lorrysossue, 84 adet değerlendirme yapmış.  (1/12)
« geri  
Ayna İçinde Ayna
Ayna İçinde Ayna

7

Zihin açıcı, ufuk zorlayıcı öyküler ve masallar barındırıyor. Özellikle damat ve memurun yolculuğu bence bir gönül ilişkisi için yapılacak güzel bir tasvir.

Amerika
Amerika

9

Kitap akıcı ve güzel gidiyor, Karl'ın bahtına yandım. Bu romanda Kafka'nın hukukçu kişiliğini de biraz olaylara ve kişilere karşı aldığı dik başlı ve hak arayışlı tavırdan öğrenebiliyoruz.

Açlık
Açlık

8

Bu kitapta herhangi bir sayfadan herhangi bir paragrafı okuyun ve kahramanın nasıl bir çöküşte olduğunu sürekli kendini aşağıya çektiğini okuyun. Yine de bazı yerlerde güzel sözler ediyor.

Muhbir
Muhbir

8

Özellikle Çarlık dönemi Rusya'sında devrim öncesinde işlenen, halkı galeyana getiren kaosu katmerleyen, hükümetin ekmeğine yağ sürmek için yeri geldiğinde hükümetin dahi aleyhine açıklama yapmaktan ve yaptırmaktan kaçınmayan polis teşkilatı bünyesinde çalışanların sırayla ve münferit olarak betimlemelerinin uzun uzadıya anlatıldığı roman. Evsei Klimkof'un hayatı hiç de öyle ilgi çekici değil ama Gorki'nin anlatım tarzıyla kitap kendisini güzel okutuyor. 1984 romanının Winston'unu anlamak ne kadar önemliyse Klimkof'u da anlamak o kadar önemli. Aynen kapak görselindeki yayının 3. basımını okudum, dilbilgisi gayet güzeldi.

Demirciler Çarşısı Cinayeti - Akçasazın Ağaları 1
Demirciler Çarşısı Cinayeti - Akçasazın Ağaları 1

6

***SPOILER*** Alıntı: "Derviş Bey kayalıkları körüklü çizmesiyle bir uçtan bir uca gidip geliyor, arada bir göz ucuyla da kayalıkların üstüne ağzı yukarı serilip kalmış eli arkasına bağlanmış Mustafa Beye bakıyordu. Ayaklarını da dizlerine kadar Hidayet sıkı sıkıya bağlamıştı. Bu yüzden Mustafa Bey yanan kayalığın üstünde kazık gibi uzun duruyordu. Derviş Beyin gözü Mustafa Beyin hayasına gidiyordu ister istemez. Ve Derviş Bey onun hayasını hiç istemediği halde düşünüyordu. Buruşmuş, küçülmüştü. Gittikçe de buruşuyor, küçülüyor, kararıyordu. Neredeyse bacaklarının arasında yitip gidecekti. Ve soylu insanların ve soylu atların hayaları uyurken küçük olur... Uyandığı zaman, azdıkça büyür. Kadim insanlık insanın soylusunu mutlaka hayasıyla ölçmüştür. İnsanın her yeri, burnu, dudakları, çenesi, uzun bacakları, ince bilekleri, soyluluk gösteren başka yerleri değişir ama, soylu bir kimsenin, bir atın hayası değişmez. Eski Yunanda, Romada ayağın ikinci parmağının ötekilerden uzunluğu soyluluk alametidir. Yalan, uydurma... Hayayı bilmiyorlardı onlar, yozlaşmış Yunan, Roma toplumu." Gerçekten sürekli epik ve pastoral anlatımlarla uzatılmış bir roman. O kadar uzatılmış ki konu taşağa bile geldi çattı bir yerde. İşlendiği dönem ile ilgili nostaljik anlatımın da bol olduğu ağdalı bir hikaye. Serinin ikinci ve son kitabını da okuyacağım.

İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken

7

Daha dün gece karnım şarapla doluydu, kalbim neşeyle. Sabah olunca karşılaştım ıssız kasvetler Bir gecede neler değişiyor böyle Şimdiden yabancıyım kendi gönlüme.

Ben, Kirke
Ben, Kirke

8

Ben gayet beğendim masalsı ve eğlenceli bir romandı, başrolde her zaman en güçlü ve en zekinin olması gerekmediğini bir kez daha anlattı. Tanrıların dünyasında bir tanrıça karşısında insanlık, tanrılar, vd.

« geri