Sayfa sayısı az olmasına rağmen ıkına sıkına okuduğum bir roman. Yazarın Elif romanını da yarıda bırakmıştım. Tarzını sevemedim nedense..
Hasan'ın Emir'i ele vermediği bölümde hüngür hüngür ağladığımı hatırlarım sadece..
Bugüne dek okuduğum en etkileyici roman. Betimlemeler bir harikaydı. Resmen gözümde canlandırdım diyebilirim. Son satırları unutmak mümkün değil elbette.. Açlıktan ölmek üzere olan bir adamın yeni doğum yapmış genç bir annenin sütüyle hayata tutunmaya çalışması..
'Aşık olduğunda bile üşengeçliğinden ödün vermeyen bir karakter olabilir mi?' sorusuna cevap niteliğinde bir karakter benim gözümden oblomov. Mükemmel bir karakter ve akıcı bir anlatım; fakat yarısına yaklaştığımda tabiri caizse üzerime 'oblomovluk' çöktü ve okumaya bir süre ara verdim. En kısa zamanda tekrar başlamayı düşünüyorum.
Yazar dönemin atmosferini kitaba çok iyi yansıtmış.