Yazarın diğer kitaplarını okuduğumdan bana göre başyapıtı ağaçkakan olmak üzere parfümün dansı ,b bira ve dur bir mola ver gibi incelikli kitaplarının arasında karmakarışık bir yün yumağı gibi kaldı. Hani tekrar top yapmaya başlarsınız o ipi başlarda güzel gider ortalara gelince kesip atasınız gelir ve sonra birden çözülür... Benim için tam olarak böyleydi bu kitap. İlk bölüme bayıldım. Uç Amerikan askerinin hikayeye dahil olduğu bölüm de iyi gitti ama hikayenin devamında onlara yer vermek yerine baştaki mistik havayı koruyup hikayeyi oraya çekebilseydim muhteşem bir yere gidebilirdi. Hep onu bekledim açıkçası. Yazarın dili yine kelimelere takla attırıyor ama olay örgüsünde o mistik havayı nasıl bir kenara attı elinin tersiyle, Tanuki gibi muhteşem bir malzemeyi ilk bölümde bu kadar muhteşem işleyip beni Madam Ko'ya ne oldu, nasıl bir değişim geçirdi gibi binlerce soruyla öylece bıraktı. Olmadı canım yazarım bu hiç olmadı.
Kitabı okunmaya başlamadan önce isminin vermiş olduğu bir durum mu bilmiyorum ama kolay bir okum a olacağını düşünmüştüm. Benim için hem duygu yoğunluğu hem zengin edebi içeriğiyle zorlayan ve sindirmem gereken bir roman oldu. Eco gibi başta epey zorladı ama sabırla devam ederseniz güzel tatlar bulacağınızdan şüphem yok.
Yalın bir anlatım olduğu doğru. O kadar yalın ki ilk yirmi sayfa bırakmayı düşündüm açıkçası. Ama karakterler çok samimi, çok naif ve o sadelikle dokunuyorlar ruhunuza. Kinsella çifti çok iyi resmedilmiş. Kısa ama ruha dokunan gününüzün geri kalanını parçalı bulutlu geçirmenize sebep olabilecek bir kitap.