Standart Fitzek ayarında. Bu kitapta heyecan miktarını bazı kitaplarına göre yüksek tutmuş. Fakat kitabın başında belirttiği şeylere devamında çok değinmemesi şaşırttı beni. Yine de akıcı ve sürükleyici olmasıyla okunmayı hakediyor.
Açıkçası ilk kitaptaki heyecan merak duygusunu bu devam kitabında bulamadım. Gereksiz uzun tutulmuş ve yazarın ne anlatmaya çalıştığını da anlamadım. Bitse de kurtulsam dediğim bir kitap oldu. Bir not da çevirmene. Bu kadar mı kötü çevrilir ve imla hatası bu kadar mı çok olur. 1 puan da çeviriden kırdım. --SPOILER-- Gezegene büyü yapmak nedir ya. Bu kısmı anlayan varsa bana anlatabilir mi? Hiçbir şey anlamadım.
Alışılagelmiş Sebastian Fitzek tarzı. Kitabın sonlarına yaklaşmadan iyice kafanızı karıştırıyor sonra çözümlemelere geçiyor. Yalnız her kitabında, konuşmalarda konuşmanın bazen kime ait olduğu anlaşılmıyor. Bunda da aynı sıkıntı var.
Bazı hikayelerini çok beğendim, bazılarında çok sıkıldım. Favorim, Bırakanlar Şirketi. Savaş Meydanı, Kamyonlar, Çıkıntı ve Hayaletin Garip Huyları diğer iyi olanlar. Çoğunlukla hikayeler hoş olmayan sonlarla bitiyor.
Kitabın iyi ve kötü yönleri var. İyi yönleri olarak, güzel bir çıkış noktası, anlatımının çok keyifli olması ve yazarın türk olması görülebilir. Öte taraftan, güneşin yokoluğu bir gelecekte, hikayeyi sadece iki mahalleye indirgemek, 1. ağızdan anlatan kişinin değişmesiyle başlarda kafanızı karışması ve bazı aşırı basitlikler görülebilir. Bu kategorideki Türk yazarlar için iyi bir izlenim bıraktı eksiklerine rağmen.
Yazarın alışıldık, gerilimli, sürpriz sonlu kitaplarından biri daha. Bu kitabı biraz daha karışık, zira hangi noktası uyku, hangi noktası gerçek bir yerden sonra karışmaya başlıyor.
Yazarın ilk romanı ve kitap hediye edildiği için okudum. Öncelikle dili akıcı fakat yazar çok aceleye getirerek hikayeyi sindiremeden sonuca gitmeyi düşünmüş. Başlarda daha fazla açıklama yapılırken sonlara doğru her şey oldu bittiye getirilmeye başlanmış. Ayrıca bazı teknik hatalar da mevcut. İyi başlayan bir yemeğin bir anda hadi masayı topluyoruz denmesiyle masadan kalkılan bir akşam yemeğine dönmesi gibi bir roman.