Çocuklara olduğu kadar büyüklere de hitap eden bir kitap. Kaç sene önce hem de İran'da yazılmış fazla yaşamamıştır yazar diye düşündüm okuyunca. Nitekim de haklıymışım, adamcağız 29 yaşındayken ölmüş. Keşke daha çok yaşayıp güzel eserler sunabilseydi bizlere...
karamsar bir hikaye, karakterler çok yabancı geldi, kendimi hikayenin içinde hissedemedim... sonunu nasıl bağlamış acaba diye sırf merakımdan bitirdim kitabı...
Dan Brown'un ilk Dijital Kale'sini okumuştum, ondan sonra bu kitap beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. başlangıçta güzel gidiyordu ancak sonlara doğru yaşanan maceralar, kahramanın yaşadıkları çok zorlama geldi.. ööfff çözseler şu şifreyi de rahatlasak dedim ve sonu hiç tatmin etmedi beni.
1914 Fransa'sında hissettim kendimi okurken. Tasvirler o yeri gözünüzün önüne getirecek kadar detaylı ama sizi sıkmayacak kadar da kısa ve özdü. Sanki ben de Montjean'la birlikte olayları yaşadım. Sonunu da gayet güzel bağlamış yazar.
Mine Söğüt'ü bu kitapla tanıdım ve listeme diğer kitaplarını da ekledim. Şiir gibi anlatmış hikayeyi Mine Söğüt, 5 akıl hastasının önce kendilerinin inandıkları hikayeleri daha sonra gerçek yaşam öyküleri anlatılıyor, doktor Samimi'yi de unutmamak lazım tabi. Satır aralarına iliştirilen ve konuyu tamamlayan rüya tabirleri de çok güzel ve değişik olmuş.