Dilek Öz, 344 adet değerlendirme yapmış.  (14/50)
Gece Yarısından Sonra
Gece Yarısından Sonra

6

Seri dışı kitaplarına kıyasla konusunun daha yaratıcı olduğunu itiraf etmeliyim. Tess Gerrittsen bence bu konuda oldukça vasat olmaya başlamıştı. Temposu ve gerilimi düşük, bu; olay akışından çok yazarın anlatımı ile ilişkili. Okuyucuya gerilimi okuduğum diğer kitaplarına nazaran daha az yansıtabilmiş. Beni olaylardan çok konu gerilime sürükledi, bir yabancı/yalancı ile evlenmek rahatsız edici. Dili sade, her zamanki gibi bol bol anlatım bozuklarımız, yanlış ifadelerimiz, imla hatalarımız mevcut. Yayınevi sürümden kazanmak adına yazarı daha ne kadar bu duruma düşürecek merakla bekliyorum. Bir yazarın her kitabı da hatalarla dolu olmaz ki!

Antonius ve Kleopatra
Antonius ve Kleopatra

8

Bir tarafta Roma'yı feda etmeye hazır bir kalp, diğer tarafta entrikaları ile ünlü Kleopatra. Tertemiz bir aşk hikayesinden çok, iktidar hırsına tanıklık ediyorsunuz. Antonius'un Kleopatra'ya duduğu açık güvensizliğe rağmen, bu ilişkiye devam edebilmesi ve sonunda iktidarı; onun uğruna feda etmesi insana ister istemez; aşkı sorgulatıyor. Yine de bir nevi esaret altında kalmamak için yaptıkları etkileyiciydi. Caesar ve Antonius arasındaki etkileşim de trajedinin en ilginç noktası, insan düşmanını nasıl sevebilir ya da takdir edebilir sorusunu akla getiriyor. Kitabın ortalarında ve sonunda, sevgi ve ihanet o kadar karışıyorki birbirine, Kleopatra Antonius'u sevdi mi diye soruyorsunuz kendinize. Shakespeare'ın diğer eserlerine özellikle de Romeo ve Juliet'e göre gölgede kalan bu tajedisi, yazımda Shakespeare'ın özelliklerini akıcılık ve şiirsellik açısından oldukça taşıyor. Shakespeare'in devrik cümleleri, şiirsel dili esere akıcılık ekliyor olsa da, alışık olmayanlar için oldukça zorlayıcı.

Arafat'ta Bir Çocuk
Arafat'ta Bir Çocuk

8

Sekiz hikaye, farklı dönemlerde farklı hayatlardan örnekler sunarken, dışlanmışlık, soyutlanma, yanlızlık duygularıyla da içinize işliyor. Çoğunluğu Türkiye'nin siyasi karışıklığının yoğun olduğu dönemde yazılmış, ağırlıklı olarak mültecilerin yaşadıkları ve/veya hissettikleri ön planda. Sürgün bir hayatın tüm zorluklarını, endişelerini ve korkularını özümsemek mümkün. Bazı hikayelerin dili ağır, fakat kitabın geneline bakılacak olursa, akıcı bir dile sahip. Livaneli duyguları okuyucuya başarıyla yansıtmış.

Dava
Dava

8

Kitabı okurken birden arka kapağa dönüp Kafka'nın yaşadığı dönemi hatırlama gereği duydum. Günümüz koşullarına da uyduğu rahatça söylenebilecek bir eserde Kafka Korku Çağı olarak adlandırılan dönemde iletişimsizliğe, bürokrasiye ve hukuk sistemine yönelik ağır eleştirilerini sembolik anlatımıyla sunmuş. Bu eleştiriler daha kitabın ilk cümlesinde "Josef K.’ya iftira atılmış olmasıı"na rağmen, kötü bir şey yapmadığı halde tutuklanması ile başlar, idamına kadar sürer. Özellikle "Yasa Kapısı" hikayesinde taşralı adamın karşısına çıkan engeller, bekçinin ayakta dururken taşralının oturması, bekçiyi aşamaması, hemen öncesinde K'nın aşağıda Rahibi dinlerken Rahibin yukarıdan ona bakması ve K'nın onu aşağıya davet etmesi, duruşma salonunda locadakilerin ona tepeden bakmaları, romanın otoriteyi en iyi vurdugulayan noktalarıydı. Roman boyunca sadece mahkemenin alt kademesindeki memurları ile görüşebilen, avukat tutmasına, umut gördüğü herkesle konuşup destek amasına rağmen, yüksek yargıçlara ulaşaması, avukatının yetersizliği, hukuki yollarla bir sonuca ulaşamayacağından emin bir şekilde farklı arayışlara yönelmesi, hiç gitmeyeceği yerlere gitmesi hiç konuşmayacağı kişilerle konuşması, davayı gizli tutma arayışına rağmen, herkes tarafından bilinmesi, yardım isteyeceği kişiler için sürekli çelişki içerisinde olması, güvensizliği o kadar vurduladı ki içinde bulunduğumuz çağla ilişkiler kurmaya başladım. Dikkatle, özümseyerek okunması gereken bir roman...

Yeşil Deniz Kabuğu
Yeşil Deniz Kabuğu

8

Sarah Jio her zamanki tarzından uzaklaşmadan esşzamanlı anlatımı, yalın ve akıcı uslubuyla kitabını okuyucuya sunmuş, tüm kitapları aşk üzerine kuruludur ama bu sefer daha yoğun bir anlatım mı var, yoksa aşkla/sevgiyle bütünleşen vefa ve/veya bağlılık mı bu hissi veriyor çözemedim. Karakterlerin birbirlerine olan anlayışlı yaklaşımlarından etkilenmemek imkansız. İnsan kendini sorgulamadan, "Ben olsaydım ne yapardım?" demeden kitabı okuyamıyor. Bu yönüyle sadece "aşk" ı anlatmamış yazar, gerçek sevginin aslında fedakarlık olduğunu da öğretmeye çalışmış. Yazarın "Evsizler"e değinmesi de hoşuma gitti. Yolda yürürken yüzlerine bakmadığımız, görmediğimiz her bir insanın ayrı hayat hikayelerinin, ayrı yaşanmışlıklarının olduğunu gayet tadında vurgularken; bir kesimin, içtenlikle ve elinden geldiğince yardım emesi, diğer bir kesimin ise yardım adı altındaki reklamını gözler önüne sermesi etkileyiciydi. Kitabı okumayanlar için bundan sonrası kitap hakkında çok açık olmasa da bilgi içerebilir... Beklediğimiz, alıştığımız kurgunun dışına çıkması şaşırttı beni. ilk defa sonunu bildiğim bir kitap okutmadı, her ne kadar kitabın başlarında Kailey'in isim verilmeden "kocam" diye söz etmesinden bir şeylerin yanlış olduğunu anlasanızda, dğer kitaplarına kıyasla daha başarılıydı.

Suç ve Ceza / Çizgi Roman Dünya Klasikleri
Suç ve Ceza / Çizgi Roman Dünya Klasikleri

8

Çizgi roman okumayı çok tercih etmem, aslında ilk defa çizgi roman okudum. 1 saat içinde bitince şaşırdım. Çizgi roman olmasına, resimlerle donatılmasına ve fazla yazıya yer vermemesine rağmen kahramanın içerisine düştüğü vicdan muhasebesi, gayet başarılı yansıtılmış. Resimler ilginç ve başarılı.

Hafıza Teknikleri