Haksızlık etmeyeyim. Kitabın her tarafı kötü değildi. Türkiye'ye kaçmak üzere olan Kurt Seyt'in derin bir aşkla bağlı olduğu Shura'ya "Bekle beni beş dakika sonra gelip seni alacağım" diyerek koşa koşa kendisini kaçıracak tekneye gitmesi ve kaptana "bas gaza kaçalım" demesi, kurnaz tilki Shura'nın 5 dakika hikayesini yutmayıp Kurt Seyt'ten önce tekneye yetişmesi ve kamaraya saklanması, kamarada Shura'yı gören Seyt'in şoka girmesi beni mest etti. Kızı takdir ettim, adamın yakasından düşmedi bir türlü. İnsan böyle azimli olmalı, detan ve sheltox sıksalar bile takibi bırakmamalı. Not : "bas gaza kaçalım" ifadesi tarafımdan uydurulmuştur. Kızın antrenmanlı olup kendisinden daha hızlı koşabileceğini düşünemeyen Seyt, kaptana acele etmesi hususunda herhangi bir baskıda bulunmamıştır. Kaçış kısmı beni öyle eğlendirdi ki replikleri ben yazdım :D
Bir arkadaşım Pearl Buck'ın Ana karakteri gibisin derdi bana. Öyle olunca kitabı okumak farz oldu tabii. Okuyunca hayal kırıklığına uğradım, ben çilekeş miyim? Her işe yetişmeye çalışan, kendinden önce başkalarını düşünen çileli bir kadının hikayesi :(