Üftade, 55 adet değerlendirme yapmış.  (6/8)
Sinek Isırıklarının Müellifi
Sinek Isırıklarının Müellifi

6

Barış Bıçakçı kesinlikle kalemi kuvvetli biri. Kısa cümlelerle, kısa bölümlerle insanı yormayan çabucak okunan bir tarzı var. Bu kitabında da birçok albümden, kitaptan, şarkıdan, şiirden ve hatta ressamlardan bahsetmiş. Bunları araştırmak kaçınılmaz bir genel kültür demek. Konusu ne olursa olsun bir şekilde beğenilecek hale getirdiği için başarılı bir yazarımız ama benim için bir ''ama''sı var. O da edebi edebi konuşurken aniden cinselliğe geçmesi. Hele bir de o kadınların ya da erkeklerin mahrem yerlerini ifade edişi, beni çileden çıkardı. Edebiyatla edepsizliği karıştırdığı bir dili olduğu için bir daha Bıçakçı okumayı düşünmüyorum. Ama birçok kişinin beğeneceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük Çaresizliğimiz

6

Birbiriyle mükemmel uyumu yakalamış iki arkadaşın, çok sevdikleri bir arkadaşları kız kardeşini onlara emanet edip yurt dışına gider. Kızın annesiyle babası trafik kazasında ölmüştür. 2 sene sonra fakültesi biteceği için abisiyle gidemez. 2 erkek, bir körpe genç kız. Tabi ki ikisi de kıza aşık olacaklar ama neyse ki fırsat kollayıp kıza kötü bir şey yapmak yerine, içi dünyalarındaki fantazileriyle idare edecekler. Tema hoşuma gitmese de yazarın anlatışının hakkını vermeliyim. Akıcı bir dili var. Altı çizilebilecek baya da bir satır var. Kısa bir kitap olduğu için de hemen okunabilir. Aşkın anlatılışında sınır tanımayanlardansanız bence okuduğunuzda pişman olmazsınız.

Jane Eyre
Jane Eyre

9

Ben, Can Yayınlarından okudum. Kitap okumaktan pek zevk almadığım zamanlarda Jane Eyre sakin ama emin ilerleyen temposuyla ilaç gibi geldi. Kalın bir kitap olmasına karşın, okurken hiç sıkıcı değildi. Bitsin diye acele ederek değil, yavaş yavaş okudum. Belki biraz da bu yüzden 1 hafta kadar kafamı meşgul etmesiyle farklı bir zevk aldım. Charlotte Bronte 1800'lerin İngiltere'sinde mürebbiyeliği gayet ilgi çekici işlemiş. Birçok kitapta olduğu gibi bundan da öğreneceğimiz çok şey var. Bir kere kitapta insanın isterse birçok yabancı dil öğrenebileceğini, ''erken kalkanın yol aldığını'' , disiplin ve iradenin birçoğumuz için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Ayrıca insanın vicdanının ya da vicdansızlığının o insana neler yaptırabileceğini görmek için, yaşamadan tecrübe edinmek için en hoş örneklerden biri Jane Eyre. Kitaba elbet bir eleştirim olacak. Son 43 sayfa bende aceleye getirilmiş izlenimi uyandırdı. Bir karakter var ki kitabın tümünde çizilmiş portresine son davranışları bana azıcık kolay oldu gibi geldi. (Spoiler vermemeye çalışan kızın dramını yaşıyorum şu an) Son kısımda biraz daha hareket kazandırılıp bitirilseydi neredeyse kusursuz bir romanla karşılaşırdık. Bu haliyle de klasik eser okumayı sevenlere, gönül rahatlığıyla Jane Eyre'ı öneririm. Her bir kitapta olduğu gibi bu kitapta da yaşadım, düşündüm ve hissettim. Keyifli okumalar dilerim.

Üçüncü Polis
Üçüncü Polis

9

Entelektüel okumalar yapanlara, biçilmiş kaftan kitaplardan biri Üçüncü Polis. Bu kitabı okumadan önce modernizm / postmodernizm nedir, hangi dönemi kapsar araştırmak gerek. Kitabın önsözü çok önemli. Kitapta kolayca gözden kaçabilecek noktalar var. Önsözü çok dikkatli okursak bunun önüne geçebiliriz. Kitabı okurken çok defa ben napıyorum, bu kitap neyi sembolleştirmiş, sanırım dünya tuhaf bir yer gibi sorular düşünceler kafamda uçuştu. Bazen o kadar anlamadım ki yoruldum, acaba bıraksam mı dedim. Ama kitabı bitirdiğimde böyle bir kitabı okumak için benim yanlış bir dönemde olduğumu anladım. Çok dinç ve sorunsuz bir döneminizde başlamanızı tavsiye ederim. Kitap gerçek bir kurgu gibi başlıyor, derken fantastikleşiyor en son önsözde gotik denmiş ama ben herhangi bir tanıma sığdıramadım tuhaf bir şekilde bitiyor. Kitapta kendi içinde ayrı bir kurguya sahip dipnotlar var. Dipnotlar gerçek değilmiş sonradan fark ettim. Bu bir tür olay içinde olay gibiydi. Onları okurken kitaptan halay çekerek uzaklaşıyor sonra mendili bırakıp kitaba geri dönüyorsunuz. Zaten yazarın da istediği buymuş. Ama dikkat edin, beyin loblarınız bu halay esnasında isyan edebilir. James Joyce, Anthony Burgess gibi yazarların övgülerine mazhar olmuş bu kitabı farklı bir boyutta düşünmek isteyenler tercih edebilirler. Yazarın adının çok bilinmemesi bazı edebiyat eleştirmenleri tarafından büyük talihsizlik olarak nitelendirilmiş. Kitabın bitiminde yazarın notu var, onu okuduğunuzda her şey yerli yerine oturuyor. Bitirir bitirmez tekrar önsözü okumak gerek. O zaman ne okuduğunuzu, nasıl bir yolculuğa çıktığınızı anlıyorsunuz. Önsöz ve sonsöz olmasaydı kendimi beyni uyuşturulmuş, elimden tutulmuş bembeyaz bir yerde gezdirilip gezdirilip evime geri getirilmişim gibi hissederdim. Bir kitap, bir yolculuk ve bir bitişti yaşanan. Dilim ne kadar döndü, ne kadar anlatabildim bilmiyorum. Ama en azından şu kadarcık yoruma denk gelmiş olsaydım okumadan kendimi şanslı hissederdim. Bu kitap edebiyat eleştirilerinin, yorumlarının ne kadar önemli olduğunu gösterdi bana. Kitaplar hakkında büyük yazarların yorumlarına daha bir dikkat edilmesini tavsiye ederim. Böylece okuduğumuz kitabı daha rahat anlar ve sağlıklı bir okuma yapmış oluruz.

Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Od
Yitik Cennet