Milan Kundera'nın okuduğum ilk kitabı. Sürükleyiciliği bir yana, sorgulatıcı özelliği, karşı cinsi anlamaya yönelik çıkarsamaları ile harika bir kitap benim için. Filmi biraz eksik kalmış kitabı anlatmakta fakat o da çok iyi. Eğer bu kitaptan sonra Gülünesi Aşklar kitabını da okumamış olsaydım Milan Kundera gözümde en iyi yazarlar arasında olacaktı, fakat Gülünesi Aşklar kitabındaki kısa hikayeler ve Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'ndeki Tomas o kadar aynı ki. Hayat içinde varoluş ağırlığı yahut hafifliği, tek kadınla yetinememe sorunu, sanki Milan Kundera ya kendisini anlatıyor yahut hayalindeki kendisini anlatıyor gibi bir his uyanıyor iki kitabı ard arda okuyunca ve yaratıcı yazarlığından şüphe duyuyorsunuz. Onun dışında her iki kitapta da göz tırmalayacak bir şekilde kadını aşağılamaya dönük durumlar işleniyor. Tomas birçok kere aldatır tek gecelik ilişkiler yaşar ve başı belaya girmezken Tereza hem bu tek gecelik ilişkiyi istemeye istemeye zorla gerçekleştiriyor ve onu da eline yüzüne bulaştırıyor sözde. Bu resmen hanımlar siz yapamazsınız sadakatsizliği bize bırakın siz evinizde kedi gibi oturun mesajı veriyor. Tabi bunda kitabın yazıldığı dönem ahlak anlayışının da etkisi vardır. Ve son olarak çok yerde yanlı ve çok yerde yanlış siyasi tahlilleri var. Okuması güzel fakat hayatınıza referans almamanız gereken bir kitap.