16-17 yaşında tahta çıkan ve 38-39 yaşında ölen Abdülmecit'in öyküsü Osmanlı padişahları içinde dikkat çekici ve çok üzücüdür. O yüzden merak edip aldım. İyi ki almışım oldukça doğru bilgiler içeren kitap öykü gibi yazıldığından okunması kolay. 19. yüzyıl Osmanlısının Harem hayatı çok güzel verilmiş. Bu eseri okuyanlar Ayşe Osmanoğlu'nun "Babam Abdülhamit"ini de okusunlar. Eğer padişahları tapılacak insanlar yarı Evliyalar gibi görüyorsanız sakın okumayın. Bu kitap hataları, günahları, zayıflıkları olan bir insanın hikayesini anlatıyor.
Abdülmecit, Osmanlı tahtına oturduğu zaman hiç devlet idare ve hayat tecrübesi olmaması nedeniyle oraya buraya çekilmiş. Ne babası II. Mahmut gibi dediğim dedik bir padişah ne de oğlu Sultan Abdülhamit gibi devlet işlerinde kafasında 99 tilkinin kuyrukları bile birbirine değmeden gezen kurnaz bir politikacıydı.
Her şeyi varken hiçbir şeysiz kalan bir adam haline gelmiş. Kadınlara kibar davranan bir adam olduğu için hem karıları , hem kızları istedikleri gibi davranmışlar. Başka padişahlar olsa bu kitapta bahsedilen olaylar için kimleri asmaz ve sürmezdi ki.
İmparatorluğun çökmesini önlemek için ilan edilen Gülhane Hatt-ı Hümayun'u yani Tanzimat Fermanı imparatorluğun içişlerine karışma nedeni olarak kullanılacağını kimse ön görememiş.
Tarih konularına meraklı olanlara tavsiye ederim.