ceren, 56 adet değerlendirme yapmış.  (8/8)
  ileri »
Kalbimi Sana Verdim (Prince Trilogy, #2)
Günahkar Aşık (Legend of the Four Soldiers, #1)
Çirkinin Aşığı (Prince Trilogy, #1)
Bana Aşkını Söyle (Legend of the Four Soldiers, #2)
Bana Aşkını Söyle (Legend of the Four Soldiers, #2)

8

Elizabeth Hoyt / BANA AŞKINI SÖYLE kitabı okundu, bitti. Ah, ne güzel kitaptı o öyle ! Kitabı okumaya başlamamın sebebi ne konusuydu ne de kapağı. Beni ilk çeken yazarın kendisiydi; Elizabeth Hoyt ! Şuana kadar çıkımış tüm kitaplarını bir gece de okudum ve Bana Aşkını Söyle de bir istisna değildi. Elime aldığım günün gecesinde okunup bitmişti bile. Kitap kendine bağlıyor; kurgusu mükemmeldi, karakterler olağanüstüydü. Sayfaları soluksuz çevirdim, öyle keyif vericiydi ki. Konusuna gelirsek; Melisande yıllardır herkesten gizlediği büyük bir aşkala Lord Vale'i sevmektedir. Lord Vale ise onunla karşılaştığı halde adını bile asla hatırlamamktadır. Melisande onun kadınlarla flört etmesini ve nişanlıları (aslında sadece iki tane olmuş) tarafından mihrapta terk edilmesini izlemiştir. Ve keder içinde ki Vale'e büyük bir cesaretle evlilik teklifi yapan Melisande olur ! Melisande gizemli bir kadındır... Jasper Vale ise geçmişi sırlarla dolu bir adam... Ya birbirlerine açılacaklardı yada birbirlerini kaybetmeyi göze alacaklardı... Büyüleyici bir hikayeydi..!!!! Ben tutkuyla okudum.. İç çekerek, kıkırdayarak, şaşırarak... Okuduğuma memnunum ve gözüm çıkmamış kitaplarında. Size de okumanızı tavsiye ederim. Pişman olmazsınız. :):):)

Söylemeyeceğine Söz Ver
Söylemeyeceğine Söz Ver

9

Söylemeyeceğine Söz Ver kitabı göz yaşları ile okundu, bitti. Kitabın başlarında yazarın dili biraz tuhaf gelmişti, farklı fakat akıcı bir dili var. Okudukça alışıyorsun ve elinden bırakmak istemiyorsun. Söylemeyeceğine Söz Ver ilginç bir kitaptı. Değişiti... Güzeldi... Hüzünlüydü... Aslında bu roman bir hayalet hikayesi. Yada Çöl Gülü ile Patates Kız'ın dostluğunun hikayesi... Kate 10 yaşındayken en yakın arkadaşı Del öldürülüyor. Hiçbir zaman kimin yaptığının bulunamamasının yanısıra bır çok sır da saklı kalıyor. Ve aradan geçen 30 yıldan sonra başka bir küçük kızın aynı şekilde öldürülmesiyle, Kate hem bir çok sırrı ortaya çıkarıyor hemde katili bulma arayışına giriyor. Ve ona bu konu da yardım edense; Del !!! Yani Del'in hayaleti !!! Çok... İlginçti... Sanki gerçek... Yazar çok iyi kurgulamış. Okurken hiç sıkılmıyorsun. Katile gelince, o kısım benim için tam bir şok oldu. Öğrendiğim de verdiğim tepki şuydu ; - Yok artık, Yuuuh ! .. ;););) Şety başta katilden azıcık hoşlanmış, ah canım zavallıcık o da öyle biriymiş ne yaparsın demiş olabilirim de... :):):) Neyse... Ben bu kitabı çok sevdim ! Söylemeyeceğine Söz Ver bir masaldı... Bir hayalet hikayesi. '' Hayaletlere inanır mısın? '' Herkesin bir hayaleti yok mudur? Geçmişimizde ki her hata geleceğimizde ki hayalet olmaz mı? İşte bu sorular sorulduğunda kendiğine verebildiğin cevapta dürüstsen bu kitabı okuyupta beğenmeyecek tek bir kişi düşünemiyorum. Kitabı herkese okumasını tavsiye ederim ..!

Vahşi Adalet
Vahşi Adalet

10

Vahşi Adalet kitabı okundu bitti. Bitmese olacaktı, biraz daha okusaydım keşke. :) Ama işte kitap güzel olunca anında, soluksuz okunuyor. Kitabı çok beğendim ! Tam benim tarzımdı ve çok zekice kurgulanmıştı. Cinayetler tüylerimi ürpertir, ağzım açık okurken vay be dedim ne canavarlar var. Bir de okurken etraf karanlık falan işte tek gece lambası açık, gaipten sesler duymaya da başladım. Sonra aman sen kenidini öldürülenlerin yerine değil öldürenin yerine koy dedim. :) Ne ? Evet caniyim tamam mı, ne var ? :)):) Şaka maka süper kitaptı he ! İyiki okumuşum diyorum. Yalnız en başta beni kitaba çeken konusu değil kapağı olmuştu. Kapak mükemmel ! Kitabın konusu ise kısaca; ormanın derinliklerinde bir evde berbat bir halde ki cesetler bulunuyor. Ve bu cinayetleri bir doktor işlemiş gibi görünüyor. Fakat ortaya mafya da çıkıyor. Bu noktadan sonra işin aslı organ ticareti gibi görünse de kimi cinayetler sırf katilin eğlencesi olmuş. Hatta onları bir nevi denek olarak kullanmış. Bana göre kitabın asıl çarpıcı kısmı; katil işte o derken, aslında o olmayabilir de diyorsun. Katil olarak tutuklanan doktorun mahkemeye çıkarılışını, beraat edişini, ortadan kayboluşunu okuyorsun. Tam artık herşey bitti, cinayetler kesildi derken aradan geçen dört yıl sonra herşey tekrardan başlıyor. olaylar aynı. Karakterler aynı. Sadece oynadıkları rol farklı. Aslında kitapta tek bir gerçek var; katliamların dehşet verici olması... Adaletin vahşi olması... Herkesin bir geçmişinin olması... Vahşi Adalet tüyler ürpertici bir öyküydü. Yazarı çok başarılı buldum. KİTABI HERKESE TAVSİYE EDERİM.

Kördüğüm
Kördüğüm

8

veeee Kördüğüm biter ! Beni de yıkar geçer, bitirir. :) Yazar işin de usta olunca kitabın bitmesi için günler değil sadece saatler geçiyor. Ronnie ve Dylan. İki köşe yazarı. İkisi de inatçı, dik kafalı ve her ne kadar birbirlerini arzulasalarda duygusal ilişkiden kaçınan iki tip. Ve en sevdikleri şey ise birbirleriyle iddalaşmak: '' Ronnie buz hakeyi maçında kadın olduğunu gizleyerek hakemlik yaparsa, Dylan bacaklarına ağda yapar. O zaman Ronnie'de maratona katılır.'' Vesaire... Vesaire... Ve örgü örme üzerine bir iddaya tutuştuklarında kader de ağlarını örer. Kitap çok güzel başladı... Gülmekten okuyamadım bile. Öyle eğlenceliydi ki. Fakat ilerleyen sayfalarda yataktan çıkamaz oldular. Yazarın dili ve elbette ki çeviri mükemmel, seni alıp götürüyor. Fakat yataktaki eğlenceleri çok uzun sürdü. Oku Allah oku; tavşanlar gibiler ! Kimi yerlerde yataktaki faaliyetlerini okumaktan sıkıldım. Azıcık olay olsun dedim. Fakat kitaba karşı koyabilmek ne mümkün. Bu kadar etkileyici karakterler, gülmekten nefes almamı zorlaştıran diyaloglar varken kitap ateşini yükseltir aklını başından alıverir. :) :) :) Serinin ikinci kitabı için gözüm yolda ! Kördüğüm'ü size şiddetle tavsiye ederim fakat 18 yaşından küçükler için de uygun bir kitap olmadığını belirteyim.

  ileri »