asau,
louis aragon isimli yazarın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
Ülkemizde “Mutlu Aşk Yoktur” adlı şiiriyle tanıyıp sevdiğimiz tanınan Aragon, ‘Dada’ akımının öncüleri arasında sayılıyordu, sonradan Breton, Soupaux ile birlikte bu yüzyılın en önemli şiir akımı olan Sürrealizm'in kurucularından biri oldu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ise "toplumcu gerçekçi" bir sanat anlayışını benimseyerek Fransız şiirini etkisi altına aldı. Bugüne değin şiir, roman, eleştiri, deneme, çeviri olarak 61 kitap yayımladı. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en önemli örneklerindendir.
Aragon'un ünü, öte yandan, II. Dünya Savaşı'nda gizli karşı koyma hareketiyle daha bir büyümüştür. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en güzel örneklerinden biri olarak gösterilmektedir. Charles d'Orléans'dan, Victor Hugo'ya değin uzayan bir şiir çizgisini sürdürür gibidir Aragon. Aragon açık yazan ozanlardandır, birçok şiirleri bu yüzden şarkı haline getirilmiştir. Aragon, romancı olarak da ün yapmıştır. Çağdaş romanların arasında önemli bir yer daha tutar. Birkaç çevirisi de vardır.
Le Monde reel (1933-1944; Gerçek Dünya, 1968) adlı dört ciltlik uzun roman dizisinde, toplumsal devrime doğru yürüyen proletaryanın sınıf mücadelesini belirli bir tarihsel perspektif içinde ele aldı. 1939-1940 arası partinin öyküsünü anlatan bir başka uzun roman olan 6 ciltlik Les Communistes'te (1949-1951; Komünistler) geleneksel toplumsal gerçekçilik çizgisini sürdürdü. Sonraki üç romanı La Semaine sainte (1958; Kutsal Hafta), La mise â mort (1965; Ölüme Gönderme) ve Blanche ou l'Oubli (1967; Blanche ya da Unutuş) Komünist Partisi adına yapılan savunmalarla örülmüş üstü kapalı bir otobiyografi niteliğindeydi ve günün yeni roman tekniklerini yansıtıyordu.
Şiir kitaplarından Le Creve-Coeur (1941; Büyük Acı) ve La Diane française (1945; Fransız Diana'sı) Aragon'un ateşli yurtseverliğini, Les Yeux d'EIsa (1942; Elsa'nın Gözleri) ve II ne m'est Paris gue d'Elsa ise (1964; Elsa'sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir) yüzünde vatanının yansımasını gördüğü karısı Triolet'ye duyduğu aşkı dile getiriyordu.
Aragon 1953'ten 1972'ye değin komünizm yanlısı haftalık sanat ve edebiyat dergisi Les Lettres Françaises'in yayın yönetmenliğini yürüttü. 1968'de, 71 yaşındayken hâlâ militanlığından hiçbir şey kaybetmeden Paris sokaklarında gösteri yapan öğrencilere katıldı. 1981'de Legion d'honneur nişanıyla onurlandırıldı.
Ülkemizde “Mutlu Aşk Yoktur” adlı şiiriyle tanıyıp sevdiğimiz Aragon, ‘Dada’ akımının öncüleri arasında sayılıyordu, sonradan Breton, Soupaux ile birlikte bu yüzyılın en önemli şiir akımı olan Sürrealizm'in kurucularından biri oldu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ise "toplumcu gerçekçi" bir sanat anlayışını benimseyerek Fransız şiirini etkisi altına aldı. Bugüne değin şiir, roman, eleştiri, deneme, çeviri olarak 61 kitap yayımladı. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en önemli örneklerindendir.
Aragon'un ünü, öte yandan, II. Dünya Savaşı'nda gizli karşı koyma hareketiyle daha bir büyümüştür. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en güzel örneklerinden biri olarak gösterilmektedir. Charles d'Orléans'dan, Victor Hugo'ya değin uzayan bir şiir çizgisini sürdürür gibidir Aragon. Aragon açık yazan ozanlardandır, birçok şiirleri bu yüzden şarkı haline getirilmiştir. Aragon, romancı olarak da ün yapmıştır. Çağdaş romanların arasında önemli bir yer daha tutar. Birkaç çevirisi de vardır.
Le Monde reel (1933-1944; Gerçek Dünya, 1968) adlı dört ciltlik uzun roman dizisinde, toplumsal devrime doğru yürüyen proletaryanın sınıf mücadelesini belirli bir tarihsel perspektif içinde ele aldı. 1939-1940 arası partinin öyküsünü anlatan bir başka uzun roman olan 6 ciltlik Les Communistes'te (1949-1951; Komünistler) geleneksel toplumsal gerçekçilik çizgisini sürdürdü. Sonraki üç romanı La Semaine sainte (1958; Kutsal Hafta), La mise â mort (1965; Ölüme Gönderme) ve Blanche ou l'Oubli (1967; Blanche ya da Unutuş) Komünist Partisi adına yapılan savunmalarla örülmüş üstü kapalı bir otobiyografi niteliğindeydi ve günün yeni roman tekniklerini yansıtıyordu.
Şiir kitaplarından Le Creve-Coeur (1941; Büyük Acı) ve La Diane française (1945; Fransız Diana'sı) Aragon'un ateşli yurtseverliğini, Les Yeux d'EIsa (1942; Elsa'nın Gözleri) ve II ne m'est Paris gue d'Elsa ise (1964; Elsa'sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir) yüzünde vatanının yansımasını gördüğü karısı Triolet'ye duyduğu aşkı dile getiriyordu.
Aragon 1953'ten 1972'ye değin komünizm yanlısı haftalık sanat ve edebiyat dergisi Les Lettres Françaises'in yayın yönetmenliğini yürüttü. 1968'de, 71 yaşındayken hâlâ militanlığından hiçbir şey kaybetmeden Paris sokaklarında gösteri yapan öğrencilere katıldı. 1981'de Legion d'honneur nişanıyla onurlandırıldı.
Ülkemizde “Mutlu Aşk Yoktur” adlı şiiriyle tanınan Aragon, ‘Dada’ akımının öncüleri arasında sayılıyordu, sonradan Breton, Soupaux ile birlikte bu yüzyılın en önemli şiir akımı olan Sürrealizm'in kurucularından biri oldu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ise "toplumcu gerçekçi" bir sanat anlayışını benimseyerek Fransız şiirini etkisi altına aldı. Bugüne değin şiir, roman, eleştiri, deneme, çeviri olarak 61 kitap yayımladı. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en önemli örneklerindendir.
Aragon'un ünü, öte yandan, II. Dünya Savaşı'nda gizli karşı koyma hareketiyle daha bir büyümüştür. Le Paysan de Paris adlı romanı, gerçeküstücülüğün en güzel örneklerinden biri olarak gösterilmektedir. Charles d'Orléans'dan, Victor Hugo'ya değin uzayan bir şiir çizgisini sürdürür gibidir Aragon. Aragon açık yazan ozanlardandır, birçok şiirleri bu yüzden şarkı haline getirilmiştir. Aragon, romancı olarak da ün yapmıştır. Çağdaş romanların arasında önemli bir yer daha tutar. Birkaç çevirisi de vardır.
Le Monde reel (1933-1944; Gerçek Dünya, 1968) adlı dört ciltlik uzun roman dizisinde, toplumsal devrime doğru yürüyen proletaryanın sınıf mücadelesini belirli bir tarihsel perspektif içinde ele aldı. 1939-1940 arası partinin öyküsünü anlatan bir başka uzun roman olan 6 ciltlik Les Communistes'te (1949-1951; Komünistler) geleneksel toplumsal gerçekçilik çizgisini sürdürdü. Sonraki üç romanı La Semaine sainte (1958; Kutsal Hafta), La mise â mort (1965; Ölüme Gönderme) ve Blanche ou l'Oubli (1967; Blanche ya da Unutuş) Komünist Partisi adına yapılan savunmalarla örülmüş üstü kapalı bir otobiyografi niteliğindeydi ve günün yeni roman tekniklerini yansıtıyordu.
Şiir kitaplarından Le Creve-Coeur (1941; Büyük Acı) ve La Diane française (1945; Fransız Diana'sı) Aragon'un ateşli yurtseverliğini, Les Yeux d'EIsa (1942; Elsa'nın Gözleri) ve II ne m'est Paris gue d'Elsa ise (1964; Elsa'sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir) yüzünde vatanının yansımasını gördüğü karısı Triolet'ye duyduğu aşkı dile getiriyordu.
Aragon 1953'ten 1972'ye değin komünizm yanlısı haftalık sanat ve edebiyat dergisi Les Lettres Françaises'in yayın yönetmenliğini yürüttü. 1968'de, 71 yaşındayken hâlâ militanlığından hiçbir şey kaybetmeden Paris sokaklarında gösteri yapan öğrencilere katıldı. 1981'de Legion d'honneur nişanıyla onurlandırıldı.