Yalom'un okuduğum ilk kitap. İlgi alanım ve eğitim görmekte olduğum bölüm dolayısıyla yazarın kitaplarına uzun zamandır açlık hissediyordum. Okuduğum kitabın eski basım yazılarının küçük konusunda görsel bir güzellik yoktu. İçerikte kısmen bilim dalıyla ilgili terimler olmasına rağmen terapi ve insan ilişkileriyle ilgili yeni bakış açısı geliştirebilir. En beğendiğim öykü Aşkın Celladıydı. 10 farklı hayat tanıtıldığı için insan çevresine daha duyarlı oluyor.
Dürüst olmak gerekirse kitabın dili akıcıydı ancak kitabın ortalarında sık tekrarlanan düşünceler beni soğuttu. sonları hoşuma gitmişti ancak hiç beklenmedik yerde ve kitapta merak edilenenler cevaplanmadan bitirilmiş.
Buket Uzuner'in diline hayran kaldım okuduğum ilk kitabıydı ve adeta büyülendim. Kitabın ilk öyküsünde eblehleşmiş karakterinde baba ve köy halkı ile modern seküler düşüncede olmak isteyen küçük çocuğun eblehlikten sırılmanın hikayesi. Diğer hikayelerde ise bir olayın 5 kişinin bakış açısından yazması insana empati kurma eğilimine yönlendiriyor.
Bu kitabın içinde sokak var, okuduğum üniversite var, tartıştığım arkadaşlarım, savunduğum politik düşünce var kısacası bu kitapta Türkiye var. Fikirlerimi politize etmeme neden oldu. Cehalaet mutluluktur anyalışını taşıyan toplumumuz ritüellerine karşı adeta savaş açmıştır. Öyle akıcı dili var ki kedimi otantik bir kafede Yılmaz Özdil'le sohbet ediyormuş buldum.
Sosyal Psikoloji dersi hocamın defalarca önerdiği kitap... Her ne kadar kısmen fantastik bulsam da Kosinsk, savaşın bir çocuk bakış açısında tüm yönleriyle ortaya koyması sayfaların çocuğun düşüncelerinden fırlamış gibiydi. Nazilerin vahşetini ortaya çıkarması bir yana Polonya halkının Nazilerden daha iğrenç insana olan bakış açısı hele ki ölüm trenlerinden kurtulmak için trenden atlayanlara yardım edeceklerini onları öldürmelerine beynim idrak edemiyordu. Kitabın sonunda Kosinsk'inin kitabı dahi okumayanlar halkı tarafından halkını kötülediği ve yalan söylediğini iddia ettiği için vatan haini ilan etmesini ise beklenmedikti benim için. Kitap Polonya'da hala yasak mı emin değilim ama tahammül sınırımızı genişletmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye içinde benzer durum söz konusu vatan ilanı ilan ettiğimiz insanların vatan haini olduguna dair argümanlarımız neler? Cevap çoğunlukla medya ise 1940'ların Polonya halkından farkımız belki de kalmayacak.
Bazı kitaplar vardır ki son sayfaya geldiğinde ilk sayfadan bu yana sanki yıllar geçmiştir ve sen Budistlerin Reenkarnasyon inancındaki gibi yaşamından önce farkı bir bedende doğmuş ve kitabı okurken önceki hayatını hatırlayıp Deja vu gibi o hayatı daha önce yaşamış gibisindir. Bu kitap için söylemek istediklerim var aslında kelimelerle aram iyidir ama kitabı yorumlamak için sözcük haznemin yetersizliğini anlıyorum. Bazen Hasan gibi düşünmek, onun iç alemine dalış yapmak istiyorum bazen Emir gibi kaçmak istiyorum bazen Baba kadar hayatın tozunu yutmak, Rahim Han Efendi gibi dostluk istiyorum. Vezir Han Ekber Bölgesinde yürümek Hasan'la Emir'in tepedeki ağaca tırmanmayı hayal ediyorum..