"Erkekler daha önce ümit dahi edemedikleri şeylerin kendilerine sunulmasından dolayı mutlu olmak yerine; sevgililerinden şimdiki zamanları, geçmişleri ve hatta gelecekleri hakkında hesap sorarlar. Onlara ne kadar çok alışırlarsa, onlara hükmetmeye de o kadar çok önem verirler. Ve arzu ettikleri her şeyi kendilerine sunmaya hazır olduğumuz oranda talepleri de artar." Bir erkek yazardan bir kadın bakış açısıyla bunun gibi objektif, bir bakıma samimi tespitler okuyabileceğiniz, aşkı sorgulatan bu kitabı olay örgüsü yanında karakterlerin içsel çözümlemelerini de analiz edip, empati kurarak yaşamayı seven okurlara tavsiye ederim.
Hırçın, kıskanç bir kadın ve ona en son yapılacak şeyin en sevdiği insan tarafından yapılması, aldatılması. İçinde yanan intikam ateşiyle kurduğu planlar etrafındakileri tek tek mahvetti. Peki sonra? O ateş söndü mü yoksa her yeri sarıp söndürülemez bir hale geldikten sonra Zehra'yı da içine mi aldı? Nabizade Nazım'ın natüralist bakış açısıyla yazdığı eseri size pek de yabancı olmadığınız bir hikayeyi anlatıyor. Ayrıntılı psikolojik analizleriyle karakterlerin iç dünyasına ayna tutarken, sizi her karakterle ayrı ayrı empati kurmaya zorluyor. Safiyane duyguların değişip yerini hayvani zevklere bıraktığında sonucunun nasıl bir felaketle sonuçlandığını, kıskançlıkla filizlenen intikamın içten içe insanı nasıl zehirlediğini Zehra'da okuyacaksınız.
Ertuğrul firkateyni ile yapılan Japonya ziyareti süreci kitapta ekseriyetle tarihimizde yaşanmış halinden bire bir aktarılmış. Kitapta firkateynin uzun seyahati boyunca yaşanan olaylar tarihi sıralamaya uygun bir şekilde anlatılmış. Ana karakterlerin isimlerinin de gerçek kişilerle aynı olması, kitabı gerçeğe bir o kadar daha yakınlaştırmış. Hikâye birden fazla karakterin gözünden anlatılmış. Yazar, kurmaca yan hikâyelerle ana hikâyenin seyrini yavaşlatırken okuyucuya ana hikâyeden kopmadan kısa molalar verdirmiş. Ana hikâyede olmayan duyguları (aşk, ihanet, vatan ve aile hasreti) bu yan hikâyelerde işleyerek okura her duyguyu az az da olsa hissettirmeye çalışmış. Yazar, Türk dili ve edebiyatı mezunu olsa da kitaptan ciddi edebi bir dil beklemeyin. Oldukça sade olan dili ortalama kelime haznesine sahip bir insana kitabı akıcı bir şekilde okutacaktır. Bazı bölümlerde kullandığı fuzuli devrik cümleleri okuma motivasyonumu azaltmış olsa da genel itibariyle uzun olmayan cümleler kullanması okuma hızımı ve algımı istikrarlı tutmuştur. Tarihi kaynaklarımızda aktarılan olaylar ile bağdaşması bakımından Ertuğrul firkateyni ile ilgili bilgileri gerçekçi ama tarih kitaplarının formel dilinden uzak bir şekilde sıkılmadan bu kitaptan almak mümkün. Şu an gösterimde olan "Ertuğrul 1890" filmine gitme düşüncemi de körüklemiş olan bu kitabı Osmanlı Tarihi ile ilgili olan birine gönül rahatlığı ile önerebilirim.