Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, karısının taktığı adla İsanın kabusa benzer günlerinin içindeyiz. İsa, öylesine yaşayıp giderken bir iş değişiklikleriyle İthal Ambarları ve Uluslararası Elektronik Birliği Kurumunda mutemetliğe başlayan ve başından geçen inanılması güç olaylardan sonra kendini bile tanıyamaz hale gelen herhangi biridir yalnızca...
Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, karısının taktığı adla İsanın kabusa benzer günlerinin içindeyiz. İsa, öylesine yaşayıp giderken bir iş değişiklikleriyle İthal Ambarları ve Uluslararası Elektronik Birliği Kurumunda mutemetliğe başlayan ve başından geçen inanılması güç olaylardan sonra kendini bile tanıyamaz hale gelen herhangi biridir yalnızca...
Melih Cevdet Anday'ın daha çok tiyatro oyunlarında kullandığı kafkavari absürdlükleri ilk defa bir romanında da görmek şaşırttı açıkçası. Yaratıcı bir öykü (günümüzden de ergenekon'u ve bilimum davayı hatırlatıyor) ama 200 sayfalık bir kitaba göre de gereğinden uzun geldi.
Kitaba 7 puan vermemin tek sebebi; içindeki Kafkaesk havanın özgün olmaması. Özellikle bazı bölümlerde Dava ve Şato'dan bir bölüm okuyor gibi oldum. Fakat Melih Cevdet'in satır aralarına yerleştirdiği aforizmaları ve usta kalemi yadsınamaz.