İşin aslı ne Mevlana ne de Şems'i bu yazarın kalemi dışında okumayı becerebilir miydim bilemiyorum. Herkesi onların dünyasına çekmeyi başardığını düşünüyorum.

İngilizce okumayı seçtiklerimden...Araya başka kitaplar da girdiği için hala bitmedi ama filmini kitabından daha iyi bulduğum ender eserlerden. Yine de vampirlerin iyi ve kötü olarak ayrılması, kurt adam, vampir ve insanların bir araya getirilip arasına bir de aşkın yerleştirilmesi anlamında sanırım diğer bir ilk olma durumunu koruyor. Seriyi tamamlamayı düşünür müyüm? Henüz bilmiyorum...

Yine çok zaman önce okuduklarımdan...Martı adlı kitabını okuduktan sonra bir hız gidip diğer bulduğum kitaplarını da almıştım ama hiçbiri martının yerini tutmadı.

Kesinlikle başucu kitaplarından ve en iyi klasiklerden biri kanımca. Bir kitap ancak bu kadar incecik ve kısacık bir öyküyle hayatın inceliklerini anlatabilir. Richard Bach'ın en iyi ve en kısa romanı. Jonathan Livingston ise her göğe bakıldığında görülen bir martıyla hatırlanan...

Aborjinlerim dilimizde en fazla kullanıldığı, Avustralya yerlileri olduğunu öğrendiğimiz yegane kitaptır :) Okuyalı çok zaman olsa da yaşamlarının basitliği ve doğaya olan saygıları beni çok etkilemişti.

Kitapta hiçbir zaman anne olamayacak olan bir erkeğin annelik hakkında anne olacak bir adaya yazdığı mektuplar kaleme alınmış, çocuğunu kusarak içinden çıkartma anlayışı kitabı okumamı bırakmama sebep olmuştur, yazarın bilgece dikte ettiği düşünceleri ne esprili, ne genele uyan, ne de tıbbi buldum, üzgünüm...

Gerçek yaşama ne derece not verilebilir ki? Ancak yaşananların aktarılmasına saygı duyulabilir. Kızına disleksi ve hiperaktivite teşhisi konulan bir annenin yaşamından bir kesit.