabı öyle okunur mu hiç kitap.. İçim gitti görünce '-' Tavsiye eder miyim bilmiyorum çünkü daha iyisi olabilir bence...
Konu, karakter, hikaye bakımından başka kitaplarla pek bir benzerliği yok. Bu bakımdan iyi ama ben çok sıkıldım. Anlatım şekli yüzünden mi bilmiyorum ama arkasını okuduğumda güzeldi gayet ama okurken çoook sıkıldım.. İlk defa savaş kitabı okuyorum ama savaş tarzı kitaplar hiç bana göre değilmiş en çok o kısımlar sıktı beni. Bu kadar aksiyona ne gerek var :D Kitaptaki savaş sadece bencillikten dünyaya hükmetme isteğinden çıkıyor. Böyle saçma amaçlar için insanların canına kıymak anlamsız... Kitapta fazlasıyla ırkçılık var. Çok itici geliyor bana bu durum.. Kitapta çok fazla yabancı kelime kullanılmış aşağıda anlamları yazıyor ama aşağı bakıp ne anlama geldiğini okurken akıcılığı bozuluyor gibi geliyor bana. Kitapta en beğendiğim kısım ise aradaki şiirler. Kitapta şiir yerine "şanson" diyorlar. Fakat gerçekten kitaba bir renk katmış (: Baudolino adında küçük bir çocuk... Çok özel kişisel yetenekleri var. Zeki ve yalana düşkün... Küçük yaşta ailesinin yanından ayrılıyor ve kendi hikayesini Nikates'e anlatıyor (: Belki siz seversiniz bilemiyorum ama tavsiye etmek içimden gelmiyor (:
Ne yazsam bilemedim ki.. İncecik bir kitaptı kendileri (: Orhan PAMUK'un 3 ödül konuşması vardı.. Kişiliğine dair ipuçları bulabileceğiniz bir kitap. Orhan PAMUK meraklıları için güzel bir seçim olabilir ama beni pek açmadı. Fazla yorum yapmak istemiyorum (:
Üzücü bir hikaye... Yeğeninin hayata bakış açısını değiştirmek isteyen Angel Dayı'nın hikayesini dinliyoruz onun ağzından. Ve ölüm döşeğinde arkadaşının hayatını da Jeremi isminde bir karaktere anlattırıyor. İki ilginç yaşam... Kitapta Tanrı ve şeytan hakkında teoriler var. Bunlarla kitaba ayrı bir tat vermiş. Yeğenine bu yaşam hikayeleriyle ders vermek isteyen Angel Dayı kitabın sonunda bize bir sonuç vermiyor. Kitaptan herkesin çıkaracağı farklı sonuçlar olacağını düşünüyorum. Sadece hikayeyi anlatması sonunda nasihat vermemesi bu bakımdan çok iyi olmuş (: Kısa bir roman okumaktan zarar gelmez ve ben zaten öneriyorum (: