Dönemin Diyarbakır mahallelerinde gezmek gibiydi kitabı okumak. Akıcı bir dil ile yazıldığı için hızlıca okunabiliyor.
Evli bir adama duyulan tutku dolu bir aşkın anlatımı. Sade bir dili var, kısa da olduğu için elime aldığım gibi bitti.
"Yarın, şu evim dediğim şeye sahip olacağım nihayet, büyük bir şehrin yoksul bir semtinde. Yoksul bir semt, zira insan yoktan nasıl zengin olur, dışarlıklıyken, hiç yeri yurdu olmamışken, zengin olmayı da istememişken?" "Babam hiçbir yerde benimle el ele gezmedi ki." Kitapta beni en çok etkileyen iki cümle. Bazı öyküleri anlamakta zorlansam da yazarını sevdiğim için asla yarım bırakmayı düşünmediğim bir kitap benim için.
Herhangi bir sayfasını açıp okuyabileceğim kitapları çok seviyorum galiba. Kütüphanede ulaşılabilir bir yerde durmasında ve başlayıp hızlıca bitirmekten ziyade sık sık alıp karıştırmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Yazar ile benzer karakterde bir babaya sahip olduğum için oldukça fazla etkilendim kitaptan.