Tam anlamıyla "kendine bakma kitabı". Kitabın kapağında ki aynadan da anlayacağınız üzere, kendinizi sorgulamanıza neden olan bir kitap.
“özlemek” yanlış bir kavram. Özleyen, kendini özler yalnızca. Bir başkasını özlediğini iddia etmek, hayatı yanıltmaktır. Zamanı kışkırtmak ve asla geri dönemeyeceğini bildiğin günlerin ıstırabını yok saymak için kendine yalan yanlış bir duygu uydurmaktır. Özlemek ahlaksızlıktır.Annen dâhil, herkesi nedensiz öpersin zaten. O yüzden bu kavram da yanlış. Nedenli öpmek diye bir şey yoktur ki nedensizi olsun. Her öpüş nedensizdir. Dudağın travmasıdır. Ölümden önceki son aşamadır. Çünkü bütün ölüseviciler ve kanun koyucular bilir ki, ölmeden hemen önce boşluğu öper insan. Karşılıksız ve tek taraflı öper. Çünkü boşluk, asla farkına varmaz öpüldüğünün.
Farklı bir hikayesi, farklı bir kurgusu var bu kitabın.Sizi içine çekeceğinden emin olabilirsiniz.
Kitap kısa öykülerden oluşuyor. Ve kitaba ismini veren öykü, kesinlikle beni çok etkilemişti. Bu kitabın ardından İnci Aral'ın başka kitaplarını da edinme gereği duymuştum. Tavsiye edebilirim.