Bir yanımızda yaşanan onca zulümden sonra bu dünyadan ayrılırken son söz olarak ''Ben bir insandım!'' diyen Nergis'ler, Zilan'lar, Hüseyin'ler var.. Diğer yanımızda bunu söyleyecek akıl olgunluğuna erişemeden, büyümesine, güzel günler görmesine müsaade edilmeyen, canice, acımasızca katledilen Eylül'ler, Leyla'lar var.. İbn Haldun ne kadar doğru söylemiş: Coğrafya kaderdir. Bu coğrafyada bu kaderi değiştirmek ne kadar mümkün, bunu da kestiremiyoruz maalesef.. Hangi inanca sahip olursak olalım Yaratacı'nın yarattıklarına ''kötülüğü'' yakıştıramıyoruz, iyileri, iyilikleri görmeye çalışıyoruz, hani bir anlamda toz kondurmamaya çalışıyoruz ancak her geçen gün daha açık ve net bir şekilde görüyoruz ki ''şu dünyada Yaratıcı'nın yarattığı en kötü yaratık insandır''.
''Niçin ilk kez gördüğümüz peynir evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde, ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?'' ''Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.'' ''Hayat beni katbetmekle hiçbir şeyi ziyan etmeyecekti.'' ''İnsanlar birbirlerinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtılar.'' ''İnsanlara kızmama imkan yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi?'' Bir insanın iç dünyasına projektörle bakmak... Raif Efendi'nin... Okurken insanın boğazına düğümler atan kitaplar güzeldir. İyi okumalar...