inci, 988 adet değerlendirme yapmış.  (12/142)
Erdem Yılı
Erdem Yılı

8

yorum için : https://illekitap.blogspot.com/2021/06/kim-liggett-erdem-yl-duzenlenecek.html Gözlerimden yaşlar akarken, "Bunu niye yapıyorsun?" diye sordum. "Defteri gördüm. Babama verdiğin sözü fazlasıyla yerine getirdin. Beni niye öldürmedin ya da ölüme terk etmedin?" Gözlerinin arasında derin bir yükselti oluştu. "Bende kendime sürekli aynı şeyi soruyorum," dedi, sonunda bakışlarıma karşılık vererek. "Ama seni gördüğümde... buzun üstünde... o kadar şey görünüyordun ki..." "Aciz," diye fısıldadım, beni kurtaranın bu olduğu fikrinden hem tiksindim hem öfkelendim. "Hayır," dedi gözleri ateş ışığında parlarken. "Cüretkar. Buzu o baltayla kırdığında... hayatımda gördüğüm en cesurca şeylerden biriydi." ***** "Kasabada, aklından geçeni açıkça konuşan bir kadından daha tehlikeli hiçbir şey yoktur. Havva'nın başına gelen buydu, biliyorsun, bu yüzden cennetten kovulduk. Tehlikeli yaratıklarız. Şeytani cazibeyle doluyuz. Fırsat verilirse erkekleri günaha, kötülüğe, yıkıma çekmek için sihrimizi kullanırız." Dramatik bir ifadeyle gözlerimi devirmek için fazla yorgundum. "O yüzden bizi buraya gönderiyorlar." "Sihrinizden kurtulun diye," dedi. Uykuya dalarken, "Hayır," diye fısıldadım. "Bizi yıkmak için." ***** "Sana bir açıkla-" "Bana hiçbir şey borçlu değilsin," diye fısıldadı. "Seni seviyorum. Seni hep sevdim. Seni hep seveceğim. Tek umudum zamanla senin de beni sevmen." Gözlerim dolmaya başladı. "Eczanedeki yangın... Senin yaptığını biliyorum. Benim için yaptığını biliyorum." Tuttuğu nefesi gürültüyle saldı. "Çok fazla şeyin doğrusunu bilen biri olarak, yanlış bildiğinde de olağanüstü bir biçimde yalnız biliyorsun." Anlamaya çalışarak yüzüne baktım. "Onu kendim için yaptım," derken kaşları çatıldı. "Çocukken beraber geçirdiğimiz onca yılın, kasabada koşturmamızın, erdem yılı hakkında ipuçları elde etmeye çalışmamızın benim için bir anlamı vardı. Rüyalarındaki kız... Onunda bir anlamı vardı. Ben her zaman inandım, sana, o kıza, değişime... Ama sen bana inanmadın."

Uçurum
Uçurum

5

2,5 stars yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/06/busra-balck-ucurum.html "Beni istediğini, bizim aslında ne kadar iyi olabileceğimizi, beni uzaklaştırmakla hata yaptığını duymak istiyorum." Dudakları çenemde gezerken nefesimi tuttum. "Bırak da sana iyi geleyim. Yüzleşmek istediğin ne varsa hepsinde yanında olayım. Bırak, seni uğultulu düşüncelerinle kavga ederken onlara karşı savunayım. İzin ver, Alyssa. Lanet olsun, görmüyor musun? Biz ikimiz de ateşiz. Birleşirsek alev alır ayrı kalırsak kül oluruz." Dudakları dudaklarıma değmek üzereyken durdu. Benden bir cevap beklediğini biliyordum. Halkı olduğunu biliyordum. Onun bilmediği şeyler ise haklılığını bir parça yok ediyordu. Onu kendi cehennemime atmaktan, zarar görmesinden ölesiye korkuyordum. "Görüyorum. Ama biz alev alırsak etrafımızı küle çeviririz. Birbirimizi yok ederiz. Bu yüzden kendim kül olmayı yeğlerim." Hafifçe başımı arkaya eğip yüzüne baktığımda gülümsemesi yavaştan tekinsiz bir hal aldı. Biliyordum, son sözü söylememe izin vermeyecekti. Şu an gördüğüm adam az önce bana kırgınlıkla bakan adam değildi. Kararlı gözleri gözlerime kilitlenirken ağır bir nefes aldı. "Senin küllerine değil, alevlerine ihtiyacım var Alyssa." ***** Etrafıma birkaç kez bakındım ve daha fazla duramayacağımı anlayarak kapıya yöneldim. "Ama sen bana verdiğin sözü tutmayacaksın, değil mi?" Olduğum yerde, kapının eşiğine santimler kala aniden durdum. Arkamı dönmedim. Yüzüne bakmadım. Ama vermem gereken cevabı biliyordum. "Aramızdaki tek yalancı, sen değilmişsin demek ki. Onca olan şeyden sonra seni tekrar hayatıma alamam James. Sen benim kapanmış bir sayfamsın artık." "Beni seviyorsun." "İnkar etmiyorum." Gitmem gerekiyordu fakat havada asılı kalan sözler ayaklarıma düşmüş ve beni olduğum yerde tutuyordu. "Ama beni affetmiyorsun." Ciğerlerime batacak kadar sert bir nefes çektim. "Affedemiyorum."

Paramparça Prens (The Royals #2)
Paramparça Prens (The Royals #2)

10

yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/05/erin-watt-paramparca-prens-royals-2.html ***** "Ella gittiğinde bu seni korkuttu, biliyorum. Seni incitti." Başımı çevirip gergin yüzünü inceledim ve aklıma gelen düşünceyle ben de gerildim. "Onu seviyor musun?" diye sordum boğuk bir sesle. Başı hızla bana doğru döndü. "Hayır." "Bundan emin misin?" "Onu seviyorum ama senin sevdiğin şekilde değil." Biraz olsun rahatladım. "Yine de ona değer veriyorsun." Tabi ki verecekti. O hepimiz için değerliydi çünkü o kız evimize bir yıldırım gibi düşmüş ve her şeye yeniden can vermişti. Bizim için demiri ve ateşi keşfetmişti. Bizi tekrar güldürmüştü. Bize bir amaç vermişti - öncesinde ona karşı bizdik. Sonra bu onun yanında durmamıza dönmüştü. Onu korumaya. Sevmeye. ***** Reed'in kaslı yapısına ve sert hatlarına baktığımda bazen onun da benimki kadar kırılgan bir kalbi olduğunu unutuyordum. Ama erkekler duygusal olmamaları gerektiğini düşünerek hislerini ciddiyetle, duygusal olmamaları gerektiğini düşünerek hislerini ciddiyetle, zalimlikle ya da pislik gibi davranarak maskeliyordu. "Gerçekten affettim." "Pisliğin teki olsam bile mi?" "Bana pislik yapmayı bıraktın mı?" Saçını gereğinden daha sert çektim. Bunu hak ettim dercesine başını eğdi. "Pislik yapmayı uzun zaman önce bırakmıştım. İlk öpüşmemizden hemen sonra. Seninle tanıştığımdan beri tek kıza bile bakmadım, Ella." "İyi. Bana hak ettiğim üzere bir tanrıça gibi davranır ve beni aldatmazsan sorun yok demektir." "Ben zaman zaman zor olabilirim." Yani çok derinden sevdiğini ima ediyordu ve benim toplanım gitmemden korktuğunu - daha önce yaptığım gibi, annesinin temelli gittiği gibi. "Evet... ama ben zoru severim," diye fısıldadım. *****

Kağıt Prenses (The Royals #1)
Kağıt Prenses (The Royals #1)

10

Yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/05/erin-watt-kagt-prenses-royals-1.html "Beni mi bekliyordun?" Sesimdeki art niyetten biraz olsun pişmanlık duymadım. Reed beni baştan aşağı inceledikten sonra tatlı mavi gözleri çıplak bacaklarımda oyalandı. "Sadece derdinin ne olduğunu merak ediyorum." "Hayatta kalmayı çalışıyorum," dedim dürüst bir şekilde. "Tek yapmak istediğim üniversiteye gidebilmek." "Beraberinde Royal servetinin bir kısmını da götürmek, değil mi?" Tüylerim diken diken oldu. Bu çocuk hiç pes etmeyecekti. "Ya da cebimde çaldığım birkaç Royal kalbiyle beraber," dedim tatlı bir şekilde. *** "Hayal görüyorsun Reed'e abayı yakmadım," diye yalan söyledim. "Saçmalık." "Yakmadım," diye ısrar ettim ama Easton farkına varmıştı. "Saçmalık, Ella. İkiniz ne zaman yan yana gelseniz sigara içme ihtiyacı duyuyorum." Sırıttı ama hemen gülüşü soldu. "Bak, senden hoşlanıyorum. Hoşlanacağımı düşünmemiştim ama öyle oldu. Ve bu yüzden Royalların kafalarının kırık olduğu konusunda seni uyarma ihtiyacı duyuyorum. Yatakta iyiyiz ama yatağın dışında? Dördüncü seviye kasırga gibiyiz." **** Bakışlarının yüzümü yaktığını hissedebiliyordum. Yüzümü tekrar çevirirken buruk bir şekilde gülümsedim. "Hadi duyalım." "Neyi duyalım?" "Diğer yalanlarını. Bilirsin, nasıl dün akşam bana iyilik yaptığını, aslında beni istemediğini falan filan." Elimi savurdum. Kahkaha attı. "Aman Tanrım. Bu bir kahkaha mıydı? Reed Royal gülüyormuş, millet. Biri Vatikan'ı arasın çünkü bir mucize oldu." Bu tekrar gülmesini sağlamıştı. "Sinir bozucusun," diye homurdandı. "Evet ama yine de benden hoşlanıyorsun." Sessizleşti. Sanırım böyle kalmaya devam edecekti ama sonra alçak sesle küfrettikten sonra konuştu. "Evet, belki de hoşlanıyorum."

İskoç Esareti (Campbell Trilogy #3)
İskoç Esareti (Campbell Trilogy #3)

10

Yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/05/monica-mccarty-iskoc-esareti-campbell.html ~~~*~~~ Gülümsediğinde, sadece Jeannie'ye özel, gizli bir hediye veriyor gibiydi. ~~~*~~~ ~~~*~~~ "Seni seviyorum ve sana kavuşmak için cehenneme bile gitmeyi göze alırım." ~~~*~~~ ~~~*~~~ "İskoç kılıcı soylu bir silahtır ve tarihimizin bir parçasıdır. Nesilden nesile geçen geçmişimizin bir simgesidir. ~~~*~~~ ~~~*~~~ "Seninle birlikte olmayı ne çok istediğimi Tanrı biliyor ama bu kadarı yeterli değil. Sana bütünüyle ihtiyacım var. Bana güvenebilir misin? Sana güvenmediğim için beni affedebilir misin?" Duncan sustu. Bakışlarında pişmanlık vardı. "Tanrım, Jeannie, seni terk ettiğim için beni affedebilir misin?" Sesindeki duygu yoğunluğu, Jeannie'nin içindeki son şüphe kırıntısını da alıp götürmüştü - Duncan kendisini o zaman da şimdi de önemsiyordu. İkisi de hatalar yapmış ve farklı şekillerde bedeller ödemişti ama Duncan'ın kendisine teklif ettiği şey, Jeannie'nin asla tahmin edemeyeceği bir şeydi. Yeniden denemek için bir şans. ~~~*~~~ ~~~*~~~ Duncan'a dikkatle baktı. Belki de sadece kendisine bir ders vermek istemişti. "Söylediğin şeyde ciddi miydin?" Duncan gülümsedi. Sol yanağındaki gamzesi, Jeannie'nin kalbini sızlattı. "Gitme konusunda mı seni sevme konusunda mı?" "İkisinde de," diye fısıldadı Jeannie kalbi hızla atarken Duncan'a baktı, kendisiyle böyle alay ettiği için kızıyordu. "Gitme konusunda değildim. Burada kalıp bana karşı olan her şeyle savaşmak istiyorum. Ama seni sevme konusunda?" Başparmağını, Jeannie'nin alt dudağında gezdirirken, sesi daha boğuk hal aldı. "Evet, Jeannie, seni seviyorum. Sen ilk gördüğüm andan beri, benim için senden başka hiçbir kadın olmadı." Jeannie'nin boğazı düğümlendi. Gerçekten mutlu olmanın ne demek olduğunu çoktan unutmuştu. "Benim için de öyle. Seni sevmekten asla vazgeçmedim. Gittiğinde, kalbimin kırıldığını düşündüm ama sana olan sevgim asla bitmedi." ~~~*~~~

Hala Zamanımız Varken
Hala Zamanımız Varken

7

Yorum : https://illekitap.blogspot.com/2021/05/josie-silver-hala-zamanmz-varken.html "Evet," dedi. "Sonra her günü zamanı yeniden düzenleyebilmeyi dileyerek geçiriyorsun." Konuşamadım, yaşlar boğazımı tıkadı. "Ona nasıl hissettiğini hiç söyledin mi?" "Hayır." Yanaklar yaşlarımdan akıyordu. "Bir süre önce bana beni sevdiğini söyledi ve ben ona karşılık vermedim." "Hayır," dedi, sesi kısık ve çatlaktı. "Vermedin." "Vermeliydim." "Çok mu geç?" Soluğumu toplamak için bir saniye durdum ve dinleyicilerinin bana katlanmasını umdum. "Bilmiyorum," diye fısıldadım. "Bence ona söylemelisin. Belki de hala oradadır, senin söylemeni bekliyordur. Kaybedecek neyin var?" ***** "Selam Jack. Yine ben." Sonunda. "Merhaba" dedim, sanırım bütün ülkenin rahatlayarak iç çektiğini duymuştum. "Seninle tekrar konuşmak çok güzel. Geri arayacağından emin değilim." "Seni özledim," dedi. Sesindeki yumuşak, boğuk ton onu duyabilen tek kişi olmayı dilememe sebep oluyordu. "Ben seni geçen doku yıl boyunca özledim." Sesim çatladı, şu anda Laurie'ye vermek zorunda olduğum tek gerçeklerdi ve başka kimin dinlediği umurumda bile değildi. Aldığı nefesi duydum e ofisin dışındaki asistanım Haley mamasından kalktı, yanaklarından aşağı yaşlar akarken bana gülümsedi. "Seni seviyorum, Jack," dedi Laurie. Onun da ağladığını duyabiliyordum. "Üzgün olma," dedim nazikçe. "Neredeyse on yılı o kahrolası otobüse biniş olmayı dileyerek geçirdim."

Davetli Listesi
Davetli Listesi

8

YORUM İÇİN: https://illekitap.blogspot.com/2021/05/lucy-foley-davetli-listesi.html ~~~*~~~ Tek bir gecede dört hayat mahvoldu. Bir masumun hayatının karşılığında bir suçlunun hayatı: Gayet adil bir ticaret gibi görünüyor. ~~~*~~~ ~~~*~~~ "Her şeyi ortaya çıkarmak her zaman daha iyidir - utanç verici görünse bile, insanların bu yüzden seni yargılayacaklarını hissetsen bile." ~~~*~~~ ~~~*~~~ Bazen en küçük akıntı en güçlüsüdür. ~~~*~~~ ~~~*~~~ "Bazen," diyorum, " en yakın olduğun insanlara anlatmak daha zordur diye düşünürüm. Sevdiğin insanlara." ~~~*~~~