Kitapta anlatılmak istenen pek iyi sunulamamış gibi geldi. -Belki de okuduğum yayınevinin çevirisinden kaynaklıdır. (Say Yayınları)- Hayvan Çiftliği'ndeki gibi kurgu ve dil basit olmasına karşın, önemli bir mesajı bu basitlik içerisinde sunabilmesi hayret uyandırırken, "insanın yalnızlığı" Dönüşüm'de bu basitlikte yansıtılamamış.

Sabahattin Ali "İçimizdeki Şeytan" kitabından da hissettiğim kadarıyla kadını olumsuz tipleyemiyor. Kadına dair hayatında yaşamış olduğu sorunlardan kaynaklıdır muhtemelen, hep sorunlu olan kendisiymiş üzerinden bir kadın yaratıyor romanlarında. Ve romanlarında kadına olan hayranlığının yanında kendi içindeki iyiyi ona ispat etme mücadelesi yaşıyor. Değersizlik duygusu hakim. Kadını bu duyguların onda oluşturduğu atmosfer içerisinde tanımlıyor. Kadın yönetici, sorgulayan, ve memnun kalmadığında bitiren konumdadır. Kişiliği nettir. Kazanmaya çalışan erkektir. Sabahattin Ali'nin dünyasında oluşturulan kadın hep ihtiyaç duyan değil, duyulandır.

Ömer varlığını hissedemediği bir hayat yaşıyor. Hayır diyemeyen karakteri, hem çevresi tarafından hem de kendisi içinde bastırılan varlığına işaret ediyor. Aşık oluşu ise, kazandığını varlığının sarhoşluğu denilebilir. Sevgilisi ise Ömer'den farklı değil. İkisinin birbirini varolma mücadelesi sonucu bulup, sarhoşluklarından birbirlerini tanımaya bile fırsat bulamamalarının hikayesi.

Yönetenlere ve yönetilenlere dair kazandırdığı bakış açısı güzeldi.