Yeni bir DEX kitabını daha bitirdim. Açıkçası kitabın konusundan çok kapağına vurulup aldım diyebilirim :) Ha değdi mi evet bence değdi ama küçük sıkıntılarım da oldu kitapla ilgili onları daha sonra değineceğim Öncelikle yazarın kalemine değinmek istiyorum çünkü "Ölümcül Merhamet" yazarın ülkemizde yayınlanan ilk kitabı, yani tanımadığımız bilmediğimiz bir yazardı. Akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir kalemi var yazarın. Olay ilişkileri falan kopuk değil ve Ismae ağzından anlatılıyordu dolayısıyla tek bir kişinin bakış açısından olayları görmemize rağmen karşı tarafın duygularını zaman zaman tahmin etmek mümkün olabilecek şekilde anlatım tarzı kullanmış yazar. Kitabın konusu ise cidden güzeldi. Entrika, ölüm, ihanet, hainlik... her şey vardı. Yani bildiğiniz bir sarayda neler yaşanıyorsa kitap onlara değinmişti ama bunun yanında paranormale de kayan bir konusu olması konuyu daha da ilginç hale getirmiş. Kitap her yaş ortalamasına hitap edebilecek bir kitap, yaş sınırlaması olmaksızın okunabilinir. İçerisinde belirgin bir aşk olmasa da sonlarına doğru filizlenen bir aşkı görmek mümkün. Aslında okurken keyifli zaman geçirtecek bir kitap ama nedense zaman zaman biraz durgun ve olaysız ilerlemesinden sıkıldığım anlar oldu. Bunu inkar edemem. Yine de beğendim kitabı... yani 5 üzerinden 4 verebileceğim bir kitap diyebilirim. Bu arada küçük bir bilgi daha paylaşmak istiyorum. "Ölümcül Merhamet" kitabı "Ölüm'ün Hizmetkarları" serisinin ilk kitabı. Seri üç kitaptan oluşuyor ve üç arkadaşı konu alıyor. Birinci kitap Ismae'yi konu almıştı ikinci kitap Sybella'yı üçüncü kitap ise Annith'i konu alıyor. http://illekitap.blogspot.com/2013/06/robin-lafevers-olumcul-merhamet.html
“Perfect Chemistry” serisinin ilk kitabı “Kusursuz Kimya”… Kitap yorumuma geçmeden önce yazarın kalemi ve seri hakkında bilgi vermek istiyorum… “Perfect Chemistry” serisi 3 kitaptan oluşan bir genç yetişkin dediğimiz türde aşk romanı. Lise son sınıf olan kötü çocuğun iyi güzel kıza aşkını konu alıyor. Seri aslında Meksikalı üç erkek kardeşin aşkını konu alıyor. İlk kitapta Alex Fuentes’i okuduk ikinci kitapta Carlos Fuentes üçüncü kitapta ise Luis Fuentes anlatılıyor. Yazarın kalemi genel anlamda akıcı, sürükleyici ve güzeldi. Hafif ve okurken zevk veriyordu ama… bir Brittany bir Alex tarafından anlatılıyordu olaylar. Bu da kitabın genelinde okurken biraz kopukluk hissetmeme neden oldu. Yani demek istediğim bir olayı Alex’in ağzından okurken bölüm bitiyor ve yeni bölümü Brittany’nin ağzından okunuyor falan… Açıkçası madem her iki kahramanın tarafından olayları okuyacaktık üçüncü ağızdan yazılsaydı kitap daha iyi olurdu dedim. Bu şekilde pek sevemedim anlatım tarzını… Çeviri güzeldi ama imla hataları vardı ve beni özellikle rahatsız eden şey kırk yıllık BMW oldu ‘beemwe’…bu şekilde yazılması garip geldi. Tamam belki onların dilindeki telaffuz bu şekilde olabilir ama biz de değil. Artık çeviriden midir yoksa imla hatasından mıdır bilemiyorum ama bunu okumak – birkaç kez hem de- beni rahatsız etti ki ben imla hatalarından o kadar rahatsız olmayan bir okurken! Bunların haricinde kitabın konusunu sevdiğim için kitabı sevdim. Zaten kitabın orijinalinden okumak için kitapçılara bakıyordum Türkçe’sini okumak daha iyi oldu. Çete üyesi Alex’in tavırları, duruşu, konuşması aralarda İspanyolca kelimelerin girmesi ve beyaz zengin güzeli olan Brittany’nin dış hayata karşı prenses davranışları… ve bunların arkasında her ikisinin de aslında içlerinde yatan ve sakladıkları sırlar… Bunları okumak güzeldi ve sürükleyiciydi. Zaman zaman eğlendiğim sohbetler oldu, zaman zaman da Colin ve tavırlarına sinir olduğum noktalar oldu. Ancak Alex’in olduğu her sayfayı ayrı bir hevesle okuduğumu itiraf edebilirim. Neyse çok uzatmadan yorumumu bitireyim. Şahsen okumak isteyen tavsiye ederim ama mutlaka alın okuyun da diyemem ama ben serinin ikinci ve üçüncü kitaplarını okumayı istiyorum sırf bu kitapta henüz küçük olan çocukların aşklarını ve büyümelerine tanık olmanın heyecanını yaşamak için. Ayrıca kitabın da kapak tasarımını çok beğendiğimi söylemeliyim. Bu konuda benden tam puan aldı Artemis :)) http://illekitap.blogspot.com/2013/06/simone-elkeles-kusursuz-kimya.html
Üç farklı yazarın kaleminden çıkan "Raintree Serisi"nin ilk kitabı "Cehennem"... İlk kitabı Linda Howard yazmış ve resmen kalemini döktürmüş... Ne muhteşemdi ama... Yazarın kalemini zaten seviyordum, akıcı sürükleyici ve merak uyandırıcı yazıyor ki bu kitabında da öyle ve elinden bırakmak imkansız. Hani ertesi gün kalkıp işe gitmeyecek olsam dün sabahlar bitirirdim kitabı o derecede kaptırmıştım kendimi... Konusu çok akıcı ve merak uyandırıcıydı. Olaylı başlayıp da olaylar hiç durdurak bilmeden devam ederken buna usta bir şekilde aşkı harmanlaması yazarın ne müthiş bir kalemi olduğunun ispatı. Kitabın konusu cidden çok ilginçti. Değişik, farklı ve özgün... Dante'nin yetenekleri Lorna'nın önsezileri ve sayılarla olan yeteneği... Karşılaşmaları, kazalar yangınlar... her şey o kadar ustaca işlenmiş ki film izler gibi okudum kitabı. Kitapta hep olay vardı, hiç durulmuyor, sakinleşmiyordu. Dante ve Lorna arasındaki konuşmalarda bazen çok eğlendim bazen de Dante'ye kızdım. :)) Zihin kontrolü çok fenaydı... Kitabın konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; Lorna, Dante'nin kumarhane oteline geliyor kumar oynuyor devamlı kazanıyor ve Dante hile yaptığını düşünüyor onu odasına çağırıyor ve olaylar patlak veriyor. Raintree klanının düşman klanı olan Ansara klanının üyelerinden bazıları Dante'ye saldırıyor ve Lorna'da Dante'nin yanında olunca olayların akışına Dante'yle sürükleniyor derken aralarındaki ilişki ilerliyor. :)) detaya girmeyeyim dedim sonra kitap içeriği olur :) Normalde bu kitaptaki gibi çabuk aşık olunan hemen ilanı aşk edilen kitaplar bana yapmacık gelir ama bu kitapta aralarındaki çekim o kadar güzel işlenmiş ki yapmacık ve olanaksız gelmedi gerçi fantastik kitaplarda bu çekimlerin aşka dönüşmesi zaten alıştığımız bir durum :)) Kitapta içime sinmeyen tek şey kısa olmasıydı. Bu kitap en az 350 sayfalık bir kitap olmalı ve okuyucuya doyasıya okumasına fırsat vermeliydi. Çerez gibi hemen bitti. Seri kitap olduğu için kitap yarım bitti, devam kitabı olan ikinci kitap "Adalet" haziran ayında çıkıyor onu beklemek zor olacak şimdi... Neyse, kitapta çeviri kusursuzdu, ben çok beğendim çeviriyi... kitabın akıcılığı bozulmamıştı bu yüzden de yayınevini ve çevirmeni tebrik etmek gerek :)) Ahh bir de şu söz çok hoşuma gitti. Dante, Lorna'ya söylüyor sizinle paylaşmak istedim :) "Hayat mükemmel değildir, onunla her anında mücadele etmen gerekir." Kitabı henüz almadıysanız şiddetle tavsiye ederim okuyun :) Fantastik aşk romanı gibiydi. Hafif bir gizemde vardı içinde tabi :) Raintree Serisinin diğer kitaplarını da belirtmek istiyorum. Cehennem Adalet (haziranda çıkacak) Sığınak (temmuzda çıkacak) http://illekitap.blogspot.com/2013/05/linda-howard-raintree-cehennem.html
Safkan'ı Melez'den daha çok seven ben Tanrı'ya öldüm bittim. 3. kitap diğer ikisinden çok daha güzeldi... Hele ki kitabın sonunda neye uğradığınıza şaşırıyorsunuz... Kitap tek kelimeyle anlatılamaz okunabilinir ancak diyebileceğim bir kitap olmuştu. Serinin üç kitabını da peş peşe okuyunca kitap sonlarında yeni kitabın verdiği merak ve heyecanlı bekleyişi tatmadım ama şimdi dördüncü kitabı nasıl bekleyeceğim bilmiyorum. Bir kitap soluksuz okunup da böyle biterse devamı nasıl beklenir ki... meraktan çatlamazsam iyidir :)) Yorumumda kitap içeriğine girebilirim bu yüzden baştan söyleyeyim :)) İlk kitaptan beri Marcus ve Lucian'ın davranışlarından hep şüphelenmiştim ve bu kitapta hangisi gerçek hangisi yalan belli olur ve bu da biraz onlara karşı olan şüpheleri ortaya çıkarıyor. İkinci kitapta Seth'e sempati duyduğumu söylemiştim ama şu kitapta yaptıklarından sonra... ne düşünsem emin olamıyorum hele ki son yaptıkları ve Tanrı'ları kızdırması... Alex'in bıçaklanması ve sonrasında gelen olaylar muhteşemdi. Hiç aklıma gelmezdi böyle satırlar okuyacağım dahası kitapta Tanrı'ları göreceğim... beni en çok şaşırtan kısımlar oldu. Alex ve Aiden arasındaki gelişmeler aşk dolu sayfalardı ama son birkaç sayfada okuduklarım hele ki son iki sayfa tüylerimi diken diken etti. Apollo'nun "İlkle bağlantı kurdu" sözleri 4. kitabın nefes kesici olacağının kanıtı bence... Kitapta çok eğlendiğim satırlar da vardı hele ki Alex'in vurma huyu, huysuzluğu ve hep tepki göstermesini eğlence olarak algılayan Seth ve Apollo'nun satırları harikaydı :)) Son sayfalarda Alex'in uyanışına dair yazılan satırlar mükemmel, kusursuz bir kurguyla yazılmıştı cidden soluksuz okuttu o satırları yazar. Kitapta hem çok etkileyici, hem de çok eğlenceli satırlar vardı. Hani bir yerde soluksuz bir heyecanla okurken bir yerde de eğlenerek okuyorsunuz. Zaten yorumumdan anlamışsınızdır kitabı ne kadar beğendiğimi eğer tahmin edemiyorsanız diye söylüyorum ba-yıl-dım!!! :)) Şiddetle tavsiye ederim bu seriyi okuyun ve takip edin. Seveceksinizdir şüphesiz. Ben çok sevdim ve şimdi 4. kitap nasıl bekleniyor bilmiyorum... http://illekitap.blogspot.com/2013/05/jennifer-l-armentrout-tanr.html
Meles Sözleşmeleri serisini okumaya hızla devam ediyorum :)) İlk kitap güzeldi ama ikinci kitap sanki ondan daha güzeldi. Olaylıydı durulmadan devam etti ve heyecanla okutuyordu, sayfaları nasıl çevirdim anlamadım. Hani 400 değil 1000 sayfa bile olsa sıkılmadan okuturdu :)) Neyse yazarın dilinin nasıl olduğunu zaten diğer kitaplarını yorumladığımda okumuşsunuzdur ki neredeyse herkes bu seriyi okuyor bu yüzden yazarın dilini es geçiyorum :) Kitabın başındansa hemen sonuna atlayıp sonundaki savaş sahnesine bayıldığımı söylemek istiyorum. Tam benlikti ve heyecan verici soluksuz okutucu yazılmıştı. Gerçi Alex'in Konsey'in önüne çıktığı zamanlarda öyleydi :) Neyse derine inersem kitap içeriğine girerim o yüzden detaya girmeyeyim. Seth'i ben çok sevdim. Okuyanlar sevdi mi bilmem ama ben sevdim. Eğlenceli ve dalgacı hareketleri onu daha sempatik yapmıştı ama yine de bazı yerler de Alex'e karşı olan hislerinin gerçekliği tereddüt ettirmedi de değil. Zaten Aiden'a bir şey demiyorum adamın her adımından neredeyse belli Alex'e olan duyguları. Eğer seride Alex Aiden'la olursa Seth'e ne olur merak ediyorum ve açıkçası bu yüzden de üzülüyorum biraz onun için. Kitapta çok eğlendiğim ve gözlerimi doldurtacak kadar hüzünlendiren yerler vardı onları söylemezsem içinde kalır :). Alex bazı geceler aşırı ateşleniyor yani sıcak basıyor midesinde bir şeyler oluyor duyguları tavan yapıyordu bunun nedeninin Seth'le bağlantılı çıkması ve altındaki sebepleri öğrendiğimde çok eğlendim. Caleb'in başına gelenler ise... evet bu kısımlarda Alex'in duygularını okumak onun acısını hissetmek cidden okurken gözlerimi doldurdu... Ayy çok uzattım. Neyse ben kitabı çok beğendim ve sizlere de tavsiye ederim. Kitabın fantastik türde ve genç yetişkin dediğimiz okuyucu kitlesine hitap eden bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Aslında kısacası fantastik aşk romanı :)) Çok beğendim ve keyifle okudum sizlere de tavsiye ederim :) Yorumumu kitapta çok hoşuma giden bir söz vardı onunla bitiriyorum. "Galiba dünyada iki tip insan vardı: ateşin çevresinde oturup izleyenler ve o ateşi yakanlar." http://illekitap.blogspot.com/2013/05/jennifer-k-armentrout-safkan.html
Devamlı okur yorumları okuyordum ve serinin çok sevildiğini görüyordum. Bu da merak etmeme neden oluyordu ki sonunda kitabı okuyunca sevilmesinin sebebini fark ettim. Cidden güzel kurgulanmış fantastik bir kitap. Daha en başında olay başladı bir ara durgunlaşır gibi olduğu sıralarda arkadaşlık ilişkileri, aşk girdi araya sonra bir daha hızlandı ve işler karıştı... Kitapta hareket vardı ve sürüklüyordu bu benim bir kitapta aradığım ve nadir bulduğum bir özellik :)) Yazarın dilini zaten biliyordum. Akıcı, kolay okunabilen, insanı yormayan ama meraktan kitabı elinden bıraktırmayacak şekilde yazıyor, bunu Obsidiyen'i okuduktan sonra öğrenmiştim. Bu yüzden dilini sevdiğim ve tavsiye edeceğim bir yazar. Kitabın kurgusunu oldukça özgün buldum. Farklı bir şeydi... Farklı yaratıklar, farklı olaylar ve farklı bir kurgu... Öncelikle Alex, Aiden ve Seth üçlemesi arasındaki olaylar çok güzeldi ama asıl soluksuz okuduğum sahneler melezlerin, safkanların iblislere karşı verdikleri savaşlardı. Biraz yüzeysel bir yorum yapacağım yoksa kendimi tutamayıp kitap içeriğine gireceğim bu sefer kitabı henüz okumamış arkadaşlar rahatsız olacak. :)) Ama yine de Alex ve Aiden arasındaki yasak aşk çoook şekerdi demezsem içimde kalır. Benim asıl merak ettiğim şey Alex Apollyon olunca Seth'le mi olacak yoksa Aiden ile mi... :)) Ayrıca mitolojiye karşı hep bir ilgim olmuştur bana oldukça ilgi çekici gelmiştir ve kitabın da bu içeriği kapsaması benim açımdan harika bir şeydi. Daha bir zevk verdi. :)) Kitabı ben zevkle okudum ve ilk üç kitabı da peş peşe okuyacağım bu da bana daha ayrı bir zevk verecek :)) Eğer aşkla harmanlanmış oldukça özgün bir kurguya sahip fantastik kitap okumak istiyorsanız bu seriyi tavsiye ederim. Bence kaçırmayın okuyun :)) http://illekitap.blogspot.com/2013/05/jennifer-l-armentrout-melez.html
Yeni bir Nora Roberts kitabı daha bitirmenin hüznü içindeyim desem tam yeridir. Kalemini sevdiğim ve her kitabını okuyacağım yazarlardan biri Nora Roberts. Sizlere de bu kadının kalemiyle tanışmanızı şiddetle tavsiye derim :) Zaten yazarın kalemini sevdiğimi söylediğim için kalemini över nitelikte sözler söylemeyeceğim ama kitabı aşk romanı beklerken içerisinde heyecanla ve soluksuz okuyacağım bir macera beklemiyordum. Evet aşk vardı ama aşkı da öyle güzel macerayla harmanlamıştı ki soluksuz okunacak hale gelmiş kitap. Kitapta denize açılmaları, dalmaları, batık bulmaları ve batıktan eserleri çıkarma çabalarının olduğu sayfalar soluksuz okunacak şekilde yazılmıştı, okurken film izler gibi sahneler gözümde canlanıyordu. Bu harikaydı. :) Özellikle batıkla ilgili sayfalar o kadar detayla yazılmış ki hiçbir şey atlanmamış okuyucu tatmin edecek şekilde yazılmıştı. Bütün bu batıklarla ilgili detayların yanında arkadaşlık, ortaklık, aile ilişkisi ve aşk profesyonelce kurgulanmıştı ki o sayfalar okurken yüzümde bir gülümseme oluşturuyordu. Hele ki Tate ve Matthew'un olduğu satırlar ayrı bir keyifti. Atışmaları, aşkları ve birbirlerine davranışları... harikaydı. Eee bir de aşkın kokusu varsa havada o sayfalar harikadan da öte oluyor :)) Angelique'in Laneti'ne ilişkin yazılmış kurgu gerçek gibiydi. En sevdiğim satılar onun hakkında yazılanlar olduğunu itiraf etmeliyim... Nora Roberts'ın şimdiye kadar sadece MacGregor Serisi'ni okumuştum şimdi farklı bir kitabını okuyunca kadının cidden nadir bulunan bir yeteneğe sahip olduğunu düşündüm. Şiddetle tavsiye ederim bu kitabı okuyun ve yazarın diğer kitaplarını da okuyun. Okuyucuyu tatmin edecek ve istediğini verecek bir kalemi var. http://illekitap.blogspot.com/2013/04/nora-roberts-ugursuz-kolye.html