Ve en sonunda Sydrian'a veda edip hem mutlu hem üzgün hem de yorgun olan insan tayfasına ben de katıldım.Serinin son kitabını olağanüstü bulmadım ama her şey güzel bir şekilde son buldu.Ne eksik ne fazla.Yine de biraz sönük bulmuş olabilirim. Serinin 6. ve son kitabı olduğu için artık konudan bahsedemeyeceğim.Zira ben olsam okumazdım bu yüzden kendimi de yormak istemiyorum.😅 Beni etkileyen birisi vardı ve o kişi yüzünden bu maceranın tatlı sonuna bile sevinemedim.Bu şanssız kişi:Olive. Ve yeri gelmişken söyleyeyim Nina'ya da bir hayli üzüldüm,hatta onun son halini göstermedi kitap.Ne halde olduğunu merak ediyorum açıkcası ve görmek de isterdim.Şöyle bir düşününce sanki yazar onu unuttu gibi.Çünkü Richelle kısa da olsa anlatırdı bize. Dürüst olmak gerekirse bu kitabı bir sene önce okumuş olsaydım kesinlikle aşık olurdum.Şimdi de sevdim ama seriye ilk başladığımdaki aşkım yok maalesef.Eminim şu an ilk kitabı okusam yine beğenirim ama daha ayrıntılı bir yorum yapar ve eksikliklerini söylerdim.Zira bu kitapta beni rahatsız eden,biraz basit kaçan yerler vardı.Yine de su gibi aktı.Bir dakika..."Su gibi aktı diyorsun 8 günde kitap bitiriyorsun!¡" gibi sesler duyar gibiyim.Size cevabım "Ben su sevmem".Değil tabi ki !😂 Bilirsiniz ki okullar açıldı ve benim çok yoğun bir senem.İşte tam da bu yüzden geçen hafta cuma elime aldım 60 sahife okudum ve o gün bugündür yanına dahi yaklaşamadım.😒😔 Geçenlerde ilk kitapları hatırlamak amacıyla eski yorumlarımı okudum ve aman Allahım,cidden çok komik ve bir o kadar kötü gözüküyorlar.Örnek vereyim;Sydney'e Sidney demişim.Evet evet,unutalım biz bunları. Her ne kadar beklentilerimi çok karşılamasa da bu seriyi cidden çok öneririm.Bu kadının diline bayılıyorum.Piyasadaki çoğu yazara toz aldırır,yerleri sildirir,süpürtür. Velhasıl kelam,bu seriyi okuyun.Adrian'ı sevin (çok fazla değil) ya da siz sadece saygı duyun.😂 Sevme işi bende. Son olarak;Okuyun ya! Durun bitmedi, şuraya "Kapaklar değişsin,onlar nedir yaaaa!" yazmadan bu seri sonu yorumunu noktalayamam.😂
Ve ve ve,işte karşınızda bir zamanlar çok sevmiş,okuyup okuyup doyamamış ve devam kitaplarını iple değil halatla çekmiş olduğum bir serinin o meşhur devam kitabını çıkış tarihinden neredeyse bir yıl sonra okuyarak sizlerle yorumumu paylaşıyorum. (Kurmuş olduğum en uzun cümle oldu galiba.) Kitabın konusuna değinmek istiyorum. *Ve seriye daha hiç başlamamış olanlar okumasın diyorum.* Sydney Sage,bildiğiniz üzere sevdiğinden koparılmış ve çok gizli bir yerde kelimenin tam anlamıyla esir olarak tutulmaktadır.Sevdikleri her yolu denemiştir ama bir türlü ulaşamamışlardır.İşte bu kitapta ise iki aşığımızın birbirlerine en sonunda kavuşmalarını okuyoruz. *devam edebilirsiniz* Bu seriyi çok özlemişim ama... Kitabın ilk başlarında ciddi anlamda hayal kırıklığına uğradım.Kendime "cidden bu seri miydi benim anlata anlata bitiremediğim?" diye sormama neden olduğu da doğrudur.Zira Adrian'a birazcık sinir oldum ve.. tabi ki hemen geçiverdi. Adrian'a kızgınlık ne kadar uzun sürebilecekse o kadar uzun sürdü diyeyim en iyisi. Kitabı okumak çok çok kısa sürüyor.O kadar sürükleyici ki ilk günde bir baktım yarıyı geçmişim(cumartesi).İkinci gün son 60 sayfa(pazar).Ve kitabı bitiriş tarihim cuma oldu.Neden mi? Çünkü o kadar yoğunum ki derslerden,ehliyet kurslarından , vakit bulamıyorum.Ne zaman elime alsam bırakmak zorunda kalıyorum.İşte sorf bu yüzden ayda 4 kitap okuma sezonuna geçeceğim galiba.Tabi onlarda sürükleyici olursa. Kitapta pek bir olay yok.Sonuna doğru gelişen ama yine de aksiyon bakımından pek fazla tatmin etmeyen olaylar vardı.Tabi en sondaki cümleyi katmıyorum.Zira o cümle öldürür heyecandan.İşte sırf bu yüzden bekleyip son kitapla beraber okumama seviniyorum. İşte bu kitap bende böyle duygular uyandırdı diyebilirim.Hasret giderdim karakterlerle.Unuttuğum yerler vardı ama yazar önemli olayları tekrardan hatırlatarak okumamızı kolaylaştırıyor. Durmayın gidip koşun ve bu seriyi topluca alın derim.He,ileriki bir tarihte kapak değişimi olacaksa bekleyin derim.Zira kapaklar ortada.Tabi bu "değişim" pek olacak gibi görünmüyor ya..Kapaktakileri görmemek,zihnimi karıştırmamak için kapağın bir tek renklerine odaklanıyorum.Her neyse, dediğim gibi seriyi okuyun okutturun.
Hayırrrrr,böyle bitmemeli!Daha fazla June ve Day okumak istiyorum o sondan sonra,daha fazla.DAHA FAZLA! Tamamdır okuyucuya heyecan tohumları serpiştirildi,biraz bekletip konuyu özet geçelim. *Konuyu anlatırken ilk kitaplar hakkında spoiler elimde olmadan verebilirim herkes gibi* Deha'nın o sonundaki ayrılma sahnesinden sonra ikilimizin yolları epey bir süre boyunca kesişmez.Day hem kardeşiyle hem de kendi sağlığıyla uğraşmaktadır ve bununla birlikte halk tarafından tanınmamaya çalıştığı için gizlenme konusunda çok titiz olması gereklidir. June ise Seçmen Primo'nun kendisine teklif etmiş olduğu ve Day'in de onayladığı bir görev olan Princeps Adaylığı'na kendi ismini de yazdırır.Artık 3 adaydan birisidir. İşte tam bu noktalarda Koloniler sınırında bir veba yayılır.Bu, Eden'ın bir zamanlar sınırda dolaştırılmasında dolayı yayılan bir veba türüdür.Ve Koloniler bunun yüzünden bir savaş başlatır.Hem de arkalarındaki büyük bir destekle...Cumhuriyet'in yıkılması an meselesidir ve bizlerde Cumhuriyet'in bu kötü anlatına tanık oluyoruz. *Tamam sakince devam edebilirsiniz.Tabi bir dahaki uyarıya kadar* Bu kitaba yaklaşık 2 hafta önce başladım,ve yeni bitirebildim.Neden mi? Tabi ki okul ve benim başlarda bu dünyaya tekrardan ısınamamış olmam.Zira bundan önceki okuduğum kitap beni darmaduman etmiş ve bir türlü kafamı bu kitap üzerine toplayamamıştım.1 haftada son 60 sayfaya kadar gelebilmiş ve bu sefer de okul çıkmıştı başıma.İşte böyle yani,yoksa sevmediğimden değil bu kitabı. Kitabı sevdim ama...Neyse bu "ama" olayını spoiler vererek açıklayacağım birazdan.Şimdilik devam. Bayıldığım bir seri sonu değildi ama mutlu sonla bitiyor.Aslında biraz daha devamını, başta da belirttiğim gibi okumayı çook ama çook isterdim.Zira ikilimiz merak uyandırıcı bir şekilde bitmesini sağlıyor,e bizde elimizde olmadan birazcık duygusal,gözler dolu bir şekilde bitiriyoruz kitabı. Kitabın içinde çok sıkıldığım ve sinirlendiğim yerler oldu ki bunlar da puanı kırmama neden olan olaylardan birincisi. İkincisi ise bizi o "ama" olayına götürüyor.Bu da şu aşağıdaki uyarıya. *********SPOİLER********* Benim anlamadığım olay şu;Cumhuriyet halen aynı Cumhuriyet.Deha'dan sonra değişen bir şey olmadı(toprakları saymazsak).Ben daha farklı bir şeyler bekliyordum.Misal,Koloniler'in yıkılması gibi.Ama yok öyle bir şey olmadı.Sadece Koloniler'le aralarında her zaman sürecek bir tatsızlık ortaya çıktı.Cumhuriyet'in değiştiği hakkında daha çok şey duymak isterdim.Refah seviyesinin artmasını,toplumun daha özgür bir hale gelmesini gibi...Bu kitapta sadece şunlar oldu;Day iyileşti,başlıca kötü tutsaklar öldü,halk kendini savundu,Day June'u unuttu,Eden yüksek mertebelere ulaştı ve Tess en sonunda kendine gelebildi.İşte o 350 küsür sayfada bunları gördük.Bu olaylar Deha kitabında da anlatılıp bitirilebilirdi.Tabi ki birazcık saçma olacaktı zira Cumhuriyet adına halen bir şey yapılmış olmayacaktı.Yani bu olanlar sadece Cumhuriyet'in Seçmen değiştirmesiyle halledilmiş gibi oldu. Umarım anlatabilmişimdir. He şunu da ekleyeyim.June ve Day'e sinir kapıyorum ikinci kitabın sonundan beri.Hep bir "seni seviyorum ama benden uzak durmalısın,ben kötüyüm" modundalar.Bu modda daha çok June olduğu için sitemlerimin çoğu June'a. Şimdi biraz daha rahatladım sanırım. *********SPOİLER SONU********* İşteee,bu kadar idi yorumum.Okunabilir, kaliteli bir seri.Ama favorim değil.Başlayanlara önerilir.
Ya ama ben bu kitabın bitmesini hiç istemedim ki.Neden bu derece sevdiğimi Miles ve Tate'le tanışanlar bilir.Zira ben bu ikiliye bayıldım.Keşke daha çok kitap olsa bana bu ikiliyi anlatacak.Keşke... Kısaca konuya değineyim.Kızımız pilot olan ağabeyinin yanına bir süreliğine taşınır.Ve burada yine bir pilot olan gizemli Miles Archer'a karşı kayıtsız kalamaz.Aralarında bir çekim oluşur.Bunun sonucunda ikilimiz bir karara varır:Duygulardan yoksun birliktelikler yapılacaktır.Kurallar konur.Ve biz de bu kuralların teker teker yıkılışıyla Miles'ın acı dolu geçmişine tanık oluruz. Bu tür kitaplardan hiç bu kadar etkileneceğimi sanmazdım.Ve bu duyguları hissetmemde eminim ,hatta şöyle diyeyim,kesinlikle Colleen'in büyük bir payı var.Ne yazsa seviyorum.O duyguları bize o kadar net hissettiriyor ki,bir anda kitaptaki karakter oluveriyorsunuz.Onun gibi düşünmeye ve seçimlerinde onu haklı görmeye başlıyorsunuz.Ben çok sevdiğim karakterlerde bile "neden böyle yapmadı ki sanki,"dediğim çook olur.Ama bu kitapta... Miles'ın eskiden sevmiş olduğu kadını normalde Tate'ten kıskanmam gerekirdi.Genelde öyle olur,şimdiki zamandaki karakteri daha çok yakıştırırız asıl erkek/kadın karaktere.Zira kitap onların mutluluğuyla sonuçlanır ve siz ister istemez,bunu bildiğiniz için onların tarafını (aşkını) tutarsınız.İşte bu yüzden Rachel'ı aşırı kıskanmam gerekirdi.Ama öyle bir şey olmadı.Aksine Rachel'ı da sevdim.Ve onların bu aşklarının sonuna çok üzüldüm.Hem de çok... Tate karakterini ise çok güçlü buldum ve takdir ediyorum.Zira yılmadı ve mantıklı düşünerek her şeyin üstünden kendince gelebildi.Tabi bir ara kızmadım değil ona.Çünkü Miles'a o teklif etti neredeyse. Bilemedim,bir an kafam karıştı ama sonradan gözüme tekrar girdi. Kitabın her bölümünü ayrı bir keyifle okudum ve tam 24 saatte bitti.Neden bitti ki?Ben çok alışmıştım.Hem bu kitap bana cidden duygusal anlamda çok iyi geldi.Demek ki bu aralar azıcık sulu göz olmaya ihtiyacım varmış. Yorumumda "çok iyi çok hoş.." Kelimelerimi çok kullanmışım ama sakın büyük beklentilerle başlamayın.Zira ben beklentilerimi sıfıra indirip okudum ve büyük keyif aldım.Beklediğime cidden değdi.Konunun tamamından çok konunun işleniş biçimi ,benim bu kitabı sevmemde büyük rol oynadı kesinlike.Miles'ın geçmişinden bahseden yerler o kadar şiirsel anlatılmış ki,o bölümleri tamamıyla alıntı olarak eklemek isterdim.Duygular o kadar saftı ki... Aslında şöyle bir düşününce Dillion'un kitapta daha çok yer tutacağını sanıyor insan.Ama yazar böyle tahmin edilebilinir bir kitap yapmamış.Ve öyle olaylara girmemesi de hoş olmuş. Uzun lafın kısası ben çok sevdim bu romanı.Konudan çok yazarın yeteneğinden etkilendiğimi belirteyim.Ve beklentilerinizi çok büyütmeden,alın.Okuyun :) Not:Filmi çıkacaaak ve Nick Bateman oynayacak.Miles'ın kitaptaki berrak mavi gözleriyle ve sarıya yakın saçlarıyla alakası yok ama ben şu gizemli havasını çok iyi yansıtacağını düşünüyorum.He bir de galiba ben Nick'in şimdiki esmer halini daha çok Miles'a yakıştırıyorum.Ve Colleen'in bir serisiyle bir kitabını okudum şimdiye kadar.Karakterlerdeki benzerlikler dikkatimi çekti.Mesela Dean ve Miles,Sky ve Tate.Dış görünüş olarak ;)
Kitabın sonuna o kadar sinirlendim ki uyutmadı beni sabaha kadar.Üçüncü kitap için olan hevesimi kırdı.Bir kaç gün ara vermeyi planlıyorum.Her neyse,şimdi konuya değinme sırası. *İlk kitaptan spoiler içerebilir.* June ve Day'in idamdan kaçmasından sonra Cumhuriyet Day'i öldü gösterip gizli olarak peşlerine düşmüştür.İkilimiz köşe bucak kaçmaktadır ama Day'in istediği bir şey vardır:kardeşi Eden.Bunun için elleri her yere uzanan kişilere ihtiyacı vardır ve birilerini tanıyordur.Bunlar "Vatanseverler"dir ve ikilimiz bu topluluğu aramaya başlar. İşte tam da bu zamanlarda Seçmen Primo ölür ve Anden başa geçer.Vatanseverlerle yapılacak antlaşma da bu yeni Seçmen'in ölmesidir.Day ve June tarafından. *spoiler bitmiştir sakince devam ediniz* Kitabın ilk başlarında o kadar çok sıkıldım ki.Tamam,genelde böyle olur zaten.Bir distopya üçlemesinde sırayla şunlar gerçekleşir;ilk olarak küçük çaplı,karakterlerimizi etkileyen olaylar(bu sayede karakterler yakınlaşır) ki bunlar genelde ilk kitapta gerçekleşir,ikinci olarak gelişme süreci ta ki bir devrim başlangıcına kadar ki bu da genelde ikinci kitabın tamamını oluşturur,üçüncü kitap ise tüm toplumu etkiler araya aksilikler girer ama yine de (genelde) mutlu son olur (topluluk için,devlet için vs.). İşte şu ikinci kitaplardaki gelişme süreci beni genelde olumsuz anlamda etkiler.Ondan sonraki gelinen noktayı severim ama yine de sıkılırım işte. İkinci kitabı bu kadar geç bitirmemdeki asıl sebep buydu.Ne kadar kitabın son %25 sayfası mükemmel derecede heyecanlı olsa da. Ve o son sayfalar da cabası.Buradan sonra spoiler vereceğim,dayanamıyorum. **********SPOİLER********** Şu olaya Türk dizilerinde genelde çok rastlanır;bir kişi birini çok sever ama o kızı kendine yakıştıramaz daha üstün görür ve kız/erkek da onu sever ama sevdiğini söylemez.Tam da o sırada erkek/kız öleceğini öğrenir ve aşkından vazgeçer. Bunu okumak ne kadar sinir bozucu bilir misiniz?İlla ki araya bir pislik girecek.Sanki kitabın uzaması için yapılmış bir fedakarlık o yaptığı.Yapmayın öyle şeyler yazarlar.Genelde işe yarar,okuyucu hemen 3. kitaba atlar sırf bu yüzden.Ama bende işe yaramıyor.Daha çok soğuyorum. Bu arada June kadar duygusuz biri var mıdır?İnsan duygularını bu kadar saklayabilir sevdiği kişiden.Sinir oldum vol.9999 *********SPOİLER SONU********** Şu yazdığım spoiler bölümlerini sonradan okuduğumda genelde gülerim.Zira bu bölümlerde saydırıyorum genelde.Ama şöyle bir düşününce diyorum ki,ben bu kitabı sevmişim ki bu duyguları hissedip böyle rahatsız olabiliyorum.Sevmişim bu kitabı tıpkı Anden'ı sevdiğim gibi.Araya sıkıştırmasam olmazdı Anden'ı.Bu kitapta iyi bir izlenim bıraktı çünkü. Bayağı uzatmışım ben yorumu.Yeter bu kadar umarım kitap hakkındaki duygularımı,düşüncelerimi yansıtabilmişimdir. Kitabı beğendim ve bu seriyi tavsiye ederim :) Not=Bu arada çook utanarak söylüyorum ki (ve gülerek) ben Komutan Jameson'u hep erkek olarak gözümde canlandırmışım çünkü öyle biliyordum.Tamam,yeter gülmeyin :)
SPOİLER İÇERİR Öncelikle bi oha demek istiyorum. Bu nasıl bir sondur arkadaş.seriyi en başından beri takip edenler sizlere sesleniyorum siz 4. Kitaptan sonra nasıl bekleyebildiniz 5. Kitabı ? içim eridi gitti yani. Akıllara ziyan bir son Kitap genel olarak güzeldi ben sevdim hatta bayıldım. Ama Barrons...of nasıl olucakta dirilecek veya hiç mi ölmedi orasını bilmiyorum ama direk öbür kitaba uçuyorum. Okumayanlara kesinlikle tavsiye şiddetle tavsiye edilir!
SPOİLER İÇERİR Bu seriye hasta oldum!O kadar güzel kurgulanmış ki okurken hayran kaldım yazarımıza . O nasıl bir hayal gücüdür hele kitabın sonları uff tadından yenmedi ama son kısım beni gerçekten üzdü şimdi Mac pri-ya mı oldu?Cevabı için öbür kitaba uçuyorum şimdi Bu seriye başlamayanlar başlasın kesinlikle!