Polisiye, fantastik ve mizahi edebiyatın muhteşem uyumunu sunar bize Alper CANIGÜZ. Kitapta yer alan tespitler, yazarın psikoloji okuduğunu yoğun biçimde hissettiriyor. 5 yaşındaki bir çocuğun ağzından hayatı bu denli aktarabilmek, olayları zekice kurgulamak, üstüne keyifle okunmak bence takdiri hak ediyor. Neden 5 yaşında bir karakter seçilmiş diye düşünüyorsanız pedagogların “5 yaş çocuğu sanki tüm gelişiminin son safhasında gibidir. Hatta bazen onun büyüyüp de küçüldüğü düşünülür.” şeklinde açıklamasını belirtip olaya imgesel olarak bakmanızı tavsiye edeceğim. Bu arada kitapla uyumsuz olduğunu düşünüp de “Böyle Uyurdu Zerdüşt” bölümünü heba etmeyin bence. “Kendilerini hep dışarıda bıraktıklarıyla tanımlayan insanlar böyledir. Bir tür uyuşturucu, alttan alta hep var olan sessizliği işitmelerini önleyen bir tür gürültüdür kahkaha onlar için. Gülmek, hayatla yüzleşmekten korur onları.” “Kendinizle yüzleşmekten kaçıp aşağılık arzularınıza budala erkekleri alet ediyorsunuz. İstediğiniz olunca pişmanlık, olmayınca da histeri krizleri geçiyorsunuz.” “İnsan yüreği bir sarkaç gibidir işte böyle. İstediği noktaya ulaştığı anda tüm hızıyla tam tersi taraf a kaymaya başlar.” “Hiçbir şey, hiçbir zaman daha iyiye gitmezdi. Sadece insan için daha rafine sarhoşluk yöntemleri geliştirmek mümkün olabilirdi.”
Psikolojiye ilgi duyuyorsanız tavsiye edebileceğim bir kitap. Vakalar ve doktorun hastaları nasıl yönlendirdiği yalın bir dille anlatılmış, sıkılmadan okuyabilirsiniz. Doktor kariyeri boyunca edindiği tecrübeleri bizimle paylaşırken öz eleştiride bulunmaktan da çekinmemiş. Çok sıradışı vakalar beklemeyin, çoğu güncel hayatta sık karşılaşılan davranış/kişilik bozuklukları. Kitabı beğendim genel olarak, belki tedavi süreci biraz daha detaylandırılabilirdi.
Davranış bozukluğu olan Pattie''nin tedavi sürecini anlatan Vamık Volkan''ın dili Freud''a göre daha yalın. Bu tarz kitaplarda uzunca (ki bu kitapta 8 seneyi aşkın) bir tedavi süreci anlatılırken hikayelerde kopukluklar olabiliyor ve kafanızda soru işaretleri kalabiliyor. Psikanaliz konusuna ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim ancak Freud'un tasvirlerini ve imgelerle olan bağlantıları yorumlamalarını daha başarılı bulduğumu söylemeliyim.
Sekiz erkek çocuğunun kısa hikayesi. 80'lerde-90'larda çocuk olan erkekler, öykülerde kendinden bir şey bulacaklardır. Samimi, keyifli bir anlatım ancak küfür sosu biraz fazla kaçmış. Vaktiniz varsa okuyun 134 sayfalık bir kitap zaten. Okurken biraz Alper CANIGÜZ tadı alabilirsiniz.
Yazarın biyografisini okuyunca, bu romanda kendini, dünya görüşünü ve içine bulunduğu ruhsal durumu anlattığı hissine kapıldım. Biraz otobiyografik bir roman, biraz kişisel gelişim kitabı gibi geldi bana. Gerçek bilgeliğin peşine düşen Siddhartha ile uzun bir arayışa başlamak isteyenlere tavsiye ederim... Altını çizdiğim cümleler: “Her sevi şenliğinden sonra sevgililer birbirlerinden, biri ötekine hayranlıkla bakmadan ayrılmamalıydılar; hem yenmiş hem yenilmiş olmalı, herhangi birinde aşırı doymuşluk ya da bıkkınlık duygusu uyanmamalı, sömürdükleri ya da sömürüldüklerini hissetmemeliydiler.” “Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir ama bilgelik başkasına anlatılamaz ve öğretilemez.” “Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana değildir; asla bir insan tümüyle kutsal ya da tümüyle günahkar olamaz.” “Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez, haydutların ve zar atıp kumar oynayanların içinde bekleyen bir Buddha, Brahmanların içinde bekleyen bir haydut vardır.”